17. Hukuk Dairesi 2014/7060 E. , 2015/3832 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar ve davalılar ... ve ... vekilince istenmiş, davalılar ... ve ... Avucu vekili duruşma talep edmiş olmakla duruşma için tayin edilen 03.03.2015 Salı günü davacılar ..., ..., ... vd, vekili Av. ... ve davalılar ... ve ... vekili Av. ... geldi. Davalı ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar ve davalılar ... ve ... vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı oldukları aracın müvekkili ..."a çarpması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve müvekkilinde iş gücü kaybı meydana geldiğin belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 2012/454 Esas sayılı asıl davada; ... için 10.000 TL maddi, 75.000 TL manevi, anne, baba ve kardeşler için ayrı ayrı 12.000"er TL manevi tazminatın; birleşen 2012/287 Esas sayılı davada ise, 90.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 12.7.2013 tarihinde maddi tazminat talebini 121.376,57 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... ve ... vekili ve davalı sigorta şirketi vekili olay tarihinden itibaren zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davalıların zamanaşımı itirazının kabulü ile olay tarihinden itibaren zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında; "... Davacının 11.6.2010 kesin rapor tarihinden itibaren 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinde belirtilen iki yıllık süre geçmeden 7.4.2011 tarihinde açtığı bu dava yönünden zamanaşımından söz etmenin mümkün olmadığı, mahkemece zamanaşımı itirazının reddi ile davanın esasının incelenerek hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat davasının kabulüne, asıl davada 10.000 TL, birleşen davada 111.376,57 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden poliçe limitiyle sınırlı ve 21.10.2004 temerrüt, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline; davacı ... için 30.000 TL, anne ... için 8.000 TL, baba Kemalettin ile kardeşler ... ve ... için 6.000"er TL manevi tazminatın davalı ... ve ..."dan kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranı ile maddi tazminata ilişkin hesaplamanın ve uzman bilirkişi raporunda belirtilen maluliyet oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde BK.nun 47. maddesindeki (6098 s. TBK. md. 56) özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davalı ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekilinin 12.7.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile, 2012/454 Esas sayılı asıl davada 10.000 TL olan maddi tazminat talebini 31.376,57 TL"ye yükselttiği, birleşen davada ise herhangi bir ıslah talebinde bulunmadığı, mahkemece, ıslah yapılan asıl davada talep arttırıldığı halde 10.000 TL; 90.000 TL istenen birleşen davada ise ıslah talebi olmadığı halde 111.376,57 TL maddi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.
HUMK."nun 74. (HMK."nun 26) maddesi uyarınca, hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar veremez.
Davacılar vekilince yapılan ıslah asıl davaya yönelik olup, talep olmadığı halde birleşen dava için ıslah yapılmış gibi karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm, davalı ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ... ve ... Avucu"ya verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 2,50 TL kalan harcın temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."e geri verilmesine, 3.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.