Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3982
Karar No: 2020/1718
Karar Tarihi: 26.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/3982 Esas 2020/1718 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/3982 E.  ,  2020/1718 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, asıl ve birleşen davalardaki dava dilekçelerinde; müvekkili ile davalının, arazi alım ve satımı, alınan arazilerinin üzerine her türlü inşaatın yapılması ve daha sonra satımı konusunda, kişisel güvene dayalı, sözlü olarak adi ortaklık kurduklarını; davalının sermaye, müvekkilinin ise emeğini ortaya koyduğunu; taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca 24/06/2005 tarihinde ... ili ... ilçesi ... Saplıada mevkii 3298 parsel ve 3299 parselde bulunan taşınmazların satın alınıp 06/12/2005 tarihinde 72 adet konut inşaatına başlanıldığını, tüm işleri davacının yaptığını, yapılan işlerin toplam bedelinin 294.461,00 TL olduğunu, davalı tarafından söz konusu işlerin yapımı için müvekkiline 167.000,00 TL gönderildiğini; müvekkilinin ise inşaatlarla ilgili işlere kendi hesabından 127.461,00 TL aktardığını, ortaklığın 22.06.2006 tarihinde sona erdiğini; müvekkilinin, kendi hesabından inşaatlara aktardığı parayı ve ortaklık nedeniyle yaptığı harcamaları davalıdan alamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, asıl davada şimdilik 8.000,00 TL"nin; birleşen davada ise 119.416,00 TL"nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra ıslah ile toplam talebini 165.194,07 TL" ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının kendilerinin işçisi olduğunu, ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, söz konusu inşaatların tüm giderlerinin kendilerince karşılandığını; davacı tarafından inşaat için harcama yapılmadığını, ücret karşılığında iş takip eden bir kişi ile ortaklık kurulmasının düşünülemeyeceğini, davacıya değişik tarihlerde ... kanalıyla 269.000,00 TL gönderildiğini, elden de para verildiğini, davacı tarafından bazı ödemelerin yapılmaması nedeniyle tekrar ödemek zorunda kalındığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile, 165.194,07 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin, 22/10/2015 tarihli ve 2014/19676 Esas 2015/16461 Karar sayılı tarihli ilamıyla;
    “.....taraflar arasında, dava konusu taşınmazlar üzerinde yapılan inşaat nedeniyle adi ortaklıktan kaynaklanan kar payı alacağına ilişkin olarak daha önce görülen davanın, adi ortaklığın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedildiği, bu kararın 13.Hukuk Dairesi tarafından 15.06.2010 tarihinde onanarak kesinleştiği, dava konusu taşınmazlar ile önceki dosyaya konu taşınmazlar ve adi ortaklık konusu aynı olup, anılan davada adi ortaklıktan kaynaklanan kar payı talep edildiği, görülmekte olan davada ise, ortaklık için yapılan masraflar talep edildiği, mahkemece, taraflar arasındaki daha önce görülen dava hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunmadan adi ortaklığın varlığı kabul edilerek esastan karar verildiği belirtilerek, öncelikle adi ortaklığı ispat yükünün davacı üzerinde olduğu gözetilip, dava konusu olaya ilişkin Didim Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/333 E, 470 K sayılı davası da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, adi ortaklığın varlığına ilişkin değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Söz konusu bozma ilamına uyulduktan sonra bu defa, mahkemece; Didim 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/393 Esas 2014/459 Karar 10/06/2014 tarihli kesinleşen kararı ile taraflar arasında Adi Komisyon Ortaklığı kurulduğu, davalının sermaye davacının ise emek, mesai ve müşteri çevresini ortaya koyduğu, inşaata 2005 yılı Aralık ayında başlandığı, ortaklığın 22/06/2006 tarihinde dağıldığı; inşaat imalat bedellerinin bilirkişi raporuna göre 332.194,07 TL olduğu, davacının inşaat bedeli olarak davalıdan 167.000,00 TL aldığını kabul ettiği, davalının yapmış olduğu ödemelere ilişkin sunmuş olduğu belgelerden 167.000,00 TL"nin üstünde bir ödeme yaptığını kanıtlayamadığı, her ne kadar ... tarafından yapılan ödemelerin davalı adına yapıldığı, yine ... adlı şirket tarafından yapılan ödemelerin de davalı adına yapıldığı savunulmuş ise de; bu hususu kanıtlayacak herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, ödemeyi yapan bu şahıslarca ayrı bir dava konusu yapılabileceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile; 165.194,07-TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 8.000,00-TL"sine 28/11/2008, 119.416,00-TL"sine 27/05/2011, kalan kısmına ıslah tarihi olan 06/01/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dava; taraflar arasında kurulan adi ortaklık kapsamında yapıldığı iddia edilen masrafların tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı tarafın, dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde, toplam harcamanın 294.461,00 TL olduğunu, davalının kendisine 167.000,00 TL gönderdiğini, bakiye 127.461,00 TL alacağının bulunduğunu belirterek asıl davada 8.000 TL birleşen davada 119.416 TL" talep ettiği, davalı tarafından muvafakat edilmeyen delil listesinin kısmi ıslahı talepli dilekçesinin ekinde bir kısım belgeler ibraz ettiği, bilirkişi raporunun ardından davayı ıslah ettiği anlaşılmaktadır.
    Taraflar arasında daha önce açılan Didim 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/393 Esas 2014/459 Karar sayılı( 2006/333 E, 470 K) dosyasında, davacı tarafından temyize konu dava konusu taşınmazlarda dahil olmak üzere kar payının tahsilinin talep edildiği, yargılama neticesinde ilk olarak davanın reddine yönelik kararın onanmasına karşın, karar düzeltme
    aşamasında Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2010/14265 esas 2011/3901 karar sayılı 14/03/2011 tarihli ilamıyla davacı tarafın karar düzeltme isteği kabul edilerek adi ortaklığın kurulduğu tespit edilerek kararın bozulduğu, bozma sonrası yapılan tasfiye planına göre, taşınmazlar üzerindeki imalat bedelinin 220.360,00 TL, alım bedelinin 961.600 TL, rayiç değerinin 1.350.000 TL, net karın 168.040,00 TL, davacı payına düşen miktarın 84.020,00 TL olarak tespit edildiği, hükmün bu şekilde kesinleştiği görülmektedir.
    Temyize konu işbu davada hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; davacının ödeme belgelerinin içeriği denetlenmeden davacının inşaat için harcama toplamının 332.194,07 TL, davalının davacıya gönderdiği ödeme miktarının 129.000,00 TL olarak belirlendiği, davacının kabulü olan 167.000,00 TL nin altında kaldığı için bu miktar esas alınarak sonuca ulaşıldığı belirlenmektedir.
    Uyuşmazlığın çözümüne yönelik, taraflar arasındaki kar payına ilişkin davada dava konusu taşınmazlara yönelik maliyet toplamının 220.360,00 TL olarak belirlenmesinin dikkate alınmadığı, bu ödeme miktarı üzerinden davacının ödeme belgelerinin içeriklerinin denetlenmediği görülmektedir.
    O halde, mahkemece; taraflar arasında adi ortaklığın bulunduğunu tespit eden Didim 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/393 Esas 2014/459 Karar sayılı( 2006/333 E, 470 K) dosyasında yapılan yargılama neticesinde, dava konusu taşınmazlara yönelik kesinleşen değerlendirmenin ve imalat bedellerinin esas alınması suretiyle, davacı tarafın ödeme ve harcamalara ikrarları da dikkate alınarak, uzman mühendis bilirkişi heyetinden alınacak raporun denetlenmesinin ardından oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi