20. Hukuk Dairesi 2013/3244 E. , 2013/8151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tavzih davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Toybelen Köyünde 30 dönüm yüzölçümündeki taşınmazın adına tapuda kayıtlı olup zilyetliğinde iken, 1996 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarında orman sınırları içerisine alınma işleminin, açtığı dava sonucu 1998/11-14 sayılı karar ile iptal edildiği halde, taşınmazın 137 ada 861 parsel numarası ile orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiğini belirterek, bu bölümün tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.05.2002 tarih, 2002/2806 - 4848 karar sayılı ilâmı ile; Balıkesir Kadastro Mahkemeside görülen 21.10.1998 tarihli, 1998/11-84 sayılı kadastro tespitine itiraz davasında verilen hükmün uygulanmamış olması nedeni bozulmuş, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyizi üzerine, yerel mahkemece verilen karar 2. kez bozulmıştur.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 19.10.2004 tarih ve 2004/10895 - 10631 karar sayılı bozma ilâmında; "Öncelikle, davacının talep ettiği 30 dönümlük taşınmazın belirlenmesi, daha sonra ise tapu kaydı miktarı olan 5 dönüm dışında kalan 25 dönümlük taşınmaz için, ziraat mühendisinden zilyetlikle kazanılabilecek arazi olup olmadığı hususunda rapor alınması, zilyetlik tanıklarının dinlenmesi ve oluşan sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu (A), (B) ve (C) harfli toplam 46350 m2"lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine; yerel mahkemece verilen karar 3. kez bozulmuştur.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 05.10.2006 tarih ve 2006/10141-12787 karar sayılı bozma ilâmında özetle; “Davacının dayandığı 28 K.evvel 1933 tarih 439 nolu tapu kaydının çekişmeli 137 ada 861 parsel sayılı orman parselinin bir bölümüne isabet ettiği, ancak; bu orman parseli içinde yer alan (A), (B) ve (C) harfli kısımların sınırlarında eylemli olarak meşe ağaçları ile çalılıkların bulunduğu, ayrıca; diğer taraftan, 861 sayılı orman parselinin dava konusu edilmeyen ormanlık alanına bitişik bulunduğu anlaşılmakla, bu hali ile tapu kaydının değişir ve genişletilebilir sınırlı olup, kapsamı miktarı ile geçerlidir. Mahkemece, taşınmaz başında bir fen elemanı eşliğinde yeniden keşif yapılarak 28 K.Evvel 1933 tarih 439 nolu tapu kaydı, 3402 sayılı Kanunun 20/C, 21 ve 32/3. maddeleri gereğince sabit sınırdan başlanılarak yöntemince zemine uygulanıp miktarı ile geçerli kapsamı tayin olunmalı; kayıt miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılmak suretiyle kazanıldığı kabul edilmeli ve ormanların tapu ve zilyetlik yolu ile kazanılmasına olanak bulunmadığı da gözetilerek, kayıt miktar fazlası bölüm yönünden davanın reddi yolunda hüküm kurulmalıdır.
Kabule göre de; davacı gerçek kişinin dava dilekçesinde 30 dönüm yerle ilgili tapu iptal ve tescil davası açmasına rağmen, bozma ilâmından sonra 46.350 m2"lik bölümün adına tescilini istemesi, iddianın değiştirilmesi ve isteğin artırılması niteliğinde olup, mahkemece ıslah yolu ile olsa da talebin değiştirilemeyeceğinin düşünülmemesi de doğru görülmemiştir.” denilmiştir. Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile 14.05.2007 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5000 m2"lik bölümün tarla niteliği ile davacı adına tesciline karar verilmiş ve hüküm Yargıtay 20 Hukuk Dairesinin 26.03.2008 tarih ve 2008/671 - 4756 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmiştir.
Davacı vekili 21.11.2012 havale tarihli dilekçesi ile .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2007 tarih 2006/418-2007/180 karar sayılı ilâmının kesinleşmesi üzerine taşınmazın davacı adına tescli sırasında hükmün ekinde yer alan bilirkişi raporunun teknik açıdan uygulanabilir olmadığı, cephe ve kordinat değerlerinin bulunmadı gerekçesi ile tescil işlemi yaptıramadıklarını bu sebepten ötürü karar ekinde mevcut krokinin uygulanabilir şekilde cephe ve kordinat değeri de gösterilmek sureti ile düzenlenerek kararın tavzihini talep etmiştir. Mahkemece davacı vekilinin talebi üzerine fen bilirkişisinden talep doğrultusunda rapor düzenlenmesi istenmiş ve aynı esas üzerinden verilen ek karar ile talebin kabulü ile 29.05.2007 tarih 2006/418-2007/180 karar sayılı ilâmının infazında ekli kadastro teknisyeninin 21.01.2013 tarihli raporu eki krokide yer alan kordinat tablosunun esas alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, tavzih istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tavzih talebinden sonra dosyaya alınan 21.1.2013 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın yüzölçümünde bir değişiklik olmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 19/09/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.