MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.03.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair verilen 15.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, ... İlçesi ... Mahallesi 53 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ile 38 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ortaklığının satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 53 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış sureti ile giderilmesine, 38 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise rızai taksim sözleşmesi bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili 38 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz etmiştir.
Dosyaya ibraz edilen taksim sözleşmesinin geçerli kabul edilebilmesi için, tüm ortakların katılımı ile sözleşmenin düzenlenmiş olması gerekir. 12.06.2009 tarihli yazılı taksim sözleşmesinde 38 ada 1 sayılı parselin tüm ortaklarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Elbirliği halinde tüm ortakların katılımı ile yazılı taksim sözleşmesi düzenlenmemiş olduğuna göre, bu taksim sözleşmesine dayanılarak karar verilemez. Bu durumda, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, 38 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatıralan harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.