Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4084
Karar No: 2013/8047
Karar Tarihi: 17.09.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/4084 Esas 2013/8047 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/4084 E.  ,  2013/8047 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 19.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.09.2013 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı ... vekili Av.... geldi, diğer taraftan Hazine vekili geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;

    K A R A R

    ...İlçesi, ...Köyü 140 ada 1 parsel sayılı 1329,99 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ..., 140 ada 2 parsel sayılı 1378,62 m² yüzölçümündeki taşınmaz .... adına zeytinlik nitelikleriyle tapuya kayıtlıdırlar.
    Davacı Hazine vekili 20.04.2011 havale tarihli dilekçe ile dava konusu taşınmazların Asliye 2. Hukuk Mahkemesi"nin 28.10.2009 gün 2009/443 - 494 sayılı kararı ile Hazine adına tesciline karar verilmesine rağmen, kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tesbit ve tescil edildiği, çekişmeli taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescillerine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman nitelikleriyle Hazine adına tescillerine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi gereğince kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak 10 yıl içinde açılan tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.
    Yörede genel arazi kadastrosu 1969 yılında yapılmış, daha sonra 12.01.2010 günü yapılıp 13.04.2010 – 13.05.2010 tarihleri arısında ilân edilen ek kadastro çalışması bulunmakta olup, bu çalışmada, dava konusu 140 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı ..., 140 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ise, davalı ... adına tesbit ve tescil edilmiş, 140 ada 2 parsel 20.09.2010 gün 21488 yevmiye tarihli satış ile Mehmet Ergün adına kayıt edilmiştir.
    Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 18.01.1994 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak tarafları ve konusu aynı olan Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 28.10.2009 gün 2009/443 -494 sayılı kesinleşmiş hükmü bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan yargılamada taraf teşkili sağlanmadan ve tapu malikine husumet yöneltilmeden hüküm kurulmuştur. Husumet ve kesin hüküm HMK"nun 114. maddesi uyarınca dava şartları iseler de, kesin hükme ilişkin dava şartı, ancak, husumetin doğru olarak yöneltildiği ve taraf teşkilinin sağlandığı davalarda nazara alınmalıdır. Yani husumetin doğru yöneltilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması dava şartları kesin hükme ilişkin dava şartından önce bulunmalıdır. Somut olayda; davacı Hazine tarafından 140

    ada 1 ve 2 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali talep edilmiş ve husumet 140 ada 1 sayılı parsele ilişkin davalı ..."a, 140 ada 2 parsele ilişkin ise davalı ..."e yöneltilmiştir. Ne var ki; davalı ..."a dava dilekçesi ile duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin 7201 sayılı Tebligat Kanunun 23/6. maddesi uyarınca tebliğin nerede ve ne zaman yapıldığına ilişkin şerhin bulunmadığından geçersiz olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, zorunlu unsurları ihtiva etmediği için geçersiz nitelikte olan tebligata değer verilerek yargılamaya devamla hüküm kurulması Anayasa ile güvence altına alınan davaya karşı cevap, savunma ve delillerini bildirme imkânının kısıtlanması niteliğindedir.
    Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını da içerir (HMK madde 27).
    Tarafların, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkı Anayasal bir hak olduğu gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur.
    Anayasanın 36. maddesine göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılama hakkı hak arama özgürlüğünün uygulamaya yönelik uzantısı niteliğinde olduğundan, ölü davalının mirasçıları belirlenip davaya dahil edilmeden, delil toplanılması, savunma ve delillerini bildirmelerine olanak verilmeden keşif kararı alınarak hüküm kurulması savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğu gibi adil yargılanma hakkı ve hukukî dinlenilme hakkına da aykırıdır.
    Bir davanın görülmesi için taraf teşkili esastır. Hâkimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Mahkeme, tarafların hukukî dinlenilme hakkının gereği olarak, tarafları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usûlüne uygun olarak davet etmeden delilleri toplayıp hükmünü veremez.
    Dava konusu 140 ada 2 parsel, dava tarihi itibariyle dava dışı 3. şahıs konumunda bulunan Mehmet Ergün adına kayıtlıdır. Hazine tarafından açılan davada pasif dava ehliyetine ilişkin davalı taraf ehliyeti iptali istenen tapu kaydının malikine yöneltilmelidir. Bu husus HMK"nun 114/1-d maddesinde açıkça düzenlenen dava şartı niteliğinde bulunup istek olmasa bile re"sen nazara alınması gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 17/09/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi