Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2019 tarihli, 2017/285 esas ve 2018/336 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 12/12/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 19/12/2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 25/02/2015 tarihli ve 2015/ 23306 soruşturma, 2015/533 sayılı karar ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca, beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kamu davası açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın tebliğ edilemediği, 25/02/2015 tarihinde infazı için İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerinin yapıldığı, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce şüphelinin tedbir kararının gereklerine uyarak 19/03/2016 tarihinde infazın tamamlandığının bildirildiği,
3-Şüphelinin 19/08/2016 tarihinde yeniden madde ile yakalandığı, Kriminal raporda ele geçirilen maddenin uyuşturucu madde olarak değerlendirilmediğinin belirtilmesi üzerine 24/11/2016 tarihli 2016/130967 soruşturma ve 2016/96294 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, ancak İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarının 15/03/2017 tarihli ek raporunda; daha önceki raporda tanımlanamayan maddenin CUMLY 4 CN-BINACA etken maddesini içerdiği ve uyuşturucu madde olduğunun bildirilmesi üzerine bu kez İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 11/05/2017 tarihli, 2017/77053 soruşturma, 2017/17285 esas ve 2017/14527 sayılı iddianame ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4-c maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 191/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İstanbul Anadolu 65.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4-İstanbul Anadolu 65.Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2018 tarihli, 2017/285 esas ve 2018/336 sayılı kararı ile, ihlal olarak değerlendirilen ve dava açılmasına esas alınan eylem hakkında takipsizlik kararı verildiği gerekçesiyle kovuşturma şartı oluşmadığından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi gereğince yargılamanın durmasına, infazın kaldığı yerden devamına karar verildiği, kararın 26/10/2018 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
5- İlam infaza gönderildikten sonra denetimli serbestlik müdürlüğünce tedbirin infazının 19/03/2016 tarihinde tamamlandığının bildirilmesi üzerine;
İstanbul Anadolu 65.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 26/02/2019 tarihli, 2017/285 esas ve 2018/336 sayılı ek kararı ile, tedbire uyduğu gerekçesiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/7. maddesi uyarınca 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince davanın düşmesine karar verildiği, kararın 15/03/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
6-Dosya arasında bulunan sanık hakkındaki diğer soruşturma ve kovuşturma dosyalarının incelenmesinde; Şüphelinin,
a) 14/04/2017 tarihinde uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 25/05/2017 tarihli, 2017/76339 soruşturma, 2017/15726 esas ve 2017/11536 sayılı iddianamesi ile , İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, davanın İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/10/2018 tarihli 2017/254 esas ve 2018/329 sayılı kararı ile, sanık hakkında aynı eylem nedeniyle İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/285 esas sayılı dosyasında derdest bir davanın bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği,
b) 03/05/2017 tarihinde uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine, Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesine 11/05/2017 tarihinde iddianame düzenlendiği, bu eylemin de iddianame düzenlenmesinden önce olduğu, ayrı bir soruşturma konusu yapılamayacağı, TCK’nın 43.maddesi yönünden mahkemece değerlendirilme yapılması gerektiği belirtilerek 03/07/2017 tarihli, 2017/85401 soruşturma ve 2017/47798 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına ve TCK’nın 43. madde yönünden dosyanın İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği,
c) 21/08/2017 tarihinde uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 29/01/2018 tarihli, 2018/2572 soruşturma,2018/5130 esas ve 2018/4254 sayılı iddianame ile; TCK’ nın 191/6. maddesi delaletiyle 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile İstanbul Anadolu 51.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, İstanbul Anadolu 51.Asliye Ceza Mahkemesinin 24/01/2019 tarihli, 2018/120 esas ve 2019/40 sayılı kararı ile, İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesice durma kararı verildiği ve kesinleştiği,bu nedenle açılan davanın ihlal niteliğinde olduğu gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/02/2015 tarihli ve 2015/23306 soruşturma, 2015/533 sayılı kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine ve erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin denetim süresi içerisinde uyuşturucu madde bulundurduğundan bahisle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 11/05/2017 tarihli iddianamesi ile kamu davası açılması üzerine, sanığın ihlal niteliğindeki eyleminin sübuta ermediği ve hakkında verilen kararın gereklerine uygun davranmamakta ısrar olarak nitelendirilemeyeceğinden bahisle durma kararı verilmesine dair İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2018 tarihli ve 2017/285 esas, 2018/336 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle düşme kararı verilmesine ilişkin anılan mahkemenin 26/02/2019 tarih ve 2017/285 esas, 2018/336 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde yer alan, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir". 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” ve 191/7 maddesinde yer alan, “Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği, somut olayda, şüpheli hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 25/02/2015 tarihli kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanması suretiyle kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine karar verildiği, her ne kadar Mahkemesince sanığın denetim süresi içerisinde tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle 26/02/2019 tarihli düşme kararı vermiş ise de, 5 yıllık erteleme süresi dolmadan yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2019 tarihli, 2017/285 esas ve 2018/336 sayılı ek kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
İncelenen dosya içeriğine göre;
Şüpheli hakkında 19/12/2014 tarihli “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan yapılan soruşturma sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 25/02/2015 tarihli ve 2015/23306 soruşturma, 2015/533 sayılı kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine ve erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin denetim süresi içerisinde yeniden uyuşturucu madde bulundurduğu iddiasıyla İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 11/05/2017 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2018 tarihli ve 2017/285 esas, 2018/336 sayılı kararı ile, sanığın ihlal niteliğindeki eylemine ilişkin kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği gerekçesiyle durma kararı verildiği, bu kararı takiben sanığın denetim süresi içerisinde denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı ve denetimli serbestlik tedbirinin infaz edildiği gerekçesiyle İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2019 tarih ve 2017/285 esas, 2018/336 sayılı ek kararı ile davanın düşmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde yer alan, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir". Aynı Kanun’un 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” ve yine aynı Kanun’un 191/5. maddesinde yer alan; “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” ve aynı Kanun’un 191/7 maddesinde yer alan, “Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında;
Somut olayda; şüpheli hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 25/02/2015 tarihli kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanması suretiyle kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine karar verildiği, her ne kadar Mahkemesince sanığın denetim süresi içerisinde tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle 26/02/2019 tarihli düşme kararı vermiş ise de, 5 yıllık erteleme süresi içerisinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurması nedeniyle, hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 191.maddesinin 4. fıkrasının b) bendinde yer alan emredici hüküm nedeniyle kamu davası açıldığı anlaşıldığından, mahkemece kamu davasında yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçe ile 5 yıllık erteleme süresi dolmadan düşme kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle,
Mahkemece yargılamaya devam olunarak esas hakkında bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, kamu davasının düşmesine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2019 tarihli, 2017/285 esas ve 2018/336 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
01/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.