14. Hukuk Dairesi 2016/17719 E. , 2020/6191 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26/09/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmazsa alacak talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; alacak isteminin kabulüne dair verilen 16/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, arsa niteliği ile 910 ada 11 parselde kayıtlı taşınmazda bulunan binada 4 No"lu daireyi 23.08.2001 tarihli harici sözleşme ile ..."dan satın aldığını ve aldığı tarihten beri ikamet ettiğini, davalı ..."ın yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle bir kısım mal varlıklarını arkadaşlarına devrettiğini, dava konusu taşınmazın bir kısım hissesini de cebri icra yoluyla diğer davalı ... tarafından muvazaalı bir şekilde satıldığını belirterek öncelikle taşınmazın tapu iptali ve tescili, olmaz ise bedelinin iadesini istemiştir.
Davalılar vekili; dava konusu belgenin 10 yıllık zaman aşımını doldurduğunu, dava konusu tutanakta ..."ın imzasının bulunmadığını, bahsi geçen 12.000,00TL bedelin ödenmediğini, ..."ın SGK borçları nedeniyle diğer davalı ..."e satıldığını, adi belge ile hak talep edilemeyeceğini, taşınmazın kat mülkiyetine geçmediğini, hisseli olan taşınmazda toprak tapusu mevcut olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, alacak isteminin kısmen kabulü ile 12.000,00TL alacağının davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü davacı ve davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2)Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava 23.08.2001 tarihli başlıksız harici sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil olmaz ise bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetinin naklinin hüküm ve sonuç doğurabilmesi için sözleşmenin TMK’nin 706., BK’nın 213. (TBK"nın 237. md.), 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddeleri ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 89. maddesi uyarınca resmi biçim koşuluna uyularak yapılması zorunludur. Davacı tarafın dayandığı 23.08.2001 tarihli sözleşme resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğundan mahkemece tescile ilişkin taleplerin reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki; yerleşik Yargıtay içtihatları gereği geçersiz sözleşmeye dayalı olarak her bir tarafın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği verdiğini geri isteyebileceği; ancak, davacının ödediği paranın denkleştirici adalet kuralı gereği dava tarihindeki değeri karşılığı güncellenmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.