Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/10
Karar No: 2021/1379
Karar Tarihi: 06.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/10 Esas 2021/1379 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No....
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

.....

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

......
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25.09.2019
ESAS-KARAR NUMARASI :.......

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının eşi ve desteği ...'nun davalı sigorta şirketine 3........ ile sigortalı olan ... Kayseri isimli büyük bir alış veriş merkezi binasının inşaatında, iş güvenliğine uygun işlemler yapılıp yapılmadığı yönünde denetimlerde bulunurken, iş güvenliği amacıyla sağlam bir şekilde binaya bağlanması gereken platformun, usulüne uygun şekilde bağlanmaması, bağlantı yerlerinden birden kopması sonucu, davalı tarafından sigortalanan inşaattan diğer işçilerle birlikte düşerek, hayatını kaybettiğini, destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiklerini, davacının destek zararı tam ve kesin olarak şu aşamada belirlenemediği için davanın, 6100 Sayılı HMK'nın 107. maddesi gereğince bir belirsiz alacak ve tespit davası olarak açıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı için şimdilik 1.000,00-TL. destekten yoksun tazminatın davalı sigorta şirketine dava konusu olayın ihbar edildiğini tarih olan 18.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazaya ilişkin ceza yargılamasının bekletici mesele yapılmasını, soruşturma/kovuşturma dosyası içeriğinde aleyhlerine olabilecek hususları kabul etmediklerini, müvekkili şirkete tebliğ edilen dava dilekçesinin ekinde, kaza ve zarara ilişkin olarak yer alması gereken tüm belgelerin bulunmadığını, ...... Mali Sorumluluk Sigortası; gerçek ya da tüzel kişilerin, kendilerinin veya çalışanlarının üçüncü şahıslara verebilecekleri her türlü bedeni ve maddi zararlar nedeniyle kendisine yöneltilebilecek tazminat talepleri ile ilgili sorumluluklarını teminat altına alan sigorta türü olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin nezdinde düzenlenmiş poliçenin üçüncü şahısların vefatı, yaralanması veya sakat kalması nedeniyle ortaya çıkan tazminat talepleri ile üçüncü şahıslara ait malların, maddi zarar ve hasara uğraması neticesinde oluşacak tazminat taleplerini kapsamakta olduğunu, ...... Genel Şartları da bu sigortanın kapsamını sigortanın mer'iyet müddeti esnasında vukua gelecek bir hadise neticesinde, üçüncü şahısların ölmesi, yaralanması veya sıhhatinin muhtel olması, üçüncü şahıslara ait mallarda ziya ve hasar (maddi zarar ve ziyanlar) husule gelmesi sebebi ile, poliçede gösterilen sıfat, faaliyet ve hukuki münasebetlerinden dolayı, kendisine karşı, üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülecek zarar ve ziyan taleplerinin neticelerine karşı, Türkiye Cumhuriyetinin hukuki mes'uliyete müteallik mevzuatı hükümleri dairesinde ve iş bu poliçede tesbit olunan meblağlara kadar temin edeceği, şeklinde saptamış olduğunu, davacı yan ile sigortalı şirket arasında istihdam ilişkisi bulunması durumunda, iş bu poliçe işlerlik kazanmayacak ve dava konusu talepleri teminat altına almayacağını, dava dilekçesinde yer alan "davalı sigorta şirketinin dava konusu kazanın gerçekleşmesinde müşterek ve müteselsilen %100 oranında ağır derecede kusurludur." ifadesi taraflarınca kabul edilemez olduğunu, gerçekleşen kazada müvekkili sigorta şirketinin kusura dayalı hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, mevcut poliçe ile sigorta şirketinin ancak bedeni ve maddi zararlar nedeniyle sigortalısına yöneltilebilecek tazminat talepleri ile ilgili sigortalısının sorumluluklarını (sigortalısının kusuru oranında) teminat altına alınacağına, mezkur olay nedeniyle, iş bu poliçe kapsamında yapılan/yapılacak ödemeler nispetince poliçe teminat limitinin eksildiğini/tüketildiğini ve sigortalı adına düzenlenmiş ve aynı teminat kapsamında başka bir sigortanın da