
Esas No: 2013/14241
Karar No: 2015/3915
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/14241 Esas 2015/3915 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın, müvekkillerinden ..."un eşi ve diğer müvekkillerinin babası olan ..."e çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini ileri sürerek, davacı eş için 20.000,00 TL ve davacı çocuklar için ayrı ayrı 15.000,00"er TL, manevi tazminat ile davacılar için ayrı ayrı 5.000,00"er TL maddi tazminatın, 25.10.2009 kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı ... için 72.786,44 TL, davacı ... için 4.361,25 TL arttırmıştır.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacı ... için 77.786,64 TL, davacı ... için 9.361,25 TL, davacı ... için 5.000,00 TL maddi tazminatın, davalılardan yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline, davacı ... için 5.000,00 TL ve davacı ... ve ... için 2.000,00"er TL, manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, yargılama sırasında İTÜ"inde görevli bilrkişi heyetinden alınan kusur raporu esas alınarak, kazada davacıların desteği ..."nın %75 oranında, davalı sürücünün ise %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; ceza yargılamasında Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporunda sanık sürücünün kusursuz olduğu belirtilmiş ve ceza mahkemesince davalı sanık sürücü ..."un beraatine karar verilmiştir.Uyap kayıtları üzerinde yapılan incelemede beraat kararının Yargıtay 12. Ceza Dairesi"nce onanarak kesinleştiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece, ceza mahkemesince belirlenen maddi olguya dayalı kusursuzluk nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 05/03/2015 gününde Üye ... ve Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sayın çoğunluğun ceza mahkemesince sanık (davalı sürücü) ..."un beraatine karar verildiğini, 12. Ceza Dairesinin onama kararı ile kusursuzluğun kesinleştiği davnın reddine karar verilmesi gereğince değinilen bozma kararına katılmıyoruz.
Uyuşmazlığın konusu ceza mahkemesinin kararlarının hukuk hakimini bağlayıp bağlamayacağı noktasında toplanmaktadır. Ceza hâkimi ile hukuk hâkimi arasındaki ilişkiyi düzenleyen yasa maddelerine baktığımızda 818 sayılı Borçlar Kanunu 53.maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 74.maddesi bu konuyu düzenlemiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununun ceza hukuku ve medeni hukuk arasında münasebet başlıklı 53.maddesi şöyledir. “Hakim kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretine haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamıyle bağlı olmadığı gibi ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyle de mukkayet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit edemez.” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun ceza hukuku ile ilişkisinde kenar başlıklı 74.maddesi şöyledir. “Hâkim zarar verenin kusurunun olup olmadığını, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumluluk ile ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararı ile de bağlı değildir. Aynı şekilde ceza hâkiminin kusurunun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hâkimini bağlamaz” Kanuni düzenleme bu şekilde 6098 sayılı kanunun 74.madde gerekçesinde ifade edildiği gibi dil arılaşması dışında 818 sayılı kanunun 53.maddesi ile bir farklılık yoktur.
İki mahkeme arasındaki ilişki değerlendirildiğinde iki mahkemenin farklı yargılama sistemlerine sahip olması, delil takdiri noktasındaki farklı sistemlerinin olması ve sorumluluk kaynağının farklı olması nedeni ile iki mahkeme arasında bağımsızlık öngörülmüştür. Ancak her ne kadar bu bağımsızlık varsa da yargısal birlik, yargı kararlarının meşruluğunun içselleşmesi ve yargı kararları arasında çelişki olmaması amacı ile gerek doktrinde gerek ise yargısal uygulamalarda iki mahkemenin tam olarak bağımsız olmayacakları ve kısmen de olsa bağımlı oldukları gerçeğini ortaya koyarak şu sonuçlara varabiliriz.
1-Hukuk hâkimi ceza mahkemesince verilen suçun fail tarafından işlenmediği yönündeki kesin olgu saptayan beraat kararı ile bağlıdır. Çünkü yargısal bir kararla maddi bir olgu tespit edilmiştir.
2-Hukuk hâkimi ceza mahkemesince yapılan kusurun takdiri ve zarar miktarının tayini kararı ile bağlı değildir. Çünkü ceza hukukunda asıl kusur çeşidi kasttır. Taksir ancak kanunda yazılı olduğu sürece sorumluluk oluşmaktadır. Ancak hukuk mahkemesinde kusurun (kast, ihmal vb.) her çeşidinde sorumluluk imkân dâhilindedir. Ceza yargılamasında sorumluluk için kusurun varlığı yeterli iken hukuk yargılamasında kusurun çeşidi ve oranı da sorumluluk kapsamını ve miktarını belirlemede temel kriterdir.
3-Hukuk hâkimi ceza mahkemesi kararındaki fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını belirleyen maddi olgularla bağlıdır. Aynı şekilde ceza mahkemesinden verilen mahkûmiyet kararı ile de bağlıdır. Zira her suç aynı zamanda haksız fiil kabul edilmelidir. Ancak her haksız fiil suç değildir. Suçta kanunilik ilkesi gereği ancak kanunda düzenlenen haksız fiiller ve eylemler suçtur.
4-Hukuk hâkimi ceza mahkemesinde yargılanan failin temyiz kudretini haiz olup olmadığına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı değildir. Zira ceza hakiminin ceza ehliyeti yoktur şeklinde kararına karşın hukuk hakimi kusur ehliyeti olmayan yaşı küçükler ve akıl hastaları yönünden aile başkanının sorumluluğu ve hakkaniyet sorumluluğu kapsamında tazminata mahkumiyet kararı verebilir.
5-Ceza mahkemesinin delil yetersizliğine dayanan beraat kararı hukuk hâkimini bağlamaz. Ceza yargılamasında delil sistemi, failin davadaki beyanının önemi gibi nedenler ile delil yetersizliğinden dolayı verilecek karar hukuk hakimi kararını etkilemeyecektir.
Kısacası BK’nun 53. TBK 74. maddesiyle Ceza Hukuku ile Medeni Hukuk arasındaki ilişkiye yer verilmiştir. Ceza mahkemesinin delil yetersizliğine dayanan beraat kararının hukuk hâkimini bağlamayacağı ancak beraat kararında bir maddi olguyu tespit ediyorsa bu kararın hukuk hâkimini bağlayacağı, beraat kararında suçun sanıklar tarafından kesin olarak işlenmediğinin tespiti olgusuna dayanıyorsa, bu kararın hukuk hâkimini de bağlayacağı, bundan başka bir kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususundaki kararın hukuk hâkimini bağlamayacağı hüküm altına alınmıştır. (Turgut UYAR Borçlar Kanunu 1.Cilt Sh.844) (... Reşit KARAHASAN Tazminat Hukuku 1996 basımı sh.437vd.) (HGK.nun 10.12.1975 gün, 1975/11 Esas ve 1975/406 Karar, 25.11.1983 gün, 1983/4-261 Esas ve 1983/1220 Karar, H.G.K 2002/19-16 Esas 202/47 sayılı kararı)
Somut olaya gelince davalıların işleteni,sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıların yaya olan desteğine çarpması neticesi ölümüne sebebiyet vermiş olup davacılar maddi ve manevi tazminat talep etmektedirler. Olay ile ilgili ceza yargılaması yapan ceza mahkemesi dosyası incelendiğinde, ceza mahkemesi yapmış olduğu yargılamada davacıların desteğinin tam kusurlu olduğu yönündeki kusur raporuna dayalı olarak sürücü hakkında beraat kararı verdiği görülmektedir. İş bu tazminat davasına bakan mahkeme ise İTÜ den aldırdığı raporda desteğin %75 davalı sürücünün %25 kusurlu durumuna göre maddi ve manevi tazminata karar vermiş ve temyiz edilmekle dosya dairemizin önüne gelmiştir.
Sayın çoğunluk, ceza hakiminin tespit ettiği kusursuzluk maddi olgusu ile hukuk hakimi bağlı olduğu ve davanın reddi gerektiği düşüncesindedir. Oysa somut davayı yukarda verdiğimiz bilgiler ışığında irdelediğimizde şu sonuçlara ulaşırız.
Somut olayda ceza mahkemesinin tespit ettiği maddi olgu davalı sürücünün davalıların yaya olan desteğine çarparak ölümüne neden olduğu belirtilmiştir. Ancak olayda davalı sürücünün kusursuz olduğuna ilişkindir. Mahkemede kusursuzluğa dayalı olarak beraat kararı vermiştir. BK 53 maddesi ise hukuk hakimi zarar verenin kusurunun olup olmadığını, hakkında karar verirken ceza hakiminin sorumluluk ile ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararı ile de bağlı olmadığı aynı şekilde ceza hâkiminin kusurunun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hâkimini bağlamayacağı açık ve net bir şekilde düzenlenmiştir. Bir başka anlatımla ceza hakiminin verdiği kararın hukuk hakimini bağlaması için somut davada davalı sürücün ölümle neticelenen trafik kazasına hiç katılmadığı, yada desteğe çarpan kişinin davalı sürücü olmadığını tespit etmiş olması gerekir. İşte böyle bir tespit yapılması durumunda tespit edilen bu maddi olgu hukuk hakimini bağlayacaktır. Değilse ceza hakiminin kusura yönelik yapmış olduğu tespit BK 53. maddesinin açık hükmü karşısında hukuk hakimini bağlamaz. Nitekim mahkeme ceza mahkemesinin yargılamasında alınan kusur raporu ve beraat kararına bağlı olmaksızın İTÜ"den aldırdığı raporlarda aynı şekilde açıklanan olayda meydana geldiği yerin mesken mahal olması, soldan gelen yayayı gördüğü halde hızını azaltmayıp selektörle işaret verdiğini beyan etmesi, H.M.K."nin 266.madde hükmüne göre mahkemece davalı sürcünün %25 kusurlu olduğu kabul edilmesi doğru olduğundan bu yönden bozma kararına karşıyız.