17. Hukuk Dairesi 2013/17183 E. , 2015/3816 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, olay günü Ankara-İstanbul arasında TEM otoyolunda seyreden davalı ..."ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı davalı ..."a ait ... plakalı aracın yolun ortasında kalması üzerine aracın sürücüsü arkadaşı ..."a yardım etmek için, sürücüsü olduğu kendi aracını sağa park edip arkadaşının yanına giden muris ... ve arkadaşı ..."a; bu esnada aynı yolda seyreden davalı ... ideresindeki, işleteni ... olan ve davalı ..."ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı ... plakalı aracın çapması sonucunda, davacıların murisi ... ve arkadaşı ..."un vefat ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş ... için 1.000,00 TL ve kızı küçük ... için 1000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile eş ve küçük kızı için ayrı ayrı 15.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında talebini davacı eş için 22.627,08 TL ve davacı çocuk için 11.145,35 TL destek tazminatı olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... vekili, aracının kaydığını, kazada kusurunun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., kazaya ölenin ağır kusuru ve yolun elverişizliğinin neden olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, sorumluluklarının teminat limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat sorumlulukları bulunmadığını belirtmiştir.
Diğer davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı ... ve ... hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davacı eş ... için 22.627,08 TL ve çocuk ... için 11.145,35 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ..., ... ve ..."den tahsili ile davacılara verilmesine; manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile eş ... ve Çocuk ... için ayrı ayrı 10.000,00"er TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tarafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilşkindir.
Mahkemece, kazaya karışan araç sürücülerinin kusurunun belirlenmesi için 2 rapor alınmış, Adli Tıp Trafik ihtisas Dairesinden alınan 31.01.2011 tarihli raporda ve İTÜ"den alınan 09.04.2012 tarihli heyet raporunda, olayda davalı sürücü ..."nın hızını yol, hava ve trafik şartlarına göre ayarlamaması ve öndeki aracı güvenli mesafede takip etmemesi nedeniyle %40 kusurlu olduğu, muris yaya ..."ın ise hiçbir önlem almadan akan trafikte arkadaşı müteveffa ..."un yanına gitmesi nedeniyle %60 kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Davalı ... taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 12.03.2009 tarih, 2008/153 esas, 2009/71 sayılı karar dosyasında yargılanmış ve yargılama sırasında alınan 08.07.2008 tarihli Adli Tıp Kurumu bilirkişi raporunda davalı ..."in tali kusurlu, ölen davacıların murisi ..."n tali kusurlu ve ölen arkadaşı ..."in asli kusurlu olduğu değerlendirilmiş, mahkemece sözkonusu bu rapordaki kusur durumuna göre değerlendirme yapılarak verilen karar Yargıtay 12. Ceza Dairesi"nin 07.01.2013 tarih, 2012/6192 esas, 2013/168 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
Borçlar Kanunu"nun 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve gerekse delil yetersizliğine, davalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, maddi olaya ilişkin ceza mahkemesinin tespitleri hukuk hakimini bağlayacağı kabul edilmektedir. Yargıtay 12. Ceza Dairesi onama ilamı ile kesinleşen ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 12.03.2009 tarih, 2008/153 esas, 2009/71 sayılı karar gerekçesinde davalı ..."in süratini yol durumuna göre ayarlamadığı ve öndeki araçla arasında güvenli mesafe bırakmadığı kabul edilerek davalı ...."in tali, destek ..."in tali ve ölen arkadaşı ..."in asli kusurlu olduğunun değerlendirilmiş olduğu göz önüne alındığında yukarıda yapılan açıklamalar, taraf vekillerinin itirazları, trafik kazası tutanağındaki bulgular, olay yerine ilişkin bulgular, tanık beyanları ve dosya kapsamındaki tüm kanıtlar dikkate alınarak, yukarıda değinilen ceza yargılamasına ilişkin dosyanın da celbiyle İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi “kurulundan” kusur dağılımı yönünden yeni bir bilirkişi raporu alınarak, kusur oranının yeniden tespit edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 03/03/2015 gününde Başkan V. ... ve Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
BK.53 (T.B.K.74) maddesine göre hukuk hakimi kesinleşen maddi olay ile bağlı ise de ceza mahkemesinin belirlediği kusur oranları ile bağlı değildir.
