9. Hukuk Dairesi 2021/622 E. , 2021/3873 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerindeki baraj santrali inşaatında çalışırken iş sözleşmesinin işveren tarafından bir kısım kıdem ve ihbar tazminatı tutarı ödenmek suretiyle feshedildiğini, davacının haftanın 7 günü, ulusal bayram ve genel tatillerde dahil çalıştığını, her gün saat 06:00"da işveren tarafından temin edilen servis araçlarıyla alınıp şantiye alanına götürüldüğünü, saat 07:00"de işe başladığını, ara dinlenmenin 30 dakika olduğunu, çalışmasının akşam 19:30-20:00"ye kadar devam ettiğini, fazla çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, çalıştığı sürece tüm resmi tatillerde, ulusal ve dini bayramlarda çalıştığını ancak karşılığının ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ve asgari geçim indirimi alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacıya kıdem ve ihbar tazminatının tam olarak ödendiğini, yolda geçen sürenin çalışma süresinden sayılamayacağını, davacı ile aylık 270 saat çalışma üzerinden sözleşme imzalandığını, davacının ücret bordrolarını ihtirazi kayıt koymadan imzaladığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar, davacı temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 08.06.2020 tarih ve 2017/28986 esas - 2020/5941 karar sayılı dosyası ile incelenmiş ve dosyaya sunulan imzalı puantajlardaki imzalara davacı tarafça baştan beri itiraz edildiğinden, davacının imza itirazı üzerinde durulmak suretiyle imzalar davacıya gösterilerek, gerektiğinde imza incelemesi yaptırılarak, imzanın davacıya ait olup olmadığı belirlendikten sonra davacının fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin yeniden değerlendiirlmesi ve dosyaya sunulu bordroda sondajlama usulü yapılan incelemeye göre davacı işçiye aylık brüt ücretin 1/10’una tekabül eden kısmının fazla mesai olarak ödendiği tespit edildiği, bu itibarla, davacının imza inkarına ilişkin açıklamalarla birlikte davacının bordrolarda gösterilen ücretin hatalı olduğuna dair iddiasının değerlendirilerek davacının fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil çalışmaları hakkında bir karar verilmesi gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek devam edilen yargılama sonucunda davacının asgari geçim indirimi, hafta tatili ücreti, fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacak taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verimiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, mahkeme yönünden; bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, kararda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve yerine getirilmesi istenilen hususlar kapsamında, yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine, tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde, özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir.
Somut olayda, Mahkemece bozma öncesi kararda, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücreti alacakları hüküm altına alınmış, kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 08.06.2020 tarih ve 2017/28986 esas - 2020/5941 karar sayılı ile davacının sair itirazları reddedilerek, yapılan gerekçeli açıklamalardan sonra davacının imza itirazı değerlendirilmek suretiyle davacının fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil çalışması alacak talepleri hakkında bir karar verilmesi gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiş, ancak bozma konusu yapılmadığı halde dinlenen davacı tanıklarının davalılara karşı açtıkları davalarının bulunması sebebiyle husumetli oldukları, tanıkların beyanını destekler mahiyette başka delil ya da hesaba elverişli yazılı bir delilin sunulmadığı gerekçesi ile davacının fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücreti istemlerinin reddine karar verilmiştir. Usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek bozma sebebi yapılmayan husus değerlendirilerek söz konusu istemlerin reddine karar verilmesi hatalıdır.
Mahkemece, bozma kapsamı uyarınca değerlendirme yapılarak davacının usuli kazanılmış hakkı korunmak suretiyle fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücreti taleplerine ilişkin hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.