Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/8237
Karar No: 2021/797
Karar Tarihi: 02.03.2021

Danıştay 10. Daire 2019/8237 Esas 2021/797 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/8237
Karar No : 2021/797

TEMYİZ EDENLER (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …

VEKİLLERİ : Av. … - Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müş. Yrd. V. …
2- … Valiliği

VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, İstanbul ili, Beşiktaş ilçesinde 10/12/2016 tarihinde meydana gelen canlı bomba saldırısında ...ve ...'ın oğulları, ...'ın kardeşi olan ...'ın vefat ettiği, manevi tazminat talebiyle İçişleri Bakanlığına yapılan başvurunun, başvurunun iletildiği İstanbul Valiliği Hukuk İşleri Müdürlüğünce reddedildiği, meydana gelen olay nedeniyle idarenin kusursuz sorumluluğu bulunduğundan ve sosyal risk ilkesinden bahisle duyulan üzüntü nedeni ile baba ...için 750.000,00 TL, anne ... için 750.000,00 TL, kardeş ... için ise 500.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi kararıyla; sosyal risk ilkesi ile toplumun içinde bulunduğu koşullardan kaynaklanan, idarenin faaliyet alanında meydana gelmekle birlikte, yürütülen kamu hizmetinin doğrudan sonucu olmayan, toplumsal nitelikli riskin gerçekleşmesi sonucu oluşan, salt toplumun bireyi olunması nedeniyle uğranılan özel ve olağandışı zararların da topluma pay edilerek giderilmesinin amaçlandığı, genel bir ifade ile "terör olayları" olarak nitelenen eylemlerin, Devlete yönelik olduğu, Anayasal düzeni yıkmayı amaçladığı, bu tür olaylarda zarar gören kişi ve kuruluşlara karşı kişisel husumetten kaynaklanmadığı, sözü edilen olaylar nedeniyle zarara uğrayan kişilerin kendi kusur ve eylemleri sonucu değil, toplumun bir bireyi olmaları nedeniyle zarar gördükleri, belirtilen şekilde ortaya çıkan zararların ise, özel ve olağandışı nitelikleri dikkate alınıp, terör olaylarını önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemeyen idarece, sosyal risk ilkesine göre, topluma pay edilmesi suretiyle tazmininin hakkaniyet gereği olduğu, sosyal devlet ilkesine de uygun olduğu, terör olayları nedeniyle meydana gelen ve sosyal risk ilkesi kapsamında bulunup 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanmayan ilgililerin ileri sürdükleri manevi zarara bağlı tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlıklarda, idare hukukunun tazminata ilişkin ilke ve kuralları çerçevesinde 2577 sayılı Kanunun öngördüğü usullere tabi olarak manevi tazminat ödenip ödenmeyeceğine ilişkin yargısal incelemenin yapılması gerektiği, dava konusu olayda; teröristlerce düzenlenen saldırıda, ölenin herhangi bir kusurundan söz etmenin mümkün olmadığı, somut terör eyleminin niteliği gereği davalı idarece önceden tespit edilerek önlenmesinin de beklenemeyeceği, dolayısıyla olayda idarenin bir hizmet kusurunun bulunmadığı, ancak olayın bizatihi maksat ve hedefinin salt devlet ve onu teşkil eden toplum olması özünde bu toplumun bir ferdi olarak ölmüş olması nedeniyle ölenin yakını olan davacı tarafça uğranılan manevi zararın, duyulan ızdırap ve elemin ağırlığı ölçüsünde sosyal risk ilkesine göre de tazmin edilmesinin mümkün olduğu, bu durumda; meydana gelen ölüm olayının davacıların derin elem ve üzüntü duymalarına neden olacağının tartışmasız olduğu, duyulan elem ve üzüntünün karşılığı olarak Mahkemece oluşan kanaate göre takdiren; mütevaffanın annesi için 75.000,00 TL ve babası için 75.000,00 TL, kardeşi içim ise 50.000,00TL manevi olmak üzere toplam; 200.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu ... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, davacılar ve davalı idareler tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar vekili tarafından, olayda davalı idarelerin hizmet kusurunun bulunduğu, bu hususun kararlarda dikkate alınmadığı, manevi tazminatın olayın oluş şekli ve müvekkilerin yaşadıkları büyük acı dikkate alındığında yetersiz ve hakkaniyete aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, idarenin ağır hizmet kusuru halinde sorumluluğunun bulunduğu, olayın bir terör olayı olduğu, bu nedenle 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, manevi tazminat ilgili Kanunda düzenlenmediğinden manevi tazminat sorumluluklarının bulunmadığı, belirlenen manevi tazminatın düzenlenme amacına aykırı yüksek belirlendiği, bu nedenle diğer tazminat dosyaları ile eşitsizliğe yol açtığı ileri sürülmektedir.
Davalı İstanbul Valiliği tarafından, öncelikle husumet itirazlarının olduğu, olayın bir terör olayı olduğu, idarenin hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk hali bulunmadığından olayın 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, söz konusu Kanun'da manevi tazminatın düzenlenmediği, bu nedenle manevi tazminattan sorumlu olmadıkları, belirlenen manevi tazminat miktarının yüksek olduğu, temerrüt söz konusu olmadığından faize hükmedilmesinin mümkün olmadığı, idarelerinin harçtan muaf olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
Davalı idareler tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davalı idarelerin temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile davacılar için belirlenen manevi tazminatın benzer olaylara göre yüksek olduğu gerekçesiyle temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38/1-(b) ve 17/3. maddeleri uyarınca Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun, Danıştay idari dava dairelerinin yalnızca ilk derece mahkemesi olarak baktıkları davalarda verdikleri yürütmenin durdurulması istemleri hakkındaki kararları itiraz yoluyla; nihai kararları ise temyiz yoluyla incelemekle görevli kılındığı ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 52/4. maddesinde temyiz incelemesi sırasında yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararların kesin olduğu belirtildiğinden; Danıştay Onuncu Dairesince temyiz mercii sıfatıyla verilmiş olan kararın itiraz yoluyla incelenme olanağı bulunmadığından davacı tarafın bu isteminin incelenmeksizin reddi ile işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A-) Temyize konu kararın davacı anne, baba ve kardeşe manevi tazminat istemlerinin kabulüne ilişkin kısmının incelenmesinden:
Manevi zarar; kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, ölüm veya uğranılan diğer cismani zarar nedeniyle duyulan acı ve ızdırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran belli ağırlıktaki her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmektedir. Kendisinin veya yakınlarının uğradığı tecavüz, saldırı veya meydana gelen bir ölüm olayı sonucunda; fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir.
Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi ve tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı bir miktarda olması gerekmektedir.
Bakılan uyuşmazlıkta, Bölge İdare Mahkemesince söz konusu patlamalarda vefat eden kişilerin yakınlarının açmış olduğu manevi tazminat istemli dosyalarda aynı derecede yakınlık bağı bulunan kişiler için farklı miktarlarda manevi tazminata hükmedildiği görülmektedir. İş bu dosyada davacı anne, baba için hükmedilen 75.000,00 TL, davacı kardeş için hükmedilen 50.000,00 TL manevi tazminat miktarının yukarıda izah edilen nedenlerle Dairemiz içtihatlarına göre yüksek olduğu, manevi tazminatın amaç ve niteliği de dikkate alınarak olay karşısında duyulan acıyla da orantılı olacak şekilde yeniden takdiri yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Dairemizce incelenen, 10/10/2015 tarihli Ankara Garı'nda meydana gelen patlamalar nedeniyle tazminat istemlerine ilişkin 15/12/2020 tarih ve E:2019/12519, K:2020/6263 sayılı dosyasında anne, baba için belirlenen 30.000,00 TL ile kardeş için belirlenen 15.000,00 TL manevi tazminat miktarının onandığı görülmüştür.
B-) Temyize konu kararın davacı anne, baba ve kardeşe manevi tazminat istemlerinin reddine ilişkin kısmının incelenmesinden:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın belirtilen kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerin temyiz istemlerinin kısmen kabulüne, davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacıların manevi tazminat istemlerinin kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA, davacıların manevi tazminat istemlerinin reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 02/03/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi