Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/24125 Esas 2019/10440 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/24125
Karar No: 2019/10440
Karar Tarihi: 23.10.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/24125 Esas 2019/10440 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/24125 E.  ,  2019/10440 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalı şirket tarafından inşa edilen ... ili ... Mahallesi 12 ada, 8 parselde bulunan ...Evleri sitesinden daire satın aldığını, davalı şirket tarafından katalog verildiğini, katalogtaki eve sahip olacağı düşüncesiyle davalı ile sözleşme ilişkisi içerisine girdiğini, ancak söz konusu sitenin bitmesi ile kataloga uymadığını, davalıya gönderilen ihtarnameye cevap verilmediğini, teslimden sonrada daire, site ve ortak alanda eksik ve ayıplı imalatlar olduğundan ayıp oranında satış bedelinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL indirim yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, satış işleminin mevcut yapı üzerinden yapıldığını, katalogtaki görsellerin taahhüt niteliğini taşımadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazdaki ayıp oranında bilirkişi raporu ile belirlenen 4.000,00 TL değer kaybının, 1.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, 3.000,00 TL’sinin ıslah tarihi lan 02/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı taraftan alınarak, davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin eksik ve ayıplı olduğunu ileri sürerek bedel indirimi istemiyle eldeki davayı açmıştır.
    Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Ayıp ve kusurlu imalatlar ve eksik ifa nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1997/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda; bu hususlar gözetilmeksizin bilirkişi tarafından hesaplanan dairedeki değer kaybının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. O halde, mahkemece, bilirkişiden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, satış tarihi itibariyle dairenin ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı rayiç değeri ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da taraflar arasında gerçek satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenerek bir karar verilmelidir. Açıklanan husus gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davacının temyiz talebinin kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.