Esas No: 2021/18294
Karar No: 2022/481
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/18294 Esas 2022/481 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/18294 E. , 2022/481 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.11.2021 tarih ve BKD- 2021/112422 sayılı yazısı ile Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 04.12.2019 tarih ve 2019/4606-7590 sayılı ilamı ile hükümlü, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına Av. ... tarafından Daireye hitaben yazılan 06.07.2021 tarihli dilekçe, içeriği itibariyle 2797 sayılı Kanunun 15. ve 45/1 maddeleri kapsamında içtihat farklılıklarının giderilmesine yönelik olduğu görülmekle, aidiyeti cihetiyle dosya ile birlikte mevcut evrak, Dairemize gönderilmiş olmakla ekli dilekçe incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ;
I-TALEP ve SÜREÇ;
Karar düzeltme istemi nedeni ile hazırlanan 14.09.2019 tarihli dosya gönderme formu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, Yargıtay 16. Ceza Dairesine hitaben tanzim olunan Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.09.2021 tarih ve 2017/90 ceza dava dosyası sayılı yazısı ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafii Av. ...'ün 30.06.2021 tarihli karar düzeltme talebi konulu dilekçesine istinaden, 2017/90 Esas sayılı dosyanın kapsamlı olması nedeni ile iddianame, gerekçeli karar, sanıklara ait kesinleşme şerhleri, istinaf ilamı, Yargıtay ilamı ve Av. ...'ün dilekçesini içerir dökumanların yer aldığı CD ile sanıklara ait dosya muhteviyatlarını içerir 24 adet aslı gibidir onaylı dosya gönderilmiştir.
Dosya içeriğinde bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının karar düzeltme kanun yoluna gidilmediğine dair yazılardan anlaşılacağı üzere, süreçte Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 04.12.2019 tarih, 2019/4606 Esas ve 2019/7590 Karar sayılı kararına itirazda bulundukları ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.07.2020 tarih,
KD-2020/43721 sayılı yazısı ile 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesi uyarınca karara itirazı gerektirir maddi ve hukuki sebep bulunmadığından, 11.07.2020 tarih ve KD-2020/48596 sayılı yazı ile aynı dilekçelere bağlı itiraz taleplerinin 2020/43721 itiraz nolu dosya üzerinden karara bağlanmış olması nedeniyle mükerrirliğe mahal vermemek için itiraz kanun yoluna gidilmediği anlaşılan hükümlülerden, ..., ..., ..., ..., ...., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ayrıca ... vekili olduğunu beyanla, bir kısmına yönelik vekaletnamelerinin de bulunduğu görülen Av. ... tarafından, 30.06.2021 tanzim tarihli fakat UYAP sisteminden 06.07.2021 tarihinde Yargıtay 16. Ceza Dairesine hitaben oluşturularak, aynı tarihte Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen, konusunu, esas ve karar numarasını belirttiği kararın, Dairenin diğer içtihatlarının sanıklar lehine emsal oluşturması karşısında "düzeltilmesi" ve sanıkların "beraatine" karar verilmesi isteğinden ibaret olduğunu belirtir, içeriğinde safahate yer vermek ve teoriye yönelik "stare decisis/içtihat uyumu" ilkesini açıklamak suretiyle, sanıklarla benzer pozisyonda olan kişiler hakkında başkaca darbe dosyalarında verilen Daire kararlarına istinaden, darbe davalarındaki içtihat uyumsuzluğunun giderilmesi zorunluluğunun bulunduğu, içtihat birliğini sağlamanın Yargıtay'ın görevi olduğunun belirtildiği dilekçesi ile özetle; 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulundan Genelkurmay Başkanlığına giderek darbeye destek verdikleri iddiasıyla yargılanan ve suç tarihinde askeri öğrenci olan hükümlüler hakkında, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/90 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde, TCK'nın 309. maddesi uyarınca, Anayasal Düzeni Cebir ve Şiddet Uygulamak Suretiyle Değiştirmeye Teşebbüs Etmek suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin verilen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 28.12.2018 tarih ve 2018/1228 E., 2018/303 K., sayılı kararına yönelik yapılan temyiz davalarının esastan reddi ile onanmasına dair verilen