Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2293
Karar No: 2011/3423
Karar Tarihi: 24.03.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2293 Esas 2011/3423 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kayıtlı maliki olduğu taşınmazı davalının haksız kullandığını iddia ederek elatmanın önlenmesine ve ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap vermeyince mahkeme çekişme konusu taşınmazın davalı tarafından haksız kullanıldığı gerekçesiyle davayı kabul etmiştir. Davalının öldüğü anlaşılmış olsa da, davacı tarafından açılan dava sürdürülmüştür. Ancak HUMK'nın 38. maddesiyle kanuna yollama yapılarak tanımlanan dava ehliyetine ilişkin hükümler ve Medeni Kanun’un 28. maddesi doğrultusunda, davacının taraf ehliyeti olmasına rağmen davacı ile davalı arasındaki dava düşmüştür. Bu nedenle mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkeme kararının hukuki dayanağı HUMK'nın 428. maddesi olup, Medeni Kanun'un 8, 28, 47 ve 48. maddeleri taraf ehliyeti ve medeni haklardan yararlanma ehliyeti konularını açıklamaktadır.
1. Hukuk Dairesi         2011/2293 E.  ,  2011/3423 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KADINHANI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 18/06/2010
    NUMARASI : 2009/231-2010/118

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden maliki olduğu 15 ada 2 parsel sayılı taşınmazı davalının haksız kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve 14.313.57.-TL ecrimisilin tahsiline, karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazı davalının haksız kullandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı mirasçısı E.tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının çekişme konusu taşınmazda kayıt maliki olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, dava tarihinden önce 01.02.2008" de davalının öldüğü anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; Dava ehliyeti davada taraf olma yeteneğidir. HUMK. taraf Ehliyetini tanımlamamış 38.maddesiyle Medeni Kanuna yollamada bulunmakla yetinmiştir.Medeni Kanunumuz ise, davada taraf olma ehliyetini,medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saymış, 8, 28, 47 ve 48.maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteneğini taşıdığını,her gerçek kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren taraf ehliyetini kazanacağını ve yaşadığı sürece taraf ehliyetinin devam edeceğini belirtmiştir.Öte yandan gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarakta taraf ehliyetinin sona ereceği Medeni Kanunun 28.maddesinin buyurucu nitelikteki hükmüyle açıklanmıştır.Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur.Bu itibarla, gerek Medeni Kanun gerekse HUMK.nu dava açıldığı zaman hayatta bulunan kişiler yönünden düzenleyici hükümler koymuş; ölen veya mevhum kişiler hakkında açılacak davalar yasalarımızda yer almamıştır.Nitekim 4.5.l978 tarih l978/4-5 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında da dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş olan kimsenin mirasçılarına ardıllık (halefiyet) kuralı uygulanamayacağından tebligat yapılmak veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceği vurgulanmış, içtihatlar bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
    Mahkemece, kendiliğinden (resen) gözönünde bulundurulması gereken bu usul kuralı gözardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir.
    Hal böyle olunca dava tarihinden önce öldüğü anlaşılan davalı (A.) hakkında açılan davanın reddi gerekirken, işin esasına girilip kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Davalı mirasçısı E.nin temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    .

     

     


    .

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi