17. Hukuk Dairesi 2013/17473 E. , 2015/3755 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların desteği küçük ..."e çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek davacı anne Hülya için 5.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın, davacı baba Veli için 5.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın, davacı kardeş ... için 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı ve sadece maddi tazminattan sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini davacı ... için 20.819,52 TL, davacı ... için 21.407,10 TL olarak yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, temerrüde düşürülmediği için yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkil şirketin aracı davalı ..."e kiraladığını, bu nedenle işleten sıfatının bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını ileri sürmüştür.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ... için 20.819,52 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 08.09.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan (davalı sigorta şirketi bakımından poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla ve dava tarihinden itibaren yasal faiz hesaplanmak kaydıyla) alınarak adı geçen davacıya verilmesine, 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 08.09.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... ve davalı ..."den alınarak adı geçen davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı ... için 21.407,10 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 08.09.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan (davalı sigorta şirketi bakımından poliçe limiti ile sınırlı) olmak kaydıyla ve dava tarihinden itibaren yasal faiz hesaplanmak kaydıyla) alınarak adı geçen davacıya verilmesine, 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 08.09.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... ve davalı ..."den alınarak adı geçen davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı ..."ün maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, davacı için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 08.09.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... ve davalı ..."den alınarak adı geçen davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK"nın hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasa"nın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere İşlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun"un 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar" hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması şarttır.
Somut olayda, aracın kayden maliki davalı ... olup davalı vekili, aracın kazadan önce diğer davalı ..."e kiralanmış olduğunu savunmuş ve buna ilişkin olarak kira sözleşmesi fotokopisini delil olarak ibraz etmiştir. Mahkemece bu savunma üzerinde durularak işleten sıfatı yönünden her hangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler de gözönünde bulundurularak, öncelikle sunulan kira sözleşmesi suretinin okunaklı bir suretinin davalı taraftan istenmesi, daha sonra taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanmanın davalı ..."e devredilip devredilmediği, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, buna göre davalı şirketin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ye geri verilmesine 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.