20. Hukuk Dairesi 2013/6093 E. , 2013/8061 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri .... Köyü .... Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemişlerdir.
Mahkemece, 17.12.2007 tarihli krokide (5/B) ile gösterilen 1131,26 m2’lik kısmın davacı ... adına; (4/B) ile gösterilen 2009,27 m2’lik, (4/C) ile gösterilen 11977,24 m2’lik taşınmazların ...adına; (6/B) ile gösterilen 2294,06 m2’lik kısmın Döne Kıyılı adına, 7 numara ile gösterilen 3788,82 m2’lik kısmın davacı .... adına; (8/B) ile gösterilen 4453,14 m2’lik kısmının davacı... adına tapuya tesciline karar verilmiş; davacı ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/03/2009 tarih ve 2009/2028 E.- 4310 K. sayılı kararı ile davacı ..."un (1) ve (5/A) ile gösterilen bölümlere yönelik temyiz itirazları reddedilmiş; davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazları kabul edilerek kişiler adına tescile karar verilen bölümler yönünden hüküm bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; " Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının davacılar yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu Düğünyurdu ve komşu Aşkarbeyli Köyünde yapılan ilk tesis kadastrosuna ait fotogometrik yöntemle düzenlenen kadastro paftaları kadastro müdürlüğünden getirtilerek; kenarlaştırma yapılarak dava konusu yerlerle birlikte o bölgede dava konusu yapılan diğer taşınmazların hangi sebeple 1979 yılında kadastrosunun yapılmadığı, o tarihteki niteliğinin ne olduğu kadastro müdürlüğünden sorulmalı ve alınacak cevapla birlikte orijinal kadastro pafta örneği dosyaya konulmalıdır. Yapılacak keşifte bu birleşik pafta üzerinde, dava konusu olan tüm taşınmazlarla birlikte, en yakın kadastro parselleri ve daha önce tescil davası ile tescil edilen komşu taşınmazlar da ölçekli olarak görünecek şekilde bilirkişilere kroki düzenlettirilmelidir.
1979 yılında yapılan ilk tesis kadastrosunda tapulaması yapılan komşu ve yakın komşu parsellere ait tapulama tutanak örnekleri ile varsa dayanağı tapu ve vergi kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileri ile birlikte getirtilerek, mahallinde yapılan keşifte yerel bilirkişi yardımı ile uygulanmamış, dava konusu taşınmazların yönünü ne olarak okuduğu saptanmamış, dosya içinde yer alan İskenderun 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/436 - 368 sayılı karar krokisindeki yer kroki üzerinde gösterilmemiş,1980’li yıllara ait hava fotoğrafları incelettirilmemiş, keşifte taşınmazın konumu, toprak yapısı, üzerindeki bitki örtüsü ve çevre taşınmazlara göre arz ettiği özellikleri belirtir hakimin gözlemi zabta yazılmamış, uzman ziraat mühendisi bilirkişiden; taşınmazın niteliği hususundaki, komşu parsellerin toprak yapısı da mukayese edilmek suretiyle, taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, taşınmazın fotoğrafları çektirilerek rapora eklenmemiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Yasasının 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip kesin olarak belirlenmesi gerekir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra 02/06/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve 17/12/2007 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (5/B) ile gösterilen 1131,26 m²"lik bölümün davacı ...; (4/B) ile gösterilen 2009,27 m²"lik bölüm ile (4/C) ile gösterilen 11977,24 m²"lik bölümün davacı ....; (6/B) ile işaretli 2294,06 m²"lik bölümün ...(7) ile işaretli 3788,82 m²"lik bölümün davacı ...; (8/B) ile gösterilen 4453,14 m²lik bölümün davacı... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddi ile davacılar ... ve ....yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar gerçek kişiler ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu ...Köyünde dava tarihinden önce 17/09/1979 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1929 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir.
Yapılan keşif neticesinde davacıların talep etikleri taşınmaz bölümleri orman, fen ve ziraat bilirkişi müşterek rapor ve krokisinde (1, 2/A, 2/B, 3, 4/A, 4/B, 4/C, 5/A, 5/B, 6/A, 6/B, 7, 8/A ve 8/B) harfleriyle işaretlenmiştir.
1) Davacı gerçek kişilerin müşterek rapor ve krokide (1, 2/A, 2/B, 3, 4/A, 5/A, 6/A ve 8/A) ile işaretli bölümlere yönelik temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli (1, 2/A, 3, 4/A, 5/A, 6/A ve 8/A) ile işaretli taşınmazın bölümlerinin orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu, (2/B) ile işaretli bölümün ise orman
tahdidi dışında kalmakla birlikte orman içi açıklığı niteliğinde olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan gerçek kişilerin davasının reddine ilişkin hükmün ONANMASINA,
2) Davalı Hazine ve Orman Yönetiminin müşterek rapor ve krokide (4/C, 5/B, 6/B, 7 ve 8/B) ile işaretli bölümlere yönelik temyiz itirazları bakımınadan;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (4/C, 5/B, 7 ve 8/B) ile işaretli taşınmaz bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün bu bölümler yönünden ONANMASINA,
3) Davalı Hazine ve Orman Yönetiminin (4/B) ile işaretli bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Çekişmeli (4/B) ile işaretli bölümün orman tahdidi dışında olduğu ve adına tescil kararı verilen kişi yararına zilyetlikle edinme koşulları oluştuğu belirlendiği gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de, Dairenin iade kararı üzerine orman ve fen bilirkişi tarafından müşterek olarak düzenlenen 14/06/2013 tarihli ek raporda (4/B) ile işaretlenen taşınmaz bölümünün kırmızı eğik çizgilerle taralı kısmın 6399 parsel içerisinde kaldığı bildirilmiştir. Dosya kapsamından ise, 6399 parselin, İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/06/2003 tarih 2001/436 - 368 sayılı tescil ilâmıyla Şevket Karaca adına tapuya tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. Medenî Usul Hukukuna göre ancak davada taraf olan kişiler hakkında hüküm kurulabilir. Mahkemece, taraf olmayan aleyhine hüküm oluşturulması usûl ve kanuna aykırı olduğu gibi, kabule göre de, mevcut kayıt iptal edilmeden yeniden tapuya kayıt ve tesciline karar verilerek mükerrer sicil oluşturulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
Açıklanan nedenle, davalı Hazine ve Orman Yönetiminin (4/B) ile işaretli bölüme yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bu bölüme yönelik olarak BOZULMASINA 17/09/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.