8. Ceza Dairesi Esas No: 2017/8150 Karar No: 2019/4761 Karar Tarihi: 02.04.2019
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/8150 Esas 2019/4761 Karar Sayılı İlamı
8. Ceza Dairesi 2017/8150 E. , 2019/4761 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü: TCK.nun 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için failin işlediği bir suç nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kendi kimliğini saklayarak, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması ve o kişi hakkında iftira atmışcasına soruşturma ve kovuşturma yapılmasına neden olması gerekmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 09.05.2017 tarih ve 2014/9...207- 2017/266, 09.05.2017 tarih ve 2015/9...179- 2017/267 sayılı kararları ile birçok kararda, işlediği bir suç nedeniyle fail hakkında soruşturma bulunmaması, kimliği veya kimlik bilgileri kullanılan kişi adına düzenlenen bir belge olmayışı ve soruşturma yapılmamış oluşu ile tüm belge ve tutanakların sanığın gerçek kimliği ile düzenlenmesi halinde fiilin TCK.nun 268. maddesindeki suçu değil 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40. maddesinde "Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınılması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması" şeklinde tanımlanan "kimliği birdirmeme" kabahatini oluşturacağı hususu açıkça vurgulanmıştır. Somut olayda, kolluk görevlilerince sanığın da bulunduğu motosikletin plakasız olması nedeniyle şüphe üzerine durdurularak yapılan kimlik kontrolü sırasında, sanığın kimliğinin yanında olmadığını söyleyerek adını ... olarak beyan ettiği, sonrasında olay yeri kimlik tespit ve büro amirliğine götürüldüğü ve parmak izi sorgulamasında gerçek kimliğinin ortaya çıktığı, ... adına hiç bir belge düzenlenmediğinin anlaşılması karşısında, eylemin idari yaptırımı gerektirdiği ancak anılan Yasanın 20/2...c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden temyiz incelemesine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının konusu eylemin oluşturduğu kabahatin zamanaşımına uğraması nedeniyle 5226 sayılı Kabahatler Kanunun 20/2...c maddesi gözetilerek “İdari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına”, 02.04.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.