17. Hukuk Dairesi 2014/20059 E. , 2015/3953 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı başvurunun kabulüne dair verilen hakem heyeti kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalının ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralanarak malül kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 244.802,22 TL maddi tazminat ile 250.000,00 TL manevi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili daha sonra ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 469.628,61 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; malüliyet oranının yüksek olduğunu, tedavi giderlerinin teminat kapsamı dışında kaldığını, hesaplamaya esas gelirin yüksek olduğunu, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu hakem heyetince; başvurunun kabulüyle toplam 469.628,61 TL maddi tazminatın 30.04.2014 tarihinden, 250.000,00 TL manevi tazminatın 28.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 6456 Sayılı Kanunla değiştirilen 30. maddesinin 12. fıkrasında, beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı, kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir. Aynı kanunun 30. maddesinin 23. fıkrasında, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun hükümlerinin tahkim hakkında da kıyasen uygulanacağı öngörülmüştür. 6100 Sayılı HMK"nin geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 434. maddesinde ise temyiz isteği harca tabi ise harcın yatırıldığı tarihte temyiz yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu"nun başvurunun kabulüne dair 27.07.2014 tarihli kararı, davalı vekiline 08.08.2014 tarihinde tebliğ olmuştur. Davalı vekilince hakem heyeti kararına itiraz edilmiş olup hakem heyetince itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesiyle itiraz değerlendirmeye alınmamıştır. Her ne kadar davalı vekilinin itiraz dilekçesi 19.08.2014 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu"nca havale edilmiş ise de, davalı vekilince itiraz başvuru ücreti 14.08.2014 tarihinde yatırılmış olup buna dair dekont itirazla birlikte ibraz edilmiştir. Bu haliyle başvuru ücretinin yatırıldığı tarih itiraz yoluna başvuru tarihi olup davalı vekilince on günlük süre içerisinde itiraz yoluna başvurulmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu"nca itirazın süresinde yapıldığı gözetilerek yargılamaya devam edilip sonuca göre itiraz hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-)Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 05.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.