Esas No: 2021/7781
Karar No: 2022/380
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/7781 Esas 2022/380 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/7781 E. , 2022/380 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.01.2021 tarih ve 2019/452 - 2021/29 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53,
58/9 ve 63. maddeleri gereğince; sanık ...’un mahkumiyetine,
TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53,
58/9, 62 ve 63. maddeleri gereğince; sanıklar ..., ..., ...’nın
mahkumiyetine, TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun
5/1, TCK'nın 221/4-2. cümle, 53, 58/9, 62 ve 63.
maddeleri gereğince; sanıklar ..., ..., ... mahkumiyetine yönelik istinaf
başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin yasal şartları oluşmadığından CMK'nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Tüm dosya kapsamı gözetilerek diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanık ...’in ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
I-Sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
1-Sanıklar ... ve ... yönünden,
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ... yönünden,
Sanık müdafiinin ve o yer Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, ancak;
TCK'nın 314/2 maddesi uyarınca belirlenen 5 yıl 5 aylık temel hapis cezasının, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi gereğince 1/2 oranında artırımı sonucu 7 yıl 13 ay 15 gün hapis cezasına ve TCK'nın 62/1 maddesi gereğince 1/6 oranında indirim sonucu netice olarak "6 yıl 9 ay 7 gün hapis cezasına" hükmedilmesi gerekirken, "6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına" hükmedilmesi suretiyle aleyhe hesap hatası yapılmak suretiyle karar verilmiş olması,
Kanuna aykırı olmakla, sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5271 sayılı CMK'nın 302. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun 5271 sayılı CMK'nın 303. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasındaki "6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasının" ibaresi çıkartılarak yerine "6 yıl 9 ay 7 gün hapis cezasının" ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
1-Sanıklar ... ve ... yönünden,
Sanıkların ByLock iletişim sistemi kullanıcısı olduğunun belirtilmesi karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; "ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı"nın kabul edildiği gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanıkların, ByLock uygulamasını kullandıklarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduklarına dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporunun getirtilmesi ve UYAP'ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak herhangi bir şüpheli beyanı bulunup bulunmadığı araştırılıp var ise bu beyanlarla birlikte duruşmada CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanıklar ve müdafilerine okunarak diyeceklerinin sorulması ile tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Sanık ... yönünden,
Sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporunun getirtilmesi ve UYAP'ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak herhangi bir şüpheli beyanı bulunup bulunmadığı araştırılıp var ise bu beyanlarla birlikte duruşmada CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanıklar ve müdafilerine okunarak diyeceklerinin sorulması ile sanığın yeniden ayrıntılı beyanları da alındıktan sonra tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Sanık ... yönünden;
a)Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik, sanığın örgüt içindeki konumu, kaldığı süre, faaliyetlerinin nitelik süreklilik ve çeşitliliği gözetilerek işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken; dosya içerisinde bulunan deliller dikkate alındığında suçun unsurları ayrıca teşdit sebebi kabul edilerek yetersiz gerekçe ile temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/3. maddesine aykırı olarak fazla ceza tayini,
b)TCK’nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanığın incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili verdiği bilgilerin, örgütteki konumu ve faaliyetleri de nazara alındığında, niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere faydalılık derecesi ve yargılama sürecinde etkin pişmanlıkta bulunulan aşama gözetildiğinde, uygulanan kanun maddesinin amaç ve gerekçesi ile orantılılık ilkesi çerçevesinde belirlenen ceza üzerinden dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun daha makul oranda bir indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde uygulama ile fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olmakla, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı hükümlerin BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.