17. Hukuk Dairesi 2013/16708 E. , 2015/3749 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacının sürücüsü olduğu araca çarpması sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını, bir gözünü kaybettiğini, topal kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00 TL araç hasar bedeli, 100,00 TL sağlık harcaması, 800,00 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile işgücü kaybı tazminatı taleplerini 110.185,84 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 110.185,84 TL maddi tazminatın davalılar ... ile ..."den (davalı sigorta bakımından poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Davacı vekili, ıslah dilekçesinde, artırılan tazminat miktarı yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz talebinde bulunmuştur. Hal böyleyken, talebin aşılarak tazminatın tamamı yönünden kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının Genel Şartlarının B-2 maddelerinde sigortacının zarar giderim yükümlülüğü, zararın ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya bildirildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının poliçe limiti dahilinde tazminatı ödemekle yükümlü olup, bu sürenin sonunda ödeme yapılmadığı takdirde temerrüt gerçekleşeceği öngörülmüştür. O halde, davalı sigorta şirketine davacı tarafından dava tarihinden önce yapılmış bir ihbar bulunup bulunmadığının tespiti ile yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda temerrüt tarihinin belirlenmesi, ihbar bulunmadığı taktirde dava tarihinde temerrüde düşürülmüş olduğunun kabulü gerekirken, yazılı olduğu şekilde davalı sigorta şirketinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulması doğru değildir.
3-Sürekli ve geçici işgöremezlik zararının hesabında davacının gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda, zabıta araştırmasına göre davacı çiftçilik yapmakta olup yıllık 7.000,00-8.000,00 TL gelir elde etmektedir. Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı cevabi yazısında, bir günlük erkek işçi yevmiye bedelinin 35-40 TL olduğunu bildirmiştir. Aktüer bilirkişi raporunda, günlük yevmiye üzerinden sadece pazar günlerini çıkararak ayda 26 gün çalışılacağını kabul ederek aylık gelirin 975,00 TL (asgari ücretin 2.04 katı) olduğunu belirtmiş ve buna göre tazminat hesabı yapmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, dosya kapsamından davacının çiftçilik yaptığı anlaşıldığına göre, davacı adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarının getirtilmesi, arazilerde yapılan tarımın niteliğine, yapılan işin özelliğine göre davacının yerine ikame edilecek kişiye ödenmesi gereken bedelin gerektiğinde bilirkişi marifetiyle belirlenmesi ve buna göre aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarına göre tazminat hesabında hak sahiplerinin bakiye ömür süresi belirlenirken PMF tablosunun kullanılması esas olup, TRHA yaşam tablosunun kullanılması uygulamalara aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ne geri verilmesine 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.