MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 15.09.2010 gün ve 225/146 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı, dava dilekçesinde kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle 118 ada 43 ve 45 parsellerin tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, 15.09.2010 tarihli yargılama oturumundaki imzalı beyanında 118 ada 45 parsel hakkındaki talebinden vazgeçmiştir.
Davalı Hazine vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu ve kabulüne karar verilen 118 ada 43 parsel kadastro yoluyla 31.01.2008 tarihinde Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
Mahallinde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar; dava konusu 118 ada 43 parselin öncesinde davacının babasına ait olduğunu beyan etmiş, ancak, davacıya ne şekilde intikal ettiği konusunda açıklamada bulunmamışlardır. Davacı taraf intikalin kendisine satış, bağış veya taksim gibi olgularla geçtiğini ispat edememiştir. UYAP üzerinden alınan nüfus kaydına göre davacıdan başka mirasçılar da bulunmaktadır. TMK.nun 701. maddesi hükmü uyarınca elbirliği ile mülkiyette mirasçıların tereke malı üzerinde belirlenmiş payları olmayıp tamamı üzerinde söz konusudur. TMK.nun 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Bu bakımdan tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açmaları gerekir. Çünkü davada bir tasarrufi işlemdir. Bu nedenle, bir veya birkaç mirasçının terekeye dahil bir taşınmaz için üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve ehliyetleri bulunmamaktadır. Bu şekilde açılmış bulunan bir davaya diğer mirasçıların katılmalarının sağlanması suretiyle de yürütülmesi mümkün değildir. Davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesinin yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.