Daire kararının, hükümlülerle benzer durumda olan yüz sanığın cezalarının bozulması karşısında, onama kararı verilmek sureti ile çelişkiye sebebiyet verilmesi; kararda askeri okul öğrencilerine yönelik belirtilen hukuki görüş ile onama kararı sonrasında yayımlanan ve kamu oyunda "Polatlı Topçu ve Füze Okulu/Polatlı Davası" olarak bilinen davaya yönelik verilen 08.03.2021 tarih, 2020/84 Esas ve 2021/1909 Karar sayılı karar ile "TRT baskını kararı" olarak bilinen davaya ilişkin verilen kararda, askeri öğrenciler hakkında yapılan değerlendirmeler ve gerekçelere nazaran, Dairenin farklı bir içtihat geliştirmiş olması neticesinde ortaya çıkan durumun kamu oyu vicdanını yaralaması; bu dosyalarda sanıklarla benzer pozisyonda olan, yaş, rütbe, konum ve tecrübe bakımından aynı hukuki ve maddi koşullarda bulunan astlar ve askeri öğrencilerin eylemlerinin TCK'nın 30/4 maddesi kapsamında değerlendirilerek, TCK'nın 309. maddesinde düzenlenen suçu oluşturmayacağına yönelik yaklaşım ortaya konularak içtihat geliştirmiş olduğunun görülmesi; bu davalarda ihdas edilen, kamu oyunda ve hukuk çevrelerinde takdirle karşılanan gerekçe ve yorumun, maddi olgular ve manevi durumları benzer olduğu halde yargılamaya konu davada esirgenmesinin hukuk güvenliğini ve yargının saygınlığını tehlikeye düşürmesi, ayrıca neden uygulanmadığı hususunun açıklanamaması, hukuki izahının yapılamaması, şayet akla ilk gelen, yargılamaya konu olayın Genelkurmay Başkanlığında geçmesinin veya karar tarihindeki koşulların ya da kararın erken ihdas edilmesi gibi nedenlerle değerlendirme yapılmış ise bu hususların farklılığa hukuki gerekçe kabul edilemeyeceği, dolayısıyla emirleri sorgulama imkanına sahip olmayan hükümlüler hakkında verilen karar ile belirtilen kararlar arasındaki çelişkiyi gidermek, hukuki istikrarı sağlamak ve topluma rehberlik etmek, yargısal tutarlılığı ve uyuşmazlığın tarafları arasındaki eşitliği ve buna uygun olacak şekilde işlem yapılmasını sağlamak için, sonraki içtihatlar doğrultusunda terk edildiği açık olan ihdas edilen karardan dönülerek müvekkilleri ile ilgili sonraki içtihatlara uygun bir karar verilmesini, çelişkinin giderilmemesi, talebinin kabul edilmemesi veya görüşünün paylaşılmaması durumunda dilekçesinin ve talebinin 2797 sayılı Kanunun 15. maddesince Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesini talep etmiştir.
II- HUKUKİ MEVZUAT;
İsteme dair mevzuat şöyledir;
2797 Sayılı Yargıtay Kanunu;
Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görevleri
Madde 15
"Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görevleri şunlardır:
1.Yargıtay dairelerinin bozma kararlarına karşı mahkemelerce verilen direnme kararlarını inceleyerek karar vermek,
2. a) (Ek: 26/9/2004-5235/51 md.; Mülga: 20/11/2017-KHK-696/46 md.; Aynen kabul: 1/2/2018- 7079/41 md.)
b) Hukuk daireleri arasında veya ceza daireleri arasında içtihat uyuşmazlıkları bulunursa,
c) Yargıtay dairelerinden biri; yerleşmiş içtihadından dönmek isterse, benzer olaylarda birbirine uymayan kararlar vermiş bulunursa,
Bunları içtihatların birleştirilmesi yoluyla kesin olarak karara bağlamak,
3. (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/4 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7072/3 md.) İlk derece mahkemesi olarak ilgili dairelerce verilen hükümlerin temyiz yoluyla incelemesini yapmak,
4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.
Hukuk ve Ceza Genel Kurullarına katılmak zorunda olan Başkan ve üyelerin belirlenmesine ilişkin esaslar, görüşmelerin gündemi, yönetimi, çalışma gün ve saatleri, oylama ve karar, ön sorun ve öncelikle karara bağlanacak hususlar, kararın çıkmış sayılması, kanun hükümleri çerçevesinde Yargıtay İç Yönetmeliği ile düzenlenir."
İçtihadların birleştirilmesini istemek yetkisi ve bağlayıcılığı
Madde 45;
"İçtihadların birleştirilmesini Birinci Başkan, doğrudan doğruya veya Yargıtay dairelerinin veya genel kurulların verdikleri karar sonucunda veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bizzat yazı ile başvurması halinde, ilgili kuruldan ister. Bu istemlerin gerekçeli olması zorunludur.
Diğer merci veya kişilerin gerekçe göstererek yazılı başvurmaları halinde, içtihadı birleştirme yoluna gitmenin gerekip gerekmediğine Birinci Başkanlık Kurulu karar verir. Bu karar kesindir.
İçtihadı birleştirme kararlarının değiştirilmesi veya kaldırılmasının istenmesi de yukarıdaki usule bağlıdır.
İçtihadı birleştirme görüşmeleri, alınmış olan ilke kararları çerçevesinde yürütülür ve kararları yazılır.
İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.
İçtihadı birleştirme kararlarının niteliğini açıkça belirten özeti, kararın verilmesini izleyen en kısa zamanda Adalet Bakanlığına bildirilir. Adalet Bakanlığı bütün adliye mahkemelerine ve Cumhuriyet savcılıklarına bu kararları gecikmeksizin duyurur.
İçtihadı Birleştirme Kurulları, genel kurulların veya dairelerin kararlarındaki gerekçe ve görüşlerle bağlı olmaksızın sorunu başka bir görüşle karara bağlayabilirler."
Yargıtay İç Yönetmeliği;
Kurulların çalışması
Madde -14;
"İçtihatların birleştirilmesini Birinci Başkan, doğrudan doğruya veya Yargıtay dairelerinin veya genel kurulların verdikleri karar sonucunda veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bizzat yazı ile başvurması halinde, Birinci Başkanlık Kurulu kararına gerek olmaksızın ilgili kuruldan ister. Bu isteklerin gerekçeli bulunması ve giderilmesi istenilen aykırılığın niteliğini açıkça belirten özet içermesi zorunludur.
Birinci Başkanlık Kurulu, Yargıtay Kanununun 45. maddesinin 2. fıkrası hükmü uyarınca yapılan başvurmalar halinde ilgili kurul ve daire başkanlarından bu konudaki daire görüşlerini yazılı olarak bildirmelerini ister. İlgili kurul ve daire başkanları en geç iki ay içinde daire görüşünü bildirirler.
Görüşler alındıktan sonra Birinci Başkanlık Kurulu, kendi üyelerinden birini içtihatların birleştirilmesine gerek bulunup bulunmadığını incelemek ve en çok 15 gün içinde raporunu vermek üzere görevlendirir.
Birinci Başkanlık Kurulu, yukarıdaki fıkrada sözü edilen rapor ve ilgili daire başkanlarının yazılı görüşlerini inceledikten sonra içtihatların birleştirilmesi yoluna gitmenin, gerekip gerekmediği hususunda kesin olarak karar verir.
Kurul, içtihatların birleştirilmesi yoluna gidilmesini uygun gördüğü takdirde, daire başkan veya üyelerinden birini raportör olarak görevlendirir ve toplantı gününü belirler."
III-SONUÇ;
Belirtilen yasal mevzuat kapsamında bahse konu dilekçe incelenmesi neticesinde; 2797 sayılı Kanunun 15/2-c maddesinde yer alan; varsa içtihat farklılığı ya da birbirine uymayan kararların, maddi meseleye ilişkin olaysal değerlendirmelere değil ve fakat maddi meseleye dair hukuki görüşlere ait olduğunda kuşku bulunmadığı, aynı konuda ve aynı normlar uygulanmak suretiyle bile olsa delillerin farklılığından veya değerlendirilmesindeki farklılıktan kaynaklı, müşahhas olayın ve durumun özelliğine göre farklı sonuçlara varılmasının, Dairenin müstekar uygulamasından dönüldüğü anlamına gelmeyeceği, temyiz kararında meskut bırakılmayıp bilakis bahis ve münakaşa mevzuu ittihaz edilerek mucip sebepleriyle halledilmiş olan hususlara karşı yapılan itirazların da süreçte reddedilmesine nazaran, Dairenin muayyen bir mesele hakkındaki görüşünden tashih yolu ile rücu etmesi mümkün bulunmadığından, hükümlüler müdafii Av. ... tarafından gönderilen dilekçenin "konusu", mahiyeti ve içeriği ile İlk Derece Mahkemesince de karar düzeltme istemi değerlendirmesi ve formu ile gönderilmesi nedeni ile, öncelikli olarak istemin Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 04.12.2019 tarih, 2019/4606 Esas ve 2019/7590 Karar sayılı kararına yönelik itiraz kapsamında değerlendirilmesi gerekliliğinin bulunması, sonrasında izah olunan nedenle bu aşamada Dairece yapılacak bir işlem bulunmadığından, Yargıtay Kanunun 45/2. ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 14. maddeleri kapsamında gereğinin takdir ve tartışması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına ait olmak üzere dosyanın tevdiine 07.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.