bulunması durumunda, bu poliçe ile sigortacıya düşecek sorumluluğun; diğer sigorta/sigortalara oranla azalacağını bu aşamada bildirdiklerini, genel ve özel şartlar çerçevesinde, sigortacı tarafından verilen teminatın poliçede "kişi başına" belirlenen üst limit ile sınırlı olduğunu, sorumluluk sigortalarındaki asıl amaç; kazalının veya onun hak sahiplerinin uğradığı ....... tarafından karşılanmayan ve Kurumca yapılan ödemelerin üstünde ve dışında kalan zararın karşılanması olduğunu,.......nolu sigorta poliçesi olay tarihini kapsamakta ise de poliçenin can (meblağ) sigortası vasfında olmadığını, poliçedeki sorumluluk üst limit miktarı, hasar anında ödenebilecek maktu tazminat miktarı olmayıp, sigortacının tazminat yönünden sorumlu tutulabileceği azami miktarı belirtmekte olduğunu, yine dava dilekçesinin sonuç kısmında yer alan "sigorta şirketinden alınacak olan ticari bir alacak olduğu için işleyecek ticari/avans faizi ile birlikte davalıdan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" ifadesi kabul edilemez nitelik taşımakta olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere; iş bu davada müvekkili şirketin sorumluluğuna hükmedilse dahi, bu alacak bir tazminat alacağı olduğunu, ticari bir alacak olmayacağını, hak sahipleri ile müvekkili sigorta şirketinin arasında ticari bir ilişki bulunmadığından, (kabul anlamına gelmemek üzere) dava sonucunda hükmedilebilecek tazminata ticari faiz yürütülmesinin mümkün olmadığını, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davalarda, bakım ihtiyacını ispat yükünün davacıda olduğunu, davacı tarafından talep edilen tazminat taleplerinin yüksek olduğu, davacı tarafın maddi tazminat talebinin nev'ini açıklaması gerektiğini, davacı tarafın fazlaya ilişkin hak ve talepler saklı kalmak kaydı ile talep ettiği 1.000,00-TL maddi tazminat talebinin neye taalluk ettiğinin açıklanmasını talep ettiklerini, TBK md. 50/1'e göre, "Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.". Maddede açıkça belirtilmiş olmamakla birlikte, davacının hem uğranılan zararı hem de bunun miktarını ispat etmek zorunda olduğunu, ayrıca fazlaya ilişkin hak ve taleplere muvafakat etmediklerini, tazminat davalarında, olay nedeniyle elde ettiği yararlar (menfaatler) var ise bunların indirilerek zararın netleştirilmesi gerektiğini, temerrütün gerçekleşmediğini müvekkili sigorta şirketinin faiz ve fer'iler yönünden bu aşamada sorumlu tutulamayacağını, 1.000,00-TL maddi tazminat talebinin neye dayandığının açıklanması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi'nce "...Davacı tarafça inşaat sigorta policesi ve işveren sorumluluk sigorta policeleri kapsamında desteğin ölümü ile neticelenen kaza sebebiyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiş,davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş olup;
........ müfettişi olarak çalışan davacının eşi destek ...'nun sigortalı inşaatı denetimi sırasında 12/06/2014 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefaat ettiği, kazada asıl işveren sigortalı ... ... A.Ş'nin %45 oranında...... oranında kusurlu bulunduğu, davacının desteğini yitirmesi nedeniyle desteğin kusurundan kaynaklı indirim de dikkate alındığında hak kazanacağı tazminat tutarının 800.622,79 TL'sı olduğu, police limitinin ise bedeni zararlarda kişi başı 100.000,00 TL'sı olduğu, davanın sigorta hukukundan kaynaklanması, sigorta hukukunun Ticaret Yasasında düzenlenmesi nedeniyle T.K. 5.m gereği mahkememezin görevli olduğu, davalı şirkete ihbarın 22/08/2017 tarihinde yapılması, T.K.nun 1427/2 maddesi gereği sigorta tazminatının müracaattan 45 gün sonra muaccel olacağı temerrüt tarihi yönünden, sigortanın niteliği ve kazanın meydana geldiği yerin iş yeri niteliği faizin türü yönünden gözetilerek..." gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davacı vekilinin dava dilekçesinde davalı yönünden inşaat sigorta poliçesi kapsamında talepte bulunmasına rağmen mahkemece taleple bağlılık ilkesi gözetilmeksizin işveren sorumluluk