Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/44
Karar No: 2011/5231
Karar Tarihi: 20.10.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/44 Esas 2011/5231 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/44 E.  ,  2011/5231 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Malların tasfiyesi ve ziynet eşyasının iadesi

    ... ile ... aralarındaki malların tasfiyesi, ziynet eşyasının iadesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Aile Mahkemesinden verilen 26.02.2010 gün ve 440/177 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, bu tür davalarda fedakârlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet ilkelerinin de uygulanması ve gözönünde tutulması gerektiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 650,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.950,00 TL"nin temyiz eden davacı ve davalıdan ayrı ayrı alınmasına 20.10.2011 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Yerel mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacı ... ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yüksek Daire çoğunluğunca, yerel mahkemenin 26.2.2010 tarih ve 2005/440 Esas, 2010/177 Karar sayılı hükmü onanmıştır.
    Dava, 4721 sayılı TMK.nun 202, 218, 227, 231, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi ile değer artış payından kaynaklanan katılma ve değer artış payı alacağı, (bağımsız bölüm ve diş hekimliği için yapılan donanımdan kaynaklanan alacak) ziynet eşyaları bakımından bağışlama amacının ortadan kalkmış olması nedeniyle BK. nun 244 ve devamı maddeleri gereğince dava dilekçesinde açıklanan takı ve ziynet eşyalarının iadesi, davalı tarafından diş hekimliği ofisi olarak kullanılan iş yeri nedeniyle istenen kira bedeline ilişkindir.
    Davacı vekili dava dilekçesinde; 224 ada 25 parselde bulunan 24 nolu bağımsız bölüm için ½ oranında tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tescil, olmadığı taktirde aynı oranda bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Gerek mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde ve gerekse edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulandığı evrede mal rejiminden kaynaklanan davalarda ayin (mülkiyet) isteme olanağı bulunmayıp, şahsi hak niteliğinde bulunan alacağın istenmesi esastır. Bu nedenle tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Sözü edilen bağımsız bölüm 24.12.2002 tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı ... Kasnak tarafından satış yoluyla edinildiğine göre, bu taşınmazın edinilmiş mal olduğu konusunda bir duraksama bulunmamaktadır. Edinilmiş mal olarak kabul edilen taşınmazlar TMK.nun 235/1. fıkrası uyarınca tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar. Yani karar tarihine en yakın bir tarihte yapılacak bir değer belirlemesiyle saptanacak değerin tasfiyeye esas alınması söz konusudur. Mahkemece, 4.4.2008 tarihinde yapılan keşifte belirlenen değer hükme esas alınmıştır. Karar tarihi ise 26.2.2010 olup, aradaki süre farkı yaklaşık iki yıla yakındır. Bu bakımdan somut olguda değer eksikliği söz konusu olmaktadır. Yani düşük değer esas alınarak hüküm kurulmuştur. Aynı Kanunun 232.maddesi uyarınca da değer tespiti yapılırken sürüm değeri esas alınmaktadır.
    Öte yandan, diş hekimliği ofisi olarak kullanılan taşınmazın davalı tarafından kiraya verilmediği ve boşanma davasının açıldığı 9.12.2003 tarihi itibariyle taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği gerekçesiyle isteğin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı 9.12.2003 tarihinde sona erdiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak tarafların boşanmalarına ilişkin Kocaeli 1. Aile Mahkemesinin kararı 3.5.2006 tarihinde kesinleşmiş olup, aynı tarih itibariyle nüfusta gerekli işlem yapılmıştır. Boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren davalının anılan iş yerini kiraya verip vermemesi önemli olmayıp, söz konusu olan bu taşınmazın davalı tarafından işgal edilip edilmediği veya kiraya verilmesi halinde olağan koşullarda getirebileceği kira bedeli söz konusu olmaktadır. Çünkü boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren davalı tarafından bu yer işgal edilmekte ise, davalının haksız işgalci durumunda olduğunun, kira geliri ile sorumlu tutulması gerektiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece kiraya verilmediği gerekçesiyle bu yöndeki isteğin reddine karar verilmesi doğru olmayıp bu yönüyle olayın değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Bundan ayrı kural olarak, gerek düğünde geline takılan takı ve ziynet eşyaları ve gerekse aynı biçimde davalıya takılan ve sonradan geline verilen takı ve ziynet eşyaları geline bağışlanmış kabul edilir. Bu nedenle de bu tür takı ve ziynet eşyaları gelinin kişisel malı sayılır. Davacı vekili, açıklanan biçimde davalıya takılan takı ve ziynet eşyalarının bağışlama amacının ortadan kalktığı gerekçesiyle BK.nun 244 ve devamı maddeleri gereğince iadesi isteğinde bulunmuştur. Bu madde gereğince açılan bu tür davalar Aile Mahkemesinin görevi dahilinde olmayıp genel hükümlere göre Genel Mahkemelerde bakılması gerekmektedir. Davacı ...nun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkına dayanarak bu tür davayı açtığına göre, bu davaların mal rejimiyle ilgisinin olmadığı açıktır. mülkiyet hakkını ilgilendiren konularda nişan ve düğünde takılan eşyalar, çeyiz eşyası ve ev eşyaları bakımından TMK. nun 683. maddesi gereğince istihkak davası niteliğindeki bu tür davalar her zaman açılabilir. Mülkiyet hakkına dayalı isteklerde zamanaşımı söz konusu olamaz. Bu bakımdan bu istek konusunda dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulmuş bulunması yerinde görülmemiştir.
    Reddedilen kısmın miktarının ne olduğu hüküm fıkrasında ve gerekçede açıklanmadan reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 6.132 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesi yönünde kurulan hükümde usul ve kanuna aykırıdır. Reddedilen kısmın miktarının ne olduğunun açıkça hüküm fıkrasında açıklanması gerekir. Aksi halde Yargıtay denetiminin sağlıklı yapılması düşünülemez.
    Bankalarda bulunan hesabın geçmişi 1995 yılına kadar uzansa da, 1.1.2002 tarihinden sonra bankalarda görülen kişisel paralara ait gelirler de TMK. nun 219/1. fıkra ve 4. bendi gereğince edinilmiş mal sayıldığından bu yönde gerekli araştırma ve incelemenin yapılmaması ve isteğin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
    Tüm bunlardan ayrı, banka hesapları üzerinde gerekli ve titiz incelemenin yapılmadığı, bu yönlerde de gerekli eksikliklerin bulunduğu, kişisel mal olarak davacı tarafından ileri sürülen 5.000 TL ile davalı eşin ileri sürdüğü 10.000 Dolar bakımından da eksik incelemenin bulunduğu belirlenmiştir. Bu bakımdan eksik bilgi ve belgeler mahkemece giderildikten sonra dosyanın tomarıyla birlikte daha önce atanmayan bir uzman görüş sahibi, bir mali müşavir ve bir bankacıdan oluşan üç kişilik kurula verilmek suretiyle hükme esas tarafların ve Yargıtay"ın denetimine açık raporun alınması gerekmektedir.
    Açıklanan bu somut ve hukuki olgular karşısında hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken Yüksek Daire çoğunluğunca onanmasına karar verilmesi yönündeki görüşlerine belirtilen nedenlerle katılmıyorum. 20.10.2011











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi