Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/6557 Esas 2013/8216 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği .... Köyü, ....Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 28.12.2008 tarihli fen bilirkişi raporunda (A, B ve C) harfleri ile işaretli toplam 1614,82 m2 yüzölçümlü taşınmazların davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1944 yılında 3116 sayılı Kanun gereğince orman tahdidi ile 1996 yılında daha önce kadastrosu yapılmamış ormanların sınırlandırılması ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması ve aplikasyon yapılmıştır. Genel arazi kadastrosu 1955 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmaz tapulama harici bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmaz her ne kadar 1955 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında orman niteliği ile tapulama harici bırakılmış ise de, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacı adına tescile karar verilen (A, B ve C) harfleri ile işaretli bölümlerin yüzölçümlerinin ayrı ayrı belirtilmek suretiyle infaza elverişli hüküm kurulmak yerine, bu bölümlerin yüzölçümlerinin toplam olarak karar yerinde gösterilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 1. bendinin çıkartılarak, bunun yerine “Davanın kabulü ile, ... İlçesi, ...Köyü, ... Mevkiinde bulunan, 28.12.2008 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile işaretli 273,97 m2, (B) harfi ile işaretli 1142,56 m2 ve (C) harfi ile işaretli 198,29 m2 yüzölçümlü bölümlerin davacı ... .... adına tapuya tesciline,” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.