sigorta poliçesi esas alınarak hüküm kurulmasının doğru olmadığını, ayrıca müteveffa sigortalı çalışanı olmadığından işveren mali mesuliyet sigorta teminatları gereğince dava konusu taleplerin işveren poliçesi kapsamında değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taleplerin inşaat sigorta poliçesi teminatı kapsamında değerlendirilmesi halinde ise 50.000,00 TL kombine tek limit olduğunu ayrıca poliçede minimum 1.500,00 USD olmak üzere her hasarın %10'u oranında muafiyet şartı bulunduğunu, mahkemece bu hususların gözetilmediğini, hükme esas alınan kusur ve hesap raporunun hatalı olduğunu, sigortalının kusuru gözetilmeksizin zararın tamamı üzerinden müvekkili şirkete sorumluluk atfı yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, destek pay oranları belirlenirken muhtemel çocuklara da destek payı ayrılmaksızın düzenlenen 24.01.2019 tarihli hesap raporunun hükme esas alınmasının yanlış olduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyanın tetkikinde;
Davacının eşi, iş müfettişi ... 12.06.2014 tarihinde ... ... A.Ş'nin inşaatında, denetim sırasında dış cephede kurulu iskelenin çökmesi sonucu vefat etmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde davacı eş için destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiklerini, davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını bildirmiş, davalı tarafından düzenlenen...... nolu inşaat sorumluk sigorta poliçesinin ve işveren sorumluluk sigorta poliçesinin dosyaya celbini talep etmiştir.
01.11.2013 başlangıç ve 1.11.2014 bitiş tarihli,........A.Ş için inşaat sigorta poliçesinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi'nce bilirkişi raporu alınmış, kök raporda destek eşe 2 pay anne ve babaya birer pay ayrılarak yapılan hesaplama sonucunda davacının destek zararı 800.622,79 TL olarak hesaplanmış, işveren sorumluluk sigortası azami limiti 100.000, 00 TL olduğu açıklanarak davalının bu miktardan sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili, desteğin dava dışı sigortalının çalışanı olmaması nedeni ile zararın işveren sorumluluk sigortası teminatı kapsamında olmadığı, ayrıca davacının çocuk sahibi olma ihtimalinin ve bu kapsamda muhtemel çocukların paylarının gözetilmediğini bildirerek, bilirkişi raporuna itiraz etmiştir.
Bilirkişi ek raporunda, davacı eşin destek hayatta olsaydı muhtemel iki çocuğu olacağı kabul edilerek, davacının destek zararının 699.083,32 TL olduğu belirtilmiş ancak davalı vekilinin sair itirazları karşılanmamıştır.
Mahkemece, bilirkişi kök ve ek raporuna raporuna dayanılarak, poliçe limitinin bedeni zararlarda kişi başı 100.000,00 TL olduğu açıklanarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili kök rapordan sonra davacı desteğinin dava dışı sigortalının çalışanı olmaması nedeniyle zararın işveren sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında kalmadığını, şayet inşaat sigorta poliçesine dayanılıyorsa, üçüncü kişi zararlarında teminatın 50.000,00 TL ile sınırlı olduğu ve muafiyet şartı olduğu yönünde itirazda bulunmuştur.
Mahkemece, zararın teminat kapsamında kaldığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ancak zararın davacının dava dilekçesinde dayandığı inşaat sigorta poliçesi ve işveren sorumluk sigorta poliçesinden hangisinin kapsamında kaldığı açıklanmamıştır. Kaldı ki hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda da davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazları karşılanmamış olup bilirkişi raporu bu yönü ile hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir.
Buna göre Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK'nın 353/(1)-a.6. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,a.6. gereğince, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin........ sayılı dava dosyasında verdiği 25.09.2019 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
06.10.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 06.10.2021

......


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi