3. Hukuk Dairesi 2019/5986 E. , 2020/1705 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kurumca, ikamet etmekte olduğu evinde kullanmakta olduğu 13630 nolu aboneliğe ait kaçak elektrik kullanmak suçundan tutanak tanzim edildiğini, ancak kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığını, buna rağmen hakkında 4.921,98 TL ceza tutanağı tahakkuk edildiğini ve yasal faizi ile birlikte bahse konu olan borcun 7.465,23 TL olduğunu belirterek kaçak ek tahakkuk faturasının iptaline ve borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, kaçak elektrik tespiti tutanaklarının aksi ispatlanıncaya kadar geçerli olduğunu ve ispat külfetinin davacıda olduğunu, davacının da buna yönelik herhangi bir delilinin bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının 7.367,65TL borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş, davalının temyizi üzerine, Dairemizin 14/09/2017 tarih 2016/1403 E. 2017/12057 K. Sayılı ilamı ile "... mahkemece, ceza mahkemesinde saptanan maddi olguların hukuk hâkimini bağlayacağı düşünülerek, ceza davasının sonuçlanmasının bekletici sorun yapılması, ardından tahakkuk kapsamında kalan tüm faturalar yönünden değerlendirme yapılması amacıyla hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. " gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı taraftan masraf alınmaksızın dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından hazırlanan rapor dosyaya ibraz edilmiş, ancak bilirkişi ücretinin yatırılmadığının anlaşılması üzerine davacı tarafa bilirkişi ücreti ve tebligat giderini yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, verilen süre içerisinde avansın yatırılmamış olması nedeniyle de davanın reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
HMK’nın 120. maddesinde gider avansı düzenlenmiştir. Buna göre “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir”.
HMK"nın 324. maddesinde delil ikamesi avansı, 325. maddesinde ise re" sen yapılması gereken işlemlerde giderler düzenlenmiştir.
324. madde gereğince “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır”.
Somut olayda, bozma ilamı öncesi masrafı davacı tarafından karşılanarak başvurulan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu Dairemizin bozma ilamı ile tespit edilmiş ve davanın aydınlatılması amacıyla yeniden bilirkişi raporuna başvurulması gerektiğine işaret edilmiştir. Mahkemece, bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sırasında her ne kadar davacıya bilirkişi ücretini yatırmak üzere 22.05.2019 tarihli duruşmada 2 haftalık kesin süre verilmiş, bu süre içinde ise bilirkişi ücreti yatırılması beklenmeksizin hesap raporu düzenlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdii ile uzman bilirkişi raporu dosyaya alınmış olup, bilirkişi ücretinin davacı tarafından kesin süre içinde yatırmadığından dosyaya sunulan bilirkişi raporu esas alınmamış ise de bilirkişi deliline hem davacı, hem de davalı tarafından dayanıldığına göre 6100 sayılı HMK m. 324/1 ve 2 madde uyarınca davalı tarafa da bilirkişi ücretini ödemesi konusunda usulüne uygun kesin süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla, Mahkemece, HMK"nın 324-1 ve 2. maddesine göre işlem yapılması gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.