21. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/6522 Karar No: 2014/13697 Karar Tarihi: 16.06.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/6522 Esas 2014/13697 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Gaziantep 4. İş Mahkemesi tarafından verilen bir karara göre, hükmün tüm unsurlarını içeren kısa karar tefhim edilse bile, kararın gerekçesi taraflara tebliğ edilmediği durumlarda, temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlaması gerektiği belirtilmiştir. HMK'nın 321/2 maddesi uyarınca, kararın tüm hususları ile birlikte gerekçesinin açıklanmadığı hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılıp tebliğ edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Aynı şekilde, tarafların gerekçeli karar tebliği edilmeden temyiz tutum dilekçesi veya gerekçeli temyiz dilekçesi sunmaları halinde dahi, gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda yer alan kanun maddeleri şunlardır: HMK'nın 321/2 maddesi, 5521 sayılı Kanun'un 8. maddesi ve HUMK'nun 433. maddesi.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir). Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması zorunludur. Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir. Davanın tümden kabulü yada reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur. Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; Temyiz eden davalı vekilince sunulan temyiz dilekçesinin, HUMK"nun 433. maddesi gereğince davacı vekiline yöntemince tebliğ edilerek, tebligat parçası eklendikten sonra gönderilmek üzere, Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.