Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2885
Karar No: 2020/5214
Karar Tarihi: 19.11.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2885 Esas 2020/5214 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalının kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını ve borcun ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Ancak, davalı kefilin imzasının eşine ait olduğu iddiasıyla dava reddedilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu da reddedilmiştir. Kararın gerekçesi, davacının eş rızasının kefaletin geçerlilik şartı olduğunu bilmesi ve imzanın davalı kefilin eşine ait olduğunu ispatlaması gerektiği şeklinde açıklanmıştır. Kararda, davacının tacir olması nedeniyle eş rızasının kefaletin geçerlilik şartı olduğunu bilmesi gerektiği, davalının takipten sonra imzanın eşinin olmadığı yönündeki savunmasının hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir. TTK'nın 18/2. maddesi uyarınca, davacının tacir olması nedeniyle basiretli davranmakla yükümlü olduğu açıklanmıştır. Ayrıca, TBK'nın 582/2. maddesi gereğince, kefalet sözleşmesindeki sakatlığın yanılma veya ehliyetsizlik sebebine dayalı olmadığı takdirde, sözleşmenin geçerliliği için şart olarak aranan eş rızasının yokluğu savunmasının ileri sürülebileceği belirtilmiştir.
11. Hukuk Dairesi         2020/2885 E.  ,  2020/5214 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 01.06.2018 tarih ve 2015/687 E. - 2018/436 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 08.03.2019 tarih ve 2018/1380 E. - 2019/471 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı ile dava dışı Ahmet Türkekul arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi’nin akdedildiğini, davalının kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, icra takibine konu kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla taraf olan davalının kefilliğinin geçerli olmadığını, davalı kefilin eşinin yazılı rızası olmadığı için geçersiz olduğunu, icra takibine konu edilen kredi sözleşmesinde davalı ve eşinin bilgisi dışında eş ...’un kefalet sözleşmesinde yazılı muvafakat verdiğine ait ilgili alanın doldurulduğunu ve ... adına imza atıldığını eşinin okuması ve yazmasının olmadığını bu nedenle imzanın davalının eşine ait olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının kefalet sözleşmesindeki imzanın dava dışı şahsın elinden çıktığını ispat edemediği, davacı üç defa limit artırımı yapıldığını davalının bu sırada itiraz etmediği için kötüniyetli olduğunu savunmuşsa da; davalının baştan itibaren sözleşmenin geçersiz olduğunu bildiği ispat edilememiş olup, geçersizliğini sonradan öğrendiği durumda hakkı kullanması dürüstlük kuralına aykırı bulunmadığı, davacı tacir olduğundan TTK"nın 18/2. maddesi uyarınca basiretli davranmakla yükümlü olduğu, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi tarafından davalının eşi adına atılı imzanın aidiyeti ile ilgili ilk alınan bilirkişi raporunda imzanın ... elinden çıktığının kuvvetle mümkün ve muhtemel olduğu, Adli Tıp Kurumunun 15.01.2018 tarihli raporunda; imzanın ..."un eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, Jandarma Kriminal"den uzmanlar tarafından düzenlenen 04.05.2018 tarihli raporda da imzanın ... eli ürünü olabileceği görüşü bildirilmiş olup, alınan her üç raporda da imzanın davalının eşi ..."a ait olduğu kesin olarak saptanamadığı, bu durumda, imzanın rıza gösteren eşe ait olduğunu davacının ispatlaması gerektiği, davacı vekilinin, davalının limit arttırımlarına sessiz kalarak takipten sonra eş rızasının bulunmadığının savunma olarak ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü, 6098 sayılı TBK"nın 582/2. maddesinde yanılma veya ehliyetsizlik sebebi ile borçlunun sorumlu olmadığı bir borç için kişisel güvence veren kişinin yükümlülük altına girdiği sırada sözleşmeyi sakatlayan eksikliği biliyorsa kefaletle ilgili kanun hükümlerine göre sorumlu olacağı düzenlenmiş ise de, sözleşmedeki sakatlığın yanılma veya ehliyetsizlik sebebine dayalı olmayıp Yasada sözleşmenin geçerliliği için şart olarak aranan eş rızasının yokluğu savunmasının ileri sürüldüğü, davacı bankanın tacir olması nedeniyle eş rızasının kefaletin geçerlilik şartı olduğunu bilmesi ve imzanın davalı kefilin eşine ait olduğunu ispatlaması gerektiği, davalının takipten sonra imzanın eşinin olmadığı yönündeki savunmasının hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirilemeyeceği, ilk derece mahkemesince de aynı gerekçeler ile davanın reddine karar verildiği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi