1. Hukuk Dairesi 2020/1158 E. , 2020/2262 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vasisi ... tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, duruşma isteği duruşma gideri yatırılmadığından reddedildi. Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, miras bırakanları ...in 261, 1165, 1412, 166 ada 1 ve 166 ada 5 parsel sayılı taşınmazlarını dava dışı ikinci eşi...e satış suretiyle temlik ettiğini, ..."in dava dışı ..."e, ...in de murisin oğlu ..."e satış yoluyla devrettiğini, ayrıca mirasbırakanın 270 parsel sayılı taşınmazını da ....e sattığını, yapılan işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ... vasisi ..., mirasbırakanlarının temlikindeki saikin araştırılmasını istediğini, işlemlerin bağış ya da satış niteliğinde olup olmadığını bilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davaya konu taşınmazların tapu kayıtlarının davacıların ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 27.06.2012 tarih, 2012/318 Esas, 2012/709 Karar sayılı mirasçılık belgesinde belirlenen miras payları oranında iptaline ve adlarına tesciline karar verilmiştir.
Gerçekten de; muris ... tarafından çekişmeli 270 parsel sayılı taşınmazın oğlu ...’e ve diğer dava konusu beş parça taşınmazı ise ...’e temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, ...’in 261, 1165, 1412, 166 ada 1, 166 ada 5 parsel sayılı taşınmazları dava dışı ...’e ve ..."in de mirasbırakanın oğlu Nurettin’e temlikinin gerçek satış olmadığı, işlemlerin muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı ... vasisinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddine.
Ancak; 6100 sayılı HMK."nun 297.maddesinin 2. fıkrasında; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Öte yandan, hakimin doğru sicil oluşturma ilkesini gözetmekle yükümlü bulunduğu da tartışmasızdır.
Somut olaya gelince; dosya arasında bulunan Aksaray 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 27.06.2012 tarihli, 2012/318 Esas, 2012/709 Karar sayılı mirasçılık belgesinde; mirasbırakan Hüseyin’in 05.11.2008 tarihinde ölümüyle geriye mirasçıları olarak davacı kızları ...,...,...,...,...,...,...,...,...,...,...,...,..., ile dava dışı kızı ... ve davalı torunu Hüseyin’in kaldıklarının belirtildiği, anılan veraset ilamında mirasçıların her birinin 1/10 miras payına sahip olduklarının gösterildiği, mahkemece, sözü edilen veraset ilamı hükme esas alınmak suretiyle sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Ne var ki, davalı vasisi tarafından dosyaya ibraz edilen Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 27.01.2017 tarihli, 2017/148 Esas, 2017/106 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre, muris Hüseyin’in ölümüyle geride ikinci eşi ... ile müşterek çocukları ... ve oğlu ...’i, ayrıca ilk eşi Ummuhan’dan olma kızları ...,..,...,...,...,...,...,...,...,...,...,...(...,...,..mirasçı olarak bıraktığı, murisin eşi ...’in ve oğlu ....’in de 25.11.2010 tarihinde öldükleri, böylece, ...’in mirasçıları arasında ...’in Lütfi’den olma çocukları ...,...,..,...,.... ve ...’in de yer aldıkları, söz konusu veraset ilamında murisin ilk eşi ...’dan olma davacı kızlarının 21/280’er miras payı bulunduğunun belirtildiği görülmektedir.
Öyleyse, dosya kapsamındaki iki veraset ilamının mirasçılık sıfatını haiz kişiler ve miras payları bakımından birbirleriyle çeliştiği açık olup; bu durumda, mahkemece, doğru sicil oluşturma ilkesine aykırılık teşkil edecek ve infazda tereddüte yol açacak biçimde Aksaray 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/318 Esas, 2012/709 Karar sayılı veraset ilamına atıf yapılarak iptal-tescil hükmü kurulması isabetsizdir.
Hal böyle olunca, davacılara, muris Hüseyin’e ait hasımlı veraset ilamı almaları için dava açmak üzere süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Davalı vasisinin değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.