20. Ceza Dairesi 2016/2508 E. , 2019/4527 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER:
Mahkeme : İSTANBUL ANADOLU 36. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş olup, aynı maddenin 9. fıkrasında yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hallerde, Ceza Muhakemesi Kanunu"nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171. maddesi ... hükümleri uygulanır." yönlendirmesi gereği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 171. maddesi incelendiğinde, ilgili maddenin 2. fıkrasının son cümlesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına, sadece suçtan zarar görenin CMK"nın 173. maddesi hükümlerine göre itiraz edebileceğine ilişkin düzenlemeye yer verilmesi karşısında, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK"nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilerek itiraz hakkı tanınması gerektiği, incelemeye konu dosyada ise; İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 04.11.2014 tarih 2014/ 93023 soruşturma ve 2014/ 1125 karar sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın bilinen son adresine gönderildiği, tebligatın sanığın tanınmadığından bahisle iade edildiği, daha sonra sanığın mernis adresine yeni bir tebligat çıkarılmadığı ve böylece bu karar usulüne uygun olarak kesinleştirilmeden İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ne infaza verildiği, bu nedenle sanığın İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün çağrı yazısının 23.01.2015 tarihinde kendisine tebliğ edilmiş sayılmasından sonra 10 günlük yasal süre içerisinde ilgili müdürlüğe müracaat etmemesinin ihlal nedeni sayılamayacağının gözetilmemesi,
Kabule göre de ;
1- Tüm dosya kapsamına göre; İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce düzenlenen çağrı yazısının sanığın bilinen son adresine gönderildiği, tebligatın sanığın tanınmaması nedeniyle iade edildiği, bu defa yeniden aynı adrese tebligat çıkarılarak Tebligat Kanunu"nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmakla yapılan tebligatın Tebligat Kanunu"na aykırı olduğundan geçersiz olduğu, bu nedenle sanığın söz konusu çağrıdan usulüne uygun olarak haberdar edilmemiş olması nedeniyle 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu"nun 5/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin yükümlülüğünü ihlal ettiğinin kabul edilemeyeceği gözetilmeksizin yazılı biçimde hüküm kurulması,
2- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır" hükmü gözetildiğinde dosya kapsamına göre; sanığa İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü"nün 26.11.2014 tarihli davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu, ancak sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtaratta bulunulmadığının anlaşılması karşısında; sanığın ilk uyarıya uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi,
3- 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararına yanlış anlam verilerek 5237 sayılı TCK"nın 53/b maddesinin uygulanmaması
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA 16.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.