16. Hukuk Dairesi 2018/4393 E. , 2020/5032 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1977 yılında yapılan kadastro sırasında dere yatağı olarak tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 29.11.2017 tarih ve 2015/17580-2017/8201 Esas, Karar sayılı ilamı ile "...tescil davasının Hazine yanında taşınmazın bulunduğu Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı"na da yöneltilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı tarafından davalılardan DSİ Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar aleyhine açılan TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil davasının kabulüne, fen bilirkişileri tarafından hazırlanan 07.01.2015 tarihli raporda "dere yatağı-TH" olarak gösterilen 12.065,19 metrekarelik bölümün arazi vasfıyla ... Köyü"nde son parsel numarası verilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 07.01.2015 tarihli fen raporunun karara eklenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafında vekalet ücreti yönünden ve davalı ... vekili tarafından ise esasa ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda "dere yatağı-TH" olarak gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı yararına, Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz bölümünün imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği sorulup saptanılmamış, zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmamış, taşınmaz bölümünün niteliğinin, imar-ihyaya konu edilip edilmediğinin, edilmişse imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığının ve zilyetlik süresinin belirlenmesi amacıyla, dava tarihinden ya da taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalması ve imar planının kesinleşme tarihinin dava tarihinden önce olması halinde, imar planının kesinleşme tarihinden 20-25 yıl öncesine ilişkin farklı evrelerde çekilmiş en az 3 adet hava fotoğrafının incelenmesi gerektiği halde, tek hava fotoğrafının (1984 tarihli) incelenmesiyle yetinilmiş ve taşınmaz bölümünün evveliyatı, kullanım süresi, niteliği ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarına ilişkin somut verilere dayalı açıklama içermeyen, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı ilgili belediyelerden sorularak belirlenmeli, imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının onaylı bir örneği dosyaya getirtilmeli, taşınmaz bölümü imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden, değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin faklı evrelerde çekilmiş en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden getirtilmeli, ayrıca bulunabilecek en eski tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları da celbedilerek dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, jeolog bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve kullanımın imar-ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıla ulaşıp ulaşmadığı, taşınmaz bölümü üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı ve mevcut ise zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; komşu parsellerin dayanak kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde okuduğu belirlenmeli; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmaz bölümünü komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor düzenlettirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeolog bilirkişisinden, taşınmaz bölümünün aktif dere yatağında veya derenin mutlak etkisi altında kalıp kalmadığını, önceki ve mevcut niteliğinin ne olduğunu, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığını, derenin yatak değiştirip değiştirmediğini, derede ıslah çalışmaları yapılıp yapılmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının ve eski tarihli uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, çekişmeli taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.