19. Ceza Dairesi 2019/35009 E. , 2021/4215 K.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na aykırılık suçundan sanıklar ..., Mehmet Cevat Pekediş ve ..."in, anılan Kanun"un 56/5, 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 75/1. maddeleri gereğince ayrı ayrı 1.000,00 Türk Lirası adlî para cezası cezalandırılmalarına dair Küçükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/07/2017 tarihli ve 2017/47 esas, 2017/269 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 10/12/2019 gün ve 94660652-105-34-10720-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/12/2019 gün ve KYB-2019/126212 sayılı ihbarnamesi ile daireye gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre,
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52. maddesinde yer alan “(1) Adlî para cezası, beş günden az ve Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.(4) Hâkim, ekonomik ve şahsî hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” şeklindeki ve 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/3. maddesinde yer alan "Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adlî para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir." şeklindeki amir hükümler karşısında, adlî para cezasının belirlenmesine ilişkin Kanun maddesinin gösterilmemesi ve sanıkların aleyhine olacak şekilde adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde karşılaşabilecekleri muhtemel durumun sanıklara usulüne uygun şekilde ihtar edilmemiş olmasında,
2- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun"un 3. maddesi ile eklenen "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" hükmü karşısında, sanık ...’nin MERNİS adresine doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 195. maddesinde yazılı ihtarat yazılmak suretiyle yapılan duruşma günü tebliğinin usule aykırı olduğu cihetle, sanığın savunma hakkının kısıtlanması suretiyle mahkûmiyetine karar verilmesinde,
İsabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
5237 sayılı TCK"nin 75. maddesinde adli para cezası maktu ise bu miktarın, değilse aşağı sınırının, soruşturma giderleri ile birlikte, yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödenmesi halinde ilgili hakkında kamu davasının açılmayacağının düzenlendiği cihetle, soruşturma aşamasında sanık ...’e önödeme önerisinde bulunulmadığı anlaşıldığından, öncelikle sanığa usulüne uygun önödeme teklifinde bulunulup sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu,
Hususunda da kanun yararına bozma isteminde bulunup bulunulmayacağının değerlendirilmesi için Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.