Somut olayda trafik kazasına karışan araç sürücüleri ve desteğin ceza mahkemesinde (sürücü) ..., (destek) ..., (sürücü) ... kusurlu bulunmuş olup, yerel mahkemece alınan her iki raporda da (ölü-sürücü) ... kusursuz bulunmuştur. Son iki raporda maddi olayda bir değişikik olmamıştır. Bu hale göre çelişkiden söz edilemeyecektir.
Diğer yandan HMK. 266.maddesi hükmüne göre; çözümü hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren durumlarda bilirkişin görüşüne başvurması yerel düzenlemeye uygun olacaktır. Trafik kazasında ihlal edilen kurallar maddi olgular bilirkişi yardımıyla belirlenir. Bu belirlenen duruma göre hakim kusur dağılımını yapması gerekir. Tazminata konu olayda ihlal edilen kurallar belirlenmiş ve yerel mahkemece olaya uygun düşen kusur dağılımı benimsemiş olup bunun bir çelişki gibi görülmesi yeniden rapor alınmasının istenmesi davaların uzaması ve daha masrafla sonuçlanmasına neden olacak şekilde uygulama yapılması HMK"nın amacına, ruhuna da uygun düşmeyecektir.
Açıkladığım bu maddi ve hukuksal gerekçelerle sayın çoğunluğun yerel mahkeme kararının yazılı gerekçelerle bozulması yönündeki görüşüne katılmıyorum.
KARŞI OY
Ceza mahkemesince hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 8.7.2008 günlü raporunda "davalı sürücü ..."in tali, destek ..."in tali, müteveffa ..."in de asli" kusurlu oldukları bildirilmiş,
Yerel mahkemece alınan, 8.7.2008 günlü raporunda tartışıldığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 31.01.2011 günlü raporunda "davalı sürücü ..."in %40, destek ..."in %60, müteveffa ..."in de kusursuz" oldukları mütalaa edilmiş,
Müteveffa ..."e kusur verilip verilmemesi ile ilgili ceza dosyası eldeki dosyada düzenlenen raporlar arasında çelişki çıkması ve tarafların 31.01.2011 günlü rapora itirazları üzerine alınan, çelişkiyi giderici nitelikteki, İTÜ"de görevli bilirkişilerden oluşan heyet tarafından düzenlenen 9.4.2012 havale tarihli raporda da "davalı ..."in %40, destek ..."in %60 oranında kusurlu" oldukları beyan edilmiş,
Mahkemece, müteveffa ..."in sürücüsü olduğu aracın işleteni ... ile aracın trafik sigortacısı ... aleyhindeki davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ..."in olayda %40 oranında kusurlu olduğunu kabulü ile bu kusur oranı üzerinden davalılar ..., .... ve ..."nin tazminatla sorumlu tutulmalarına karar verilmiştir.
Davacılar, destek ..."in desteğinden yoksun kaldıklarını, desteğin kusurunun kendilerine yansımayacağını, davalıların tam kusur üzerinden tazminata mahkum edilmelerini talep etmiş iseler de, "kişinin kendi kusurundan yararlanarak hak elde edememesi"ne ilişkin temel hukuk ilkesine göre davacılar destek ..."in olaydaki kusuru oranında davalılardan tazminat talep edemezler.
Davacılar, davalılar ... ve ... aleyhindeki davadan da feragat ettiklerinden müteveffa ..."un kusuru oranında, mülga 818 sayılı BK.144.maddesi gereğince feragat diğer davalılar ..., ... ve ..."ye de sirayet edeceğinden, artık ..., ... ve ..., ..."in kusuru oranında ve bu kusur nedeni ile de müteselsil sorumluluk hükümlerine göre davacılara karşı sorumlu değildirler.
Bu durumda davalılar ..., ... ve ... sadece ..."in olaydaki kusuru oranında davacılara karşı sorumludurlar.
Gerek ceza dosyasındaki raporda, gerekse yerel mahkemece alınan her iki raporda davalı ... olayda tali-%40 oranında kusurlu kabul edilmiş ve mahkemece de bu kusur oranından tazminata hükmedilmiştir.
Ceza mahkemesinin kabul ettiği maddi olgu ile hukuk mahkemesince kabul edilen maddi olgu arasında bir çelişki olmadığı gibi davalı ..."e izafe edilen kusur yönünden de raporlar arasında bir çelişki bulunmamaktadır.
Yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup kararın onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.