3. Hukuk Dairesi 2020/288 E. , 2020/1713 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 20/10/2011 başlangıç tarihli ve aylık 750,00 TL bedelli sözlü kira sözleşmesi bulunduğunu, davalı kiracının 2012 Şubat ayından 2013 Aralık ayına kadar toplam 23 aylık kira borcunu ödemediğini, davalıya gönderilen ihtarnameye davalının sessiz kalarak verilen 30 günlük süre içerisinde kira bedelini de ödemediğini belirterek 17.250 TL birikmiş kira alacağının ihtarın tebliğinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davalının kiralanandan temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, yargılama sırasında katılmış olduğu ilk celsede, ev sahibinin davacı olmadığını, dava konusu kiralananı ... isimli şahıstan kiraladığını, kira bedellerini ..."a elden ödediğini, dava konusu kiralananın kapı numarasının 7 olduğunu, aynı binada davacıya ait bir nolu meskende de kiracı olarak oturduğunu, su faturalarının ödenmediğinin iddia edilmesi üzerine bu kiralananı terk ederek dava dışı ..."a ait eve yerleştiğini, kiralanana ait faturaların kendi adına kayıtlı olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, kira sözleşmesinin feshi ile davalının temerrüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine, Şubat 2012 -2013 yılı Aralık ayı dahil 23 aylık kira bedeli olan toplam 17.250 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalının temyizi üzerine, Dairemizin 26.02.2018 tarihli ve 2018/1019 E., 2018/1609 K. sayılı ilamı ile; "... Kiraya veren, taraflar arasındaki kiracılık ilişkisinin sözlü sözleşmeye dayandığını belirtmiş ve davalı da kiracılık ilişkisine karşı çıkmış ise sorun 6100 sayılı HMK 200 ( HUMK 288) maddesi hükmüne göre çözümlenmelidir. Yıllık kira bedeli maddede belirtilen miktarın üzerinde ise davalı muvafakat etmediği takdirde tanık dinleme olanağı bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının bu yerde davacının kiracısı olarak oturup oturmadığı hususundadır. Akdi ilişkinin bulunduğunu iddia eden davacının bu iddiasını yazılı delillerle ispat etmesi gerekir. Davacı, davalı ile aralarında 20.10.2011 başlangıç tarihli sözlü
kira sözleşmesi bulunduğunu belirterek ... ve Elektrik idaresinden gelen 20.10.2011 başlangıç tarihli bir yıl süreli aylık 750.-TL bedelli kira sözleşmelerindeki imzaların kendisine ait olmadığını iddia etmiştir, dava konusu taşınmazın celp edilen tapu kaydından ise davacının malik olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; kira ilişkisinin ispatı bakımından davacının yargılama sırasında dosyaya sunduğu deliller ile 30.10.2017 tarihli geri çevirme kararı üzerine davalı tarafından dava dışı üçüncü kişi ... ile aralarında düzenlenmiş olan 20.10.2011 başlangıç tarihli bir yıl süreli dosyaya ibraz edilen kira sözleşmesi üzerinde durulup, davalının kiraya vereninin ... olduğu savunması da değerlendirilmek suretiyle davacının aktif dava ehliyeti olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, tapu kaydında davacının malik olmadığı, dosyaya sunulan kira sözleşmesi ile kiraya verenin ... olduğu, bu nedenle davacının aktif dava ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; ..."a müzekkere yazılarak dava konusu kiralanana ait kira sözleşmesi aslının gönderilmesi talep edilmiş, gelen müzekkere yanıtında kira sözleşmesi sureti gönderilmiş ve gönderilen 7 nolu meskene ait kira sözleşmesinin 20/10/2011 başlangıç tarihli, bir yıl süreli ve 750 TL aylık kira bedelli olduğu, kiraya verenin davacı olduğu, bu sözleşmeye dayalı olarak davalı ve ... arasında 02/11/2011 tarihinde abonelik sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmıştır. Yine, İSKİ Genel Müdürlüğü"ne yazılan müzekkere yanıtında 12/06/2014 tarihli abonelik sözleşmesine dayanak olarak gösterilen kira sözleşmesinin 20/10/2011 başlangıç tarihli ve aylık 500 TL kira bedelli olduğu, kiraya verenin ise dava dışı ... olduğu anlaşılmaktadır. Davacı her ne kadar ..."a sunulan kira sözleşmesindeki imzayı kabul etmemekte ise de davacının sözlü kira sözleşmesinin başlangıç tarihi ile aylık kira bedeline ilişkin ileri sürmekte olduğu hususların davalının abonelik sözleşmesi düzenlenmesi amacıyla sunmuş olduğu kira sözleşmesinde yer alan bilgilerle uyumlu olması, İSKİ Genel Müdürlüğüne sunulan kira sözleşmesinin dava tarihinden sonra ilgili kuruma ibraz edilmiş olması birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında kira sözleşmesinin varlığının kabulü gerekmektedir.
Buna göre, Mahkemece, taraflar arasında 20/10/2011 başlangıç tarihli, bir yıl süreli, aylık 750 TL bedelli kira sözleşmesinin bulunduğunun kabulü ile varsa davalının kira borcunun hesaplanarak sonucuna göre alacak ve tahliye yönünden hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.