Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/21400
Karar No: 2014/16248
Karar Tarihi: 01.07.2014

Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/21400 Esas 2014/16248 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2013/21400 E.  ,  2014/16248 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme
    Uygulama : 5237 sayılı TCK"nın 85/1,62,50/4,50/1-a,52/2 .maddeleri uyarınca mahkûmiyet,

    Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Olay günü gündüz saatlerinde meskûn mahal içinde, gidiş istikametine göre olay yeri yaklaşımında sola hafif virajlı , iki şeritli, tek yönlü, kuru zeminli asfalt kaplama yolda, ölen sürücü ..."nın 221 promil alkollü olduğu halde koruyucu kask takmaksızın sevk ve idaresindeki plaka tescilsiz motosikleti ile Bodrum istikametinden Milas istikametine seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde, direksiyon hâkimiyetini kaybedip yol içinde devrilerek yolun sağ şeridi içinde düşmesi akabinde, yoldan geçmekte olan ambulans ekibinin yaralanan ..."yı fark ederek müdahale ettiği sırada; aynı istikamette ve yolun sol şeridinde mahal şartlarının üstünde bir hızla seyreden sanık sürücü ..., olay yerinin gerisinde yol durumunu ikaz eden Jandarma devriyesinin uyarılarını ve yoldaki kalabalığı zamanında fark edemediğinden, fren tedbirine başvurmakta geciktiğinden hızının etkisiyle 88 metre sağa yönelen fren izinin akabinde duramayıp sevk ve idaresindeki otomobiliyle, yol içinde yatmakta olan ..."ya çarparak otomobilinin altına alıp 6 metre kadar sürükledikten sonra, ve yolun sağ şeridi içindeki tepe lambası yanan ve kazadaki yaralıya müdahale eden ambulansa sağ şeritte çarparak durduğu, olayda ağır derecede yaralanan motorsiklet sürücüsü ..."nın 14.09.2005 tarihinde öldüğü 15.09.2005 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan ölü muayene tutanağında ..."nın kesin ölüm nedeninin tespit edilebilmesi için sistematik otopsi yapılmasına karar verildiği, İzmir Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen 16.09.2005 tarihli otopsi raporunda ise genel beden travması ile komplikasyonları sonucu öldüğünün bildirildiği, illiyet bağının belirlenmesi amacıyla aldırılan İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 1225 sayılı 04.04.2012 tarihli raporunda; "tıbbi belgeler ve otopsi bulgularına göre; kişinin ölümünün genel beden travması sonucu kot kırığına bağlı iç organ yaralanması ile birlikte servikal C6-7 dislokasyonu, medulla spinalis hasarına bağlı plejik kalma ve gelişen komplikasyonlarından ileri gelmiş olduğu, 10/09/2005 tarihinde maruz kaldığı yaralanma ile ölümü arasında illiyet bağı olduğu, meydana gelen yaralanmanın, kişinin motosikletten düşmesi sonucunda veya iddia edildiği üzere kişiye müdahale edilirken bir başka aracın çarpması sonrasında oluşabileceği, aralarında mevcut bulgularda tıbben ayırım yapılamadığı" bildirilmiş ise de; olay yerinden geçmekte olan ambulans şoförü tanık ... "in, ölenin sanığın çarpasından sonra aracın altında 6 metre kadar sürüklendiğini, sanığın ambulansa çarpmasıyla beraber araç ile ambulans arasına sıkıştığını, ölenin ilk müdahale esnasında bilincinin açık olduğunu ancak sanığın çarpmasından sonra bilincinin kapandığını beyan etmesi; ambulansta sağlık görevlisi olarak görev yapan tanık ... "nın, ölene ilk müdahalenin yapıldığı sırada ölenin kendisine bir şeyler mırıldandığını ancak ne dediğini anlamadığını beyan etmesi; tanık ... "ün, ölenin ilk kazadan sonra yerde yatarken hayatta olduğunu ve tanık ..."ün, ölenin motorsikletten düştükten sonra konuşabildiğini beyan etmesi karşısında; mahkemece tartışılan deliller ve sunulan gerekçeye göre, kazanın ölenin yerde yattığı sırada görevlilerin ona müdahale ettiği esnada sanığın hız kurallarını ihlal ederek, önce ölene daha sonra ambulansa çarpması neticesinde meydana geldiği de dikkate alınarak, sanığın eylemi ile maktulün ölümü arasında illiyet bağının var olduğunun kabul edilmesinde isabetsizlik görülmediğinden; tebliğnamenin 1. ve 2. bendinde yer alan bozma öneren düşüncelere ve sanığın yönetimindeki araçla yolun sol şeridi içinde mahal şartlarının üzerinde bir hızla seyrederken, olay yerinin gerisinde yol durumunu ikaz eden Jandarma devriyesinin uyarılarını ve yoldaki kalabalığı zamanında fark edemediğinden, fren tedbirine başvurmakta geciktiğinden hızının etkisiyle 88 metre sağa yönelen fren izinin akabinde duramayıp sevk ve idaresindeki otomobiliyle, yol içinde yatmakta olan ölen ..."ya çarparak otomobilinin altına alıp 6 metre kadar sürükledikten sonra, yolun sağ şeridi içindeki tepe lambası yanan ve kazadaki yaralıya müdahale eden ambulansa sağ şerite çarparak durduğu olay nedeniyle asli ve tam kusurlu bir şekilde olaya neden olan sanığa ceza tayin edilirken; alt sınırdan uzaklaşılmasında bir isabetsizlik görülmemiş, bununla beraber, tayin edilen ceza miktarı itibariyla TCK"nın 51. ve CMK"nın 231. maddelerinin sanık lehine uygulanması mümkün olmadığından; tebliğnamenin 3. bendinde yer alan bozma öneren düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, kusura, eksik incelemeye ve illiyet bağının bulunmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
    İsabetsiz olup, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanığa verilen temel cezanın belirlenmesinde gösterilen diğer gerekçeler yasal ve yeterli olmakla, hükmün ilk fıkrasından “sanığın güttüğü amaç ve saik“ ibaresinin çıkartılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi