15. Hukuk Dairesi 2021/1357 E. , 2021/1627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davada ihraç kararının iptali, birleşen davada men"i müdahale, ecrimisil, tapu iptali tescil olmadığı halde tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde asıl ve birleşen davada davacılar ... mirasçıları ile asıl ve birleşen davada davalı Sınırlı Sorumlu Yapı Kooperatifi vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle, 31.08.2001 tarihli yönetim kurulu kararı ile davalı kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, müvekkiline gönderilen birinci ihtarnamede borcun kaynağı açıklanmadığı gibi, ikinci ihtarnamenin de müvekkiline tebliğ edilmediğini, bu ihtarlara dayalı olarak alınan ihraç kararının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı kooperatif vekili, ihraç kararına dayanak teşkil eden ihtarların usulüne uygun olduğunu savunarak, asıl davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkiline C 29 blok B giriş 9 nolu dairenin üzerindeki çatı katı ile birlikte tahsis edildiğini, müvekkili hakkındaki ihraç kararı henüz kesinleşmeden yerine davalı ..."nın üye olarak alındığını ve dairenin bu kişiye tahsis edildiğini ileri sürerek, ilgili bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, davalı ... tarafından bağımsız bölüme yapılan müdahalenin men"ini, bunun mümkün görülmemesi halinde dairenin rayiç bedelinin davalılardan tahsilini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ecrimisil bedeli olarak 15.000,00 TL"nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı kooperatif vekili, davacının parasal yükümlüklerini yerine getirmediğinden üyelikten ihraç edildiğini savunarak, diğer davalı ... vekili, müvekkilinin, taraflar arasındaki iç ilişkiden habersiz olarak 2002 yılında bir daire sahibi olmak amacıyla kooperatif üyesi olduğunu, ödemelerini düzenli olarak yerine getirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen kararın birleşen davada davacı ... mirasçıları vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 15.10.2014 tarihli 2014/2082 Esas, 2014/6304 Karar sayılı ilamı ile; birleşen dava yönünden mahkemenin asıl istemlerden tapu iptal ve müdahalenin önlenmesi isteminin reddi gerektiği sonucuna varması halinde, terditli istemlerden diğeri olan konut karşılığı tazminat ve ecrimisil istemleri yönünden inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken, asıl ve terditli istemlerin ve inceleme sırasının karıştırılması, özellikle üye olup da konut verilemeyen üyelerin eksik ödemesinin bulunması halinde dahi konut karşılığı tazminat isteyebileceğinin gözden kaçırılması doğru olmadığı, her bir talebin ayrı ayrı ele alınıp, gerekçelendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, asıl davada verilen karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Mahkemece birleşen dava yönünden bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davalı ... kooperatif üyesi olarak kabul edilip dava konusu taşınmaz adına tescil edilmiş olduğundan hakkında açılan men"i müdahale, ecrimisil ve tapu iptal tescil davasının yeni malik olması nedeniyle reddine, davalı kooperatif aleyhine açılan men"i müdahale, ecrmisil ve tapu iptal tescil isteminin davacılar murisinin kooperatif üyesi olarak yükümlülüklerinin tamamını yerine getirmediğinden reddine, terditli taleplerden tazminat istemi yönünden davacının talep edebileceği tazminat miktarının 126.018,87-TL olarak hesaplandığı, bozma ilamından sonra ıslah yapılamayacağından ıslah talebi davalı kooperatif vekili tarafından kabul edilen 57.436,49-TL üzerinden değerlendirildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacı ... mirasçıları vekili ve davalı kooperatif vekili temyiz etmiştir.
1-Birleşen dava, kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptal ve tescil ile müdahalenin önlenmesi, bu taleplerin uygun görülmemesi halinde konutun rayiç değeri kadar tazminatın ve ecrimisil bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece kararda terditli istemlerden tazminat istemi yönünden davacının talep edebileceği tazminat miktarının 126.018,87 TL olarak hesaplandığı, bozma ilamından sonra ıslah yapılamayacağından ıslah talebi davalı kooperatif tarafından kabul edilen 57.436,49 TL üzerinden değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kabul edildiği halde kooperatifin kabulünden hareketle 57.436,49 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece bu konuda hataya düşülmüştür. Davacının davasını ıslah edemeyeceği doğru olduğu kabulünde dahi davacının dava dilekçesinde talep ettiği miktar üzerinden hüküm kurulmalıdır. Davalının kabulü değerlendirilerek bozmadan sonra ıslah olmaz kuralının aksine hüküm verilemez. Ne var ki, 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile Yargıtay’ın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılması mümkün hale getirilmiştir.Usule ilişkin kanun değişikliğinin geçmişe etkili olarak uygulanması gerektiği, mahkemece verilen nihai karardan sonra değişiklik yapılmış olsa dahi, bu değişikliğin uygulanmasında zorunluluk bulunduğu Yargıtay kararlarıyla açıklanmıştır. (Yargıtay HGK 20.02.2008 gün, 2008/13-160 E., 2008/147 K.) Tüm bu açıklamalar doğrultusunda; karardan sonra yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun uyarınca bozmadan sonra ıslahın mümkün hale gelmesi ve bu değişikliğin usule ilişkin olması nedeniyle derdest davalarda da uygulanması gerektiğinden mahkemece ıslahla arttırılan talebin de değerlendirilerek, sonucuna uygun karar verilmesi gerekmekte olup hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
2-Yapı kooperatifinin ana amacı ortakların akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun, konut ya da işyeri teslim etmektir. Davacı için çeşitli nedenlerle konut ya da işyeri tahsisi imkânsızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Normal ödemesini yapıp konut sahibi olan üyelerle eşit miktarda ödemesi bulunduğu tespit edilen, diğer anlatımla eksik ödemesi bulunmadığı belirlenen, ancak kendisine konut tahsis ve teslimi yapılamayan ortağın, ödemesi eksik olmayan diğer üyelere verilen emsal bir konutun dava tarihi itibariyle rayiç değerini talep edebileceğinin, hiç ödemesi yok ise konut karşılığı tazminat talep hakkı olup, bu isteminin reddi gerektiğinin kabulü gerekir. Eksik ödemesi olan bir üyenin ise, konut karşılığı tazminat talep hakkı olup, alacağının hesaplanma şekli Dairemizin yerleşik uygulamalarında formüle edilmiştir.Davaya konu olayda; mahkemece davacının talep edebileceği tazminat miktarının 126.018,87 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Yine dosyadaki mevcut bilirkişi raporunda taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç değeri 80.000,00 TL olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır. Somut olayda Dairemizin yerleşik uygulamalarında tazminat hesaplama ilkesi olarak kabul edilen formül uyarınca davacının talep edebileceği tazminat miktarı bilirkişi raporuyla 126.018,87 TL hesaplanmış ise de; dairenin değeri nazara alındığında formülün doğru sonucu vermediği anlaşılmaktadır. Bu hesaplamanın kabulü halinde tam ödemede bulunan ortağın elde ettiği bağımsız bölüm 80.000,00 TL iken eksik ödeme yapan ortak bundan daha fazla menfaat elde edcektir ki bu hakkaniyete uygun düşmez. Bu durumda tam ödeme yapan ortağın ödemelerinin güncel değeri, taşınmazın rayiç değerinden fazla olduğuna göre eksik ödemesi olan ortağın ödemesinin tam ödeme yapan ortağın ödemesine oranlanıp bulunan oranın kooperatiften elde edilen taşınmazın rayiç değeriyle çarpılarak eksik ödeme yapan ortağın alabileceği tazminat miktarı belirlenmeli ve eksik ödeme yapan davacının alacağı bedel belirlenip sonuca gidilmelidir. Bu hususlarda yeterli inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Bozma sebebine göre davacı ... mirasçıları vekilinin ve davalı kooperatif vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... mirasçıları vekilinin ve davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... mirasçıları vekilinin ve davalı kooperatif vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.