11. Hukuk Dairesi 2020/2888 E. , 2020/5215 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Acıpayam 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12.04.2018 tarih ve 2016/636 E- 2018/460 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 22.02.2019 tarih ve 2018/1253 E- 2019/334 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında bayilik sözleşmesi olduğu dönemde davacıya ait taşınmazlar üzerinde davalı lehine intifa hakkı kurulduğunu, sözleşmenin oniki yıl olarak düzenlendiği, ancak Rekabet Kurulu kararı ile bu tür sözleşmelerin beş yıl olarak yapılabileceğinin bildirildiğini, yıllık intifa hakkı bedelinin 34.250,00 TL olduğunu ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığını, davacı tarafından Acıpayam Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/60 esas, 2014/231 karar sayılı dosyasında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 51.000 TL’nin talep edildiği iş bu davanın kabul edildiği ve Yargıtay tarafından onandığını ancak kalan tutarın ödenmediğini ileri sürerek, 120.250,00 TL"nin 26.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının intifa hakkı bedelini tamamen aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı tarafın, 16.05.2008 tarihli intifa senedinin metin içeriğinde "intifa hakkı bedeli mülk sahibine ... tarafından ödenmiş ve mülk sahibi tarafından da tamamen alınmıştır" ibaresine dayanarak intifa bedelinin tamamen ödendiğini iddia ettiği, ancak söz konusu resmi senette intifa bedeli olarak 411.000,00 TL"nin tamamının ödendiğinin yazıldığı, bu bedelin 12 yıllık intifa bedeli olduğu, Rekabet Kurulunun kararı gereği bu tür sözleşmelerin süresinin 5 yılı aşamayacağından sözleşmenin sonlandırılarak 18.06.2013 tarihinde tapudaki intifa şerhinin kaldırıldığı, buna karşın 12 yıllık intifa bedelini peşin olarak ödediğini iddia eden davalının kalan 7 yıllık ödemenin iadesini talep etmediği, dolayısıyla bu hususun hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ayrıca taraflar arasında düzenlenen 13.05.2008 tarihli protokol başlıklı belgede intifa hakkının karşılıksız olarak verildiğine veya intifa bedelinden feragat edildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığı, Mahkememizin 2010/60 Esas, 2014/231 Karar sayılı dosyasında da davacı tarafa ait defter ve kayıtlarda davacının intifa hakkı bedelini aldığına dair bir kayıt bulunmadığı, davalı şirket defter ve kayıtlarında da davacı tarafa yapılmış bir intifa ödemesinin yer almadığı, davalının intifa hakkı bedelini ödediğini ispat edemediği ve bu durumun Yüksek Mahkemenin onama ilamı ile kesinlik kazandığı, tüm bu nedenlerle dosya içine alınan 08.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda hesaplandığı ve mahkememizce de kabul edildiği üzere, Tapu Sicil Müdürlüğü’nce düzenlenen resmi senede göre davacının dava konusu taşınmazlar bakımından 16.05.2008 tarihinden itibaren her yıl için 34.250,00 TL intifa bedeli alacağının bulunduğu, Mahkememizin 2010/60 Esas, 2014/231 Karar sayılı kararı ile hükmolunan bedel mahsup edildikten sonra davacının 120.250,00 TL alacağının kaldığı, dava tarihine kadar bu bedelin ödenmediği, davalı tarafın davacının bu bedelden feragat ettiği ya da bu bedelin ödendiği hususunu kanıtlayamadığı, davacının davasını ispat ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafça tarafları ve sebebi aynı olan kısmi dava açıldığı, yapılan yargılamanın sonunda verilen kabul hükmünün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, eldeki davanın ek dava niteliğinde olup, geri kalan kısma ilişkin talebin söz konusu olduğu, davalı tarafça sözleşme tarihi itibariyle ödemenin peşin olarak yapıldığı yönünde savunma yapıldığı, yapılan bilirkişi incelemesinde dosya içerisinde bu yönde kayıt olmadığının anlaşıldığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında oniki yıllık intifa bedeli 411.000,00 TL olarak belirlenmiş olup, sözleşmenin beşinci yılın sonunda sonlandırıldığı, bunun sonucunda yıllık 34.250,00 TL olan intifa hakkı bedelinin beş yıllık toplamının 171.250,00 TL olduğu, bunun 51.000,00 TL"lik kısmının ilk davada sonuçlandırılıp hüküm altına alındığı, geri kalan 120.250,00 TL"lik kısmının ise eldeki davanın konusu olduğu, yapılan inceleme kapsamında kısmi dava sonrasında yapılmış herhangi bir ödemenin bulunmadığı, davalı tarafça ilk davadaki savunma kurgusunun tekrarlandığı, davacı tarafça ilk açılan davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6.160,68 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 19.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.