Esas No: 2018/1150
Karar No: 2021/1382
Karar Tarihi: 06.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1150 Esas 2021/1382 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06.12.2017
ESAS-KARAR NUMARASI : .....
Asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili kooperatif üyesi olduğunu, davalının 19/11/2008 tarihinde kooperatiften istifa ettiğine yönelik istifa dilekçesini Ankara 47. Noterliği'nden gönderdiğini, 26/11/2008 tarihli yönetim kurulu kararında davalının borçlarını ödemediğinin tespit edildiğini, ayrıca 22/12/2011 tarihli karar defterine alınan kararda davalının evi teslim alması ve kooperatifin iskan aşamasında olması ve tasfiye olabilmesi için ödenecek borçlar sebebi ile istifasının kabul edilmediği yönünde karar alındığını, davalı hakkında Ankara 7. İcra Müdürlüğü'nü..... sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, bu icra takibine konu alacağın 17/04/2011 tarihli olağan genel kurul kararı gereğince ödenmesi gereken aidatlar ile 19/02/2012 tarihli genel kurul kararı gereği ödenmesi gereken aidat ve gecikme cezalarını kapsadığını, toplam 5.350,00 TL asıl alacak, 1.128,00 TL cezai şart talep edilen bu alacak için yapılan görüşmelerin olumsuz sonuçlanması sürecinde itirazın iptali davası süresinin de geçmiş olduğunu, davalının kooperatiften istifa ettiğini ve borçtan sorumlu olmadığını beyan ettiğini, kooperatif tarafından yapılan müracaat üzerine verilen ...... 04/03/2013 tarihli cevabi yazısında, 1163 Sayılı Yasa'nın 81'inci maddesi uyarınca amacına ulaşarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutunun veya iş yerinin çıkma veya çıkarılma sebebi ile geri alınamayacağı, ancak bu eski ortakların daha sonra oluşacabilecek tasfiye masraflarına katılacağı şeklinde görüş belirtildiğini, bu nedenle alacak davası açtıklarını belirterek, 04/09/2013 tarihli genel kurul kararı gereğince 3.500,00 TL asıl, 19/02/2012 tarihli genel kurul kararı gereğince 2.850,00 TL asıl, 31/03/2013 tarihli genel kurul kararı gereğince 2.000,00 TL asıl olmak üzere toplam 8.350,00 TL asıl alacağın ve 3.164,00 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 11.514,00 TL' nin işleyecek gecikme cezası ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki temelinin bulunmadığını, müvekkilinin 19/11/2008 tarihli ihtarname ile davacı kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, istifa tarihinde müvekkilinin kooperatife her hangi bir borcunun bulunmadığını, bu tarihe kadar birikmiş borçlarının kooperatifin borçlu olduğu 7. İcra Müdürlüğü'nün ..... sayılı dosyasına 89/1 haciz ihbarnamesi gereği ödediğini, ancak kooperatifin 26/11/2008 tarihli kararında icra dosyasına yapılan bu ödemeyi kabul etmediğini, söz konusu kooperatifin borçlu olduğu kambiyo takibine karşı itirazda bulunduğu ve savcılığa şikayetçi olduğunu ileri sürdüğünü, ancak müvekkili tarafından yapılan ödemenin hukuken geçerli olduğunu, icra dosyasına 89/1 ihbarnamesi nedeni ile bu parayı yatırmak zorunda kaldığını, kaldı ki kooperatifin dava dosyasına ibraz ettiği ve gönderdiği borç hesap dökümlerinde bu tarihteki ödemeleri kabul ederek bakiye borcunu sıfır olarak gösterdiğini, yani istifa tarihinde borcunun olmadığının kooperatifin de kabulünde olduğunu, davacı kooperatifin istifa tarihinden sonraki genel kurullarda bu istifayı karara bağlamadığını ancak 22/12/2011 tarihli kararında, 3 yıl sonra istifanın kabul edilmediğine ilişkin karar alındığını, davacı kooperatifin gerekçe olarak müvekkilin evini teslim almasını, kooperatifin iskan aşamasında olmasını ve kooperatif borçlarının bulunduğunu ileri sürdüğünü, ancak evin teslim alınmasının ve kooperatifin borçlarının bulunmasının üyelikten istifaya engel bir durum olmadığını, davacının talebinin yasanın 81'inci maddesine dayandırdığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının talep ettiği alacağın tasfiye giderleri değil tüm aidat giderleri olduğunu, bu konuda maddi hataya düşüldüğünü, 1163 Sayılı Yasa'nın 13. maddesine göre noter aracılığı ile bildirim ile çıkmanın gerçekleşeceğini, kooperatif ana sözleşmesinin 13. maddesine göre yönetim kurulunun üyelerinin çıkma isteğinin kayıtlara girmesinden itibaren 1 ay içinde kabulden kaçınması halinde bildiri tarihinden itibaren çıkmanın gerçekleşeceğini, istifanın kooperatifçe kabulünün gerekmediğini, istifa iradesinin kooperatife ulaşmasından sonra aidat borçlarından sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkil kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatif üyesinin davacı kooperatife 2012 yılı Ağustos Ekim ayları, 2013 yılı Nisan, Haziran, Ağustos ayları aidat borcu ve 2014 yılı Haziran Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık aylarına ait aidat borçlarının ve 2015 yılı Ocak ayı için 11.328,60 TL (10.092,00 TL asıl alacak ve 1.236,60 TL gecikme cezası ) aidat borcunun bulunduğu, bu alacaklarının tahsili için Ankara 7. İcra Müdürlüğü'nün..... sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu, daha önce Ankara 7. İcra Müdürlüğü'nün ..... sayılı dosyasında 2011 yılı Eylül, Ekim Kasım, Aralık, Ocak aylarına, 2012 yılı Mart, Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim aylarına, 2013 yılı Nisan, Haziran, Ağustos aylarına ait aidat alacaklarının tahsili için başlatıkları icra takibine davalının itiraz ettiği, itirazın iptali için öngörülen süre geçirildiğinden Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .... esasına kayıtlı alacak davasının açıldığı, bu dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde alacaklarının sabit olduğu, daha sonra yaptıkları incelemede her iki icra dosyasında 2012 yılı Ağustos, Ekim ayları ile 2013 yılı Nisan, Haziran ve Ağustos aylarına ait aidat borçlarının mükerrer olarak takibe konu edildiği anlaşıldığından, bu aidat alacaklarına ilişkin olarak icra takibinden .... sayılı dosyasında feragat ettiklerini belirterek, daha önce Ankara 7. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra dosyası ile takibe konulan ayların mahsubu ile 10.092,00 TL asıl alacak, 1.236,60 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 11.328,60 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili birleşen davada cevap dilekçesinde, müvekkilinin 19/11/2008 tarihinde davacı kooperatiften istifa ettiğini, istifa tarihinde müvekkilinin kooperatife borcunun bulunmadığını, davacı kooperatifin istifa tarihinden sonraki genel kurul toplantılarında bu istifayı karara bağlamadığını ancak 22/12/2011 tarihli kararında müvekkilinin istifa dilekçesini kabul etmediğine dair karar aldığını, gerekçe olarak müvekkilinin evini teslim almasını, kooperatifin iskan aşamasında olmasını ve kooperatifin borçlarının bulunduğunu ileri sürdüğünü, ancak ileri sürülen sebeplerin istifaya engel bir durum olmadığını, hukuken geçerli istifa iradesinin noter aracılığı ile davacı kooperatife tebliğinden sonra ortaya çıkan dava konusu aidat borçlarından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kooperatif genel kurul toplantılarının usulüne uygun surette müvekkiline tebliğ de edilmediğini, temerrütün gerçekleşmediğini, müvekkilinin eski ortak sıfatıyla kooperatif hissesine karşılık gelen konutu halen uhdesinde bulundurduğunu ve aidatlarını 2008 yılından itibaren mevcut olan site yönetimine eksiksiz ödemekte olduğunu, davacının tasfiye giderlerine yönelik alacak iddiasında bulunduğunu, müvekkilinin kooperatiften istifa ettiği 2008 yılında kooperatifin tüm borçlarını, tasfiye giderlerini, kayıp ettiği alacak ve tazminat davalarından doğan borçlarını hesap ederek bilanço çıkardığını ve her ortağa isabet etmiş ve edecek miktarı hesap ettiğini, müvekkilinin bu parayı ödedikten sonra istifa ettiğini, bu nedenle ikinci kez tasfiye gideri veya sair borç çıkarmasının usul ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının talep ettiği alacağın tasfiye gideri olduğunu ve tasfiye giderlerini ispat etmek zorunda olduğunu, buna ilişkin hiçbir belge ve maliyet hesabının sunulmadığını savunarak, davanın reddine, %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi'nce "...Toplanan delillere, bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre, davacı kooperatifin 2007 yılında tasfiye kararı aldığı, henüz tasfiye işlemlerinin tamamlanmadığı, davalının kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini 19/11/2008 tarihli ihtarname ile davacı kooperatife bildirildiği, Kooperatifler Kanunu'nda belirtilen düzenlemeler ve ana sözleşme hükümleri gereği davalının kooperatif üyeliğinin 26/11/2008 tarihinde sona erdiği, ortaklıktan ayrılan eski ortağın kendisine tahsis edilen konutu kooperatife iade etmemesi halinde yararlandığı kooperatif hizmetleri karşılığı aidat ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, tapu kaydına göre davalıya tahsis edilen konutun halen davalının uhdesinde bulunduğu, bu durumda Kooperatifler Kanunu 81/2 madde gereği davalı eski ortağın tasfiyeye dönük masraflara katlanmak zorunda olduğu, kooperatiflerde açık kapı ilkesinin geçerli olduğu, Kooperatifler Kanunu'nun 13. Maddesinde, "Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir." hükmünün bulunduğu, ortağın istifa bildiriminin yenilik doğurucu nitelikte olduğu, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğuracağı, ortağın istifasının kooperatifçe kabulüne gerek olmadığı, bu nedenle ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ile ortaklıktan çıkmanın gerçekleşeceği, bu nedenle birleşen davada bilirkişinin 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunun 81. maddesinde yapılan değişiklikten önce davalının istifa etmesi ve konutunu iade etmemesi nedeniyle istifanın geçerli olmadığına yönelik değerlendirmesine iştirak edilmemiş, asıl davada davacının talep edebileceği alacağın 8.350,00 TL asıl alacak ve 2.565,75 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 10.915,75 TL olduğu, birleşen davada 10.092,00 TL asıl alacak, 824,99 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 10.916,99 TL olduğu anlaşıldığından asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiş, birleşen davada alacağın likid olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, şartları oluşmayan davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,..." şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davalının kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini kooperatife hiçbir borcunun bulunmadığını, kooperatifin 10 yıldır tasfiye sürecinde olduğunu, bu nedenle belirlenen miktarda tasfiye gideri olmasının mümkün olmadığını, bazı giderlerin tasfiye gideri olmayıp, yargılama giderleri, aidat ve inşaat yapım giderleri olduğunu, bunların da davacıya yükletilmeye çalışıldığını, personel gideri, huzur hakkı, resim harç ve vergiye dair giderlerin de tasfiye başlığı altında açıklanmadığını, davalının istifa yokmuş gibi istifa sonrası olan tüm inşaat giderlerinden sorumlu tutulduğunu, davacının kooperatife olan tüm borçlarını ödedikten sonra istifa ettiğini, ikinci bir tasfiye gideri veya borç çıkarılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı istifasının üç yıl sonra reddedilmesinin de hakkın kötüye kullanılması olduğunu, konutun teslimi şartını tasfiye giderlerinden sorumlu olmaya bağlayan bilirkişi raporunun da hüküm kurmaya elverişli olmadığını bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Asıl dava, davacı kooperatifin aidat alacağının tahsiline yönelik alacak davası, birleşen dava ise kooperatif aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- HMK m. 353/1,b,1 gereğince Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ..... sayılı dava dosyasında verdiği 06.12.2017 tarihli kararına yönelik asıl ve birleşen davada davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Asıl davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 745,74 TL harçtan peşin olarak alınan 35,90 TL' nin düşümü ile kalan 709,84 TL 'nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Birleşen davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 773,85 TL'nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Asıl ve birleşen davada davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
5-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
06.10.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası'nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 06.10.2021
Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ...
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.