8. Hukuk Dairesi 2015/6293 E. , 2017/1441 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi gider olmadığından reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklılar vekili, üçüncü kişi ile borçlu arasında organik bağ bulunduğunu, haciz yapılan işyerinin ve hacze konu mahcuzların borçluya ait olduğunu,borçlu şirketin takip konusu borcu ödememek için muvazaalı yollara başvurduğunu açıklayarak davanın kabulü ile davalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, hacze konu menkul malların müvekkiline ait olduğunu, 2009 yılı itibari ile haciz mahallinde faaliyet göstermeye başladıklarını,borçlunun farklı bir adreste faaliyette bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, borçlu şirket ile 3.kişi şirketin ortağı ve yetkilisinin aynı kişi olduğu, aynı iş kolunda faaliyet gösterdiği, aralarında ticari ilişki ve organik bağ olduğu, ancak dava konusu edilen vinçlerin 2003 - 2006 yılları arasında alınmış olduğu, bilirkişi raporuna göre vinçlerin dosyaya sunulan fatura içerikleri ile edinme tarihlerinin örtüştüğünün tespit edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile haczedilen vinçler açısından davanın reddine, haczedilen profil borular açısından davanın kabulü ile davalının bu mahcuzlarla ilgili istihkak iddiasının reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK"nun 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı 3. kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davalı 3.kişi vekilinin tazminat istemine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davalı 3.kişi tarafından, tazminat talebinde bulunulmuş olmakla birlikte bu taleple ilgili olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir. Oysa, HMK"nun 297. maddesinde, hükmün hangi hususları kapsayacağı sayılmış olup, anılan maddenin 2. fıkrasında, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Bu itibarla, davalı 3.kişinin tazminata ilişkin talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı 3.kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı 3.kişi vekilinin tazminat talebine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.