Esas No: 2021/6581
Karar No: 2022/279
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/6581 Esas 2022/279 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/6581 E. , 2022/279 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.11.2018 tarih ve 2017/203 - 2018/254 sayılı kararı
Suç : Devletin birligini ve ülke bütünlüğü bozma, nitelikli kasten öldürmeye yardım
Hüküm : 1-Sanık hakkında TCK'nın 302/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9. maddesi delaletiyle 58/6, 63. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükmüne yönelik düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi, 2-Sanık hakkında TCK'nın 82/1-a-c-g, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 37, 62, 53, 58/9. maddesi delaletiyle 58/6, 63. maddeleri uyarınca verilen 8 kez ayrı ayrı mahkumiyet hükümlerine yönelik düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık müdafiinin 11.03.2020 tarihli ve 23.03.2020 tarihli dilekçeleri eski hale getirme talebiyle birlikte yapılan temyiz talebi niteliğinde olduğundan ve bu konuda karar verme yetkisi Yargıtaya ait bulunduğundan, temyiz talebinin reddine dair ek karara karşı yasal süresinde yapılmayan temyiz talebinin reddine dair 23.03.2020 tarihli ek karar hukuki değerden yoksun bulunmakla ve kaldırılmakla, sanık müdafiine 09.10.2019 tarihinde yapılan tebligatın sanık müdafiinin tebliğ tarihinde asker olması nedeniyle Tebligat Kanununun 14. maddesine göre yapılması gerektiğinden usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında, sanık müdafiinin istinaf ilamını öğrendikten sonra 11.11.2019 tarihinde sunduğu temyiz dilekçesi yasal süresinde kabul edilerek ve tebliğnamedeki temyiz talebinin reddi yönündeki görüşe iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Katılan ve tanık beyanları, inceleme, olay ve olay yeri inceleme raporları, uzmanlık ve ekspertiz raporları, video inceleme ve tespit tutanağı, olay yerini gösterir harita ve fotoğraflar, araştırma tutanağı, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamı itibarıyla; Hakkari Merkez ... Köyü Doğanlı Mezrasında 29.07.2016 tarihinde PKK silahlı terör örgütü mensuplarınca güvenlik güçlerine yönelik düzenlenen saldırı sonucunda 8 askerin şehit olduğu ve çok sayıda askerin yaralandığı somut olayda, sanığın söz konusu saldırı sırasında olay yerinde olduğunu yahut saldırının gerçekleştirilmesi için bir görev üstlendiğini ispatlayan görgüye dayalı katılan veya tanık beyanı, görüntü kaydı, biyolojik bulgu gibi somut bir delilin dosya kapsamında mevcut olmadığı, güvenlik güçlerine kendiliğinden teslim olan sanığın aşamalardaki tutarlı etkin pişmanlık savunmalarında, 2014-2016 yılları arasında PKK terör örgütü hiyerarşisinde yürüttüğü faaliyetlerini anlatırken kendisinin ... kod adlı örgüt mensubunun taburunda görevli iken 29.07.2016 tarihli saldırıdan haberdar olmaksızın ve bu saldırıdan bir süre önce timlere ayrıldıklarını ve ... Tepesinde genel gözcü olarak görevlendirildiğini, ... kod adlı örgüt mensubunun kendisine bu saldırıyı daha sonraki zamanlarda anlatması ve saldırının görüntülerini izletmesi sonucunda bu olaydan haberdar olduğunu, kendisinin bulunduğu konumdan saldırıda görev almasının yahut diğer örgüt mensuplarına herhangi bir yardımda bulunmasının imkanının bulunmadığını beyan ettiği, dosya kapsamında düzenlenen inceleme raporunda da sanığın saldırı tarihinde bulunduğunu beyan ettiği ... Tepesi ile saldırının gerçekleştiği yer arasında kuş uçuşu 17.661 metre, gerçek mesafe olarak 21.683 metre olduğunun, bu mesafelerin PKK terör örgütünün yaygın şekilde kullandığı tüfek ve havanların etkili/azami menzil mesafelerinin içinde yer almadığının, arazinin dağlık ve tepelik olması nedeniyle sanığın bulunduğu yerden saldırı yerini göremeyeceğinin tespit edilmiş olması karşısında sanığın savunmalarının bu somut tespitlerle de desteklendiği, bu itibarla sanığın mensubu olduğu silahlı terör örgütünün amaç suçunun gerçekleştirilmesine yönelik vehamet oluşturan güvenlik güçlerine karşı silahlı ve bombalı saldırı gerçekleştirilmesi eylemine iştirak ettiğinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde kanıtlanamadığı, ancak sanığın aşamalardaki savunmalarında 2014 yılında Irak ülkesine giderek PKK terör örgütüne katıldığına ve 2016 yılına kadar Serdar İntikam kod adını kullanarak örgüt içerisinde faaliyet yürüttüğüne, doçka dahil silah ve ideoloji eğitimi aldığına, güvenlik güçlerine yönelik gerçekleştirecekleri eylemlere yönelik keşifler yaptıklarına, görevlendirildikleri yerlere erzak taşıdığına ve gözcülük yaptığına, kendisine bir dönem örgüt tarafından kaleşnikof ve doçka silahlarının verildiğine yönelik genel nitelikteki anlatımları karşısında eylemlerinin nitelik, süreklilik ve yoğunluğu dikkate alınarak hiyerarşik yapısına organik bağla katılmak suretiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı gözetilip;
Kolluk görevlilerine kendiliğinden teslim olan ve soruşturma aşamasında örgütün sözde eğitim ve faaliyetlerinin işleyişine, kendisinin örgüt içerisindeki konumuna, başka örgüt mensuplarının faaliyetlerine ve kimliklerine ilişkin ayrıntılı beyan, teşhis ve yer gösterme işlemlerinde bulunan ve kovuşturma aşamasında da önceki beyanlarında sebat eden, PKK silahlı terör örgütü örgüt mensubu olduğu anlaşılan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı karar yerinde tartışılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, "nitelikli kasten öldürmeye yardım" suçu yönünden cezada indirime gidilirken evrak üzerinde ve duruşma açılmaksızın karar verilemeyeceği de düşünülmeden, delillerin değerlendirmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak ile kasten nitelikli adam öldürmeye yardım suçlarından kurulan hükümler kesinleştirilerek cezasının infazına başlanıldığı anlaşılan sanık hakkında bozma nedeni, tutuklulukta ve ceza infaz kurumunda geçirdiği süre dikkate alınarak İNFAZIN DURDURULMASINA, başka suçtan hükümlü ve tutuklu değilse, 5271 sayılı CMK'nın 109/3-a maddesi uyarınca "yurt dışına çıkmamak" adli kontrol tedbiri uygulanmak suretiyle TAHLİYESİNE ve salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.