14. Hukuk Dairesi 2020/2981 E. , 2020/6211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20.11.2006 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.01.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı ...’ın, davacının paydaşı olduğu ... Köyü, ... Mevkii, 1673 parsel sayılı taşınmazda, 09.09.2005 tarihinde 10500/130090 payı 6.500,00.TL bedelle, 31.03.2006 tarihinde 2050/130090 payı 1.000,00TL bedelle, 06.09.2006 tarihinde 5625/130090 payı 1.000,00TL bedelle, 28.12.2005 tarihinde 15375/130090 payı 2.000,00TL bedelle satın aldığını, kendisine herhangi bir bildirim yapılmadığını, durumdan haricen haberdar olduğunu belirterek, önalım hakkı nedeniyle davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiş; dahili davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... 20.03.2007 tarihinde; ... ve ... 05.07.2007 tarihinde, ... 21.04.2008 tarihinde davaya davacı yanında katılarak, yasal önalım haklarını kullandıklarını, önalıma konu payın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, davanın süresinde olmadığını, taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 1673 parselde 33550/130090 pay sahibi ... adına kayıtlı payın tapusunun iptali ile bu payın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, müdahil davacılar tarafından açılan davaların aktif husumet nedeniyle reddine, mirasbırakan ... için tereke temsilcisi ... ve mirasbırakan ... için tereke temsilcisi ... yönünden dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine dair verilen kararın davalı vekili ile asli müdahiller ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 13.03.2017 tarihli 2016/10498 E. 2017/1938 K. sayılı ilamı ile "... Dava konusu 1673 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından ... tarafından açılan, dava konusu taşınmazın diğer paydaşlarından ... ...’ın mirasçılarından ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’nın; ... mirasçılarından ..., ...’in asli müdahil olarak katıldıkları; ancak, hemen ardından vekillerini azlettikleri, bunlardan sadece ... ile ...’ın, davaya bilahare asli müdahalede bulunan paydaşlardan ... mirasçılarından ... ile aynı vekil tarafından temsil edilmek suretiyle davayı takip ettikleri, mahkemece bir kısım asli müdahiller vekiline mirasbırakan ... ... ile mirasbırakan ... terekesine temsilci atanması için yetki ve süre verildiği, anılan mirasbırakanların terekesine temsilci tayinine karar verilmiş ise de temsilciler usulünce davayı takip etmedikleri gibi yargılama sırasında 16.02.2012 tarihinde mirasbırakan ... ...’ın; 24.02.2012 tarihinde mirasbırakan ...’nın payının mirasçılarına intikal ettirildiği, böylelikle asli müdahillerden ...’ın taşınmazda 355/104072 payla, ...’ın 1065/208144 payla,...’nın 147/104072 payla paydaş oldukları, müdahil davacılar vekili 24.10.2013 tarihli dilekçesinde önalım talep eden müvekkillerinin ..., ..., ..., ... ve ... olduğunu, 14.02.2014 tarihli son celsede de önalım bedellerinin bu kişiler adına yatırıldığını belirttiği, bunlardan ... ile ... tarafından bir kısım asli müdahiller vekiline verilmiş bir vekaletname olmadığı gibi, ... ile ...’ın 14.02.2014 tarihinde; ...’nın 10.02.2015 tarihinde satış suretiyle dava konusu taşınmazdaki paylarını elden çıkardıkları, dolayısıyla bir kısım müdahil davacılar vekilinin önalım talep ettiğini belirttiği müdahil davacılardan sadece ... ile ...’ın önalıma konu taşınmazda paylarının bulunduğu anlaşıldığından mahkemece, hem davacı ve hem de asli müdahiller ... ile ...’ın davasının kabulü ile satış bedeli ve masraflardan önalım hakkını kullanan üç davacı paydaşı eşit olarak sorumlu tutarak, dava konusu önalım hakkına konu payın iptali ile eşit oranda davacı ve asli müdahiller adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davacı ... ile asli müdahil davacılar ... ve ..."ın açmış oldukları davaların kabulü ile, 215 ada 4 parsel (eski 1673 parsel) sayılı taşınmazın davalı ... adına olan 33550/130090 hissesinin iptali ile davacı ... ile asli müdahil davacılar ... ve ... adlarına eşit hisseli olarak tapuya kayıt ve tesciline, müdahil davacı ... ..."nın davası konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının açıklanan bu tarifinden anlaşılacağı üzere, dava hakkı önalım hakkına konu edilen taşınmazın paydaşına aittir. Paylı mülkiyet nedeniyle doğan önalım hakkı, ancak paylı mülkiyet ilişkisi devam ettiği sürece mevcut olduğundan davacının paydaşlığının yargılama süresi içerisinde korunması zorunludur. Davacının, dava açıldıktan sonra herhangi bir nedenle önalım hakkına konu edilen taşınmazdaki payını kaybetmesi halinde, dava hakkı ortadan kalkacağından davanın reddi gerekir.
Somut olay incelendiğinde; mahkemece dahili davacılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de; güncel tapu kaydına göre dahili davacıların dava konusu taşınmazda hissesinin kalmadığı anlaşılmıştır. Önalım hakkı sadece tapu kayıt maliki hissedarlara ait olup hüküm kesinleşinceye kadar önalım hakkını kullanmak isteyen davacıların davada hissedar olması gerekmektedir. Güncel tapu kayıtlarına göre dava konusu taşınmazda dahili davacıların hissesinin kalmadığı anlaşıldığından dahili davacılar ... ve ... yönünden aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken önalım hakkının bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.