13. Hukuk Dairesi 2013/13389 E. , 2013/18038 K.- TRAFİK TESCİL MÜDÜRLÜĞÜNÜN ARACIN MOTOR VE ŞASİ NUMARALARININ ORJİNAL OLDUĞUNA DAİR DÜZENLEDİĞİ RAPORA RAĞMEN,
- ARACIN HIRSIZLIK ÜRÜNÜ OLDUĞU GEREKÇESİYLE ARACA EL KONULMASI
- ARAÇ MOTOR VE ŞASİ NUMARASI ADINA DÜZENLENMİŞ İKİ FARKLI RESMİ RAPOR
- AKİT SONRASI TAŞINIR MALLARIN YARA VE HASARININ ZİLYETLİĞİNİN DEVRİYLE ALICIYA GEÇMESİ
- YARAR VE HASARIN GEÇİŞİ SIRASINDA AYIBIN VAROLMASI HALİNDE SATICININ SORUMLULUĞU
- ÇALINTI ARABA
- TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 208
- TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 219
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı kişiden noterde satın almış olduğu ... plakalı aracı, tescilden önce muayene ettirmek amacıyla, Trafik Tescil Müdürlüğüne başvurduğunu, ilgili Müdürlüğün yazışması sonucunda, davalı üniversitenin Makine Mühendisliği bölümünde yapılan inceleme sonucunda aracın motor ve şasi numaralarının orjinal olduğuna dair düzenlenen raporu esas alarak, trafik tescil müdürlüğünde bu aracı adına tescil ettirmesinden kısa süre sonra aracın hırsızlık ürünü olduğu gerekçesiyle araca el konulduğunu, bilahare Adana Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından yapılan inceleme sonucunda motor ve şase numaralarının orjinal olmadığının rapor edilmesi sonucu hakkında Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığını, neticeten üniversite tarafından düzenlenen rapora güvenerek araç alması sonucu mağdur olduğunu, sorumluluğun davalıda bulunması sebebiyle el konulan araç değeri 27.500,00TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi ile öncelikle görev yönünden itirazda bulunarak, davanın idari yargı mercilerinde görülmesi gerektiğini belirtmiş, bunun dışında davanın görevli kişilere karşı açılması gerektiği halde tüzel kişiliğe yöneltilmesinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının söz konusu aracı, davalı tarafından düzenlenen rapor gereğince alması sebebiyle, uğradığı zarar sabit görülerek 27.500,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm; davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının, davalı üniversite tarafından düzenlenen rapor sonrası davanın konusunu oluşturan ... plakalı aracı üzerine alması sonrası, aracına el konulması ve bilahare hakkında ceza davası açılması üzerine, elinden çıkan araç bedeli ve ayrıca manevi tazminat yönünden mevcut sorumluluk davasını açtığı ve yapılan yargılama sonucunda, herhangibir bilirkişi incelemesi yapılmaksızın davanın kabulüne karar verildiği açık isede, olayla ilgili yapılan değerlendirmelerin yeterli olup olmadığının açıklanmasında zaruret vardır.
Davacının, dava dışı M.. A.."dan ... plakalı minübüsü 05.09.2007 tarihinde önce haricen adı yazılı belge ve bilahera aynı gün Gaziantep 9. Noterliğinde araç satış sözleşmesi ile satın aldığı, satıştan sonra Trafik Tescil Müdürlüğünün 06.09.2007 tarihli yazısı sonrasında, G.. Ü.. Makine Mühendisliği bölümünde aracın incelendiği ve 07.09.2007 tarihli üniversiteye ait raporda minibüsün motor ve şasi numaralarının orjinal olduğu görüşü sonrası, aracın ... plaka nosu ile davacı H.. A.. adına tescil edildiği açıktır.
Yine tescil sonrasında kısa sürede araca emniyet tarafından el konulduğu ve Adana Kriminal Polis Laboratuvarında yapılan inceleme sonucunda 21.09.2007 tarihli rapor ile "motor numarasının sonradan vurulduğu, şase numarasının orjinal olmadığı, yapılan işlemlerin ilk bakışta dikkat çekmeyeceği, iğfal kabiliyetine haiz olduğu" görüşü belirtilmesi sonrasında, satış işlemlerini gerçekleştiren kişiler yönünden Cumhuriyet Savcılığınca, "Resmi Belgede Sahtecilik" suçlaması ile kamu davası açıldığı, Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu sanıkların beraatlerine karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Mahkemece, Adil Tıp Kurumundan bilirkişi görüşü alınması yönünde ara kararı oluşturulmuş, ancak sonraki duruşma gününde, Adli Tıp Kurumunun bu konuda görüş bildiremiyeceği, dosyanın uygun görülecek diğer resmi kurum veya özel bilirkişilik müesseselerine gönderilebileceği açıklanmasına rağmen bilirkişi incelemesi hususunda karar alınmadan, dava sonuçlandırılmıştır.
Öncelikle, ortada iki ayrı rapor bulunması sebebiyle, davalı kurumun olayda tartışmasız şekilde sorumluluğunun belirlenmemiş olması eksik bulunmakla birlikte esasen, davacının aracı üniversite raporundan sonra değil, daha önceki tarihte satın almış olmasının değerlendirilmesi gerekmektedir. Gerek BK, gerekse TBK satıma ilişkin hükümleri incelendiğinde, satım akdi sonrasında taşınır malların yarar ve hasarının zilyetliğin devri ile birlikte alıcıya geçeceği açıktır. Noterde resmi satış akdi 05.09.2007 tarihinde düzenlenmiş ve zilyetlik alıcıya devredilmekle hasar ve yarar davacıya geçmiştir.
Yarar ve hasarın geçişi anında ayıbın varolması halinde, satıcı sorumludur. Özellikle Ceza dosyası incelendiğinde, aracın İstanbulda hırsızlığa önceden konu olduğu, trafik tescil belgesi ve araç motor-şasi numaralarının önceden değiştirildiği dikkate alındığında, davacının uğradığını belirttiği zararla, davalı tarafından düzenlenen rapor arasında uyğun illiyet bağının kurulamayacağı açık olup, bu durumda neticeten, baştan beri hukuki ayıplı olan ve davacı tarafından satın alınan aracın, davacı elinden temelli alınması olayında, davalının sorumlu olduğu kabul edilemez.
Hal böyle olunca satış akdinin tarafı olmıyan davalının, tazminat davasında sorumluluğu bulunmadığı için, bu şartlarda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (açıklanan nedenlerle) temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.