17. Hukuk Dairesi 2015/2919 E. , 2015/3741 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiş, davalı .... vekilince duruşma talep edilmiş olmakla 09/12/2014 günü davacı vekili Av. ... ve Av.... ile davalı ... vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... gelmişler, taraf vekilleri dinlendikten sonra yapılan incelemede davaya konu kazaya ilişkin ceza dosyasının ilgili yerden getirtilerek gönderilmesi bakımından dosyanın yerel mahkemeye iadesine karar verilmiş olup ceza dosyası geldikten sonra dosya yeniden incelenmekle, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilin sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken hiçbir güvenlik tedbiri alınmamış, davalıların sorumluluğunda olan altyapı çalışması için açılmış çukura düştüğünü, müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, aracının hasar gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 25.000,00 TL maddi tazminat ile 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile işgöremezlik tazminatı taleplerini 103.061,14 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Birleştirilen davada, asıl davada 2. kez ıslah yapılamayacağından işgöremezlik zararı yönünden ek dava şeklinde 15.889,29 TL"nin davalılardan tahsili talep edilmiştir.
Davalı ... vekili, olay yerinde yapılan işin diğer davalıya teknik şartname ile verildiğini, üçüncü kişilere verilebilecek zararlardan diğer davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı .... vekili, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurlu olduğunu, kazı çalışmalarının uzun süredir o bölgede devam ettiğini ve gerekli uyarıcı önlemlerin alındığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 25.000,00 TL"nin kaza tarihi olan 19/09/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine, 103.061,14 TL iş gücü kaybı tazminatı, 2.855,25 TL tedavi gideri ve 19.000,00 TL araç tazminat bedeli olmak üzere toplam 124.916,43 TL"nin kaza tarihi olan 19/09/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline fazlaya ilişkin talebin reddine, birleştirilen davada, iş gücü kaybından kaynaklanan maddi tazminat davasının kabulüne 15.888,29 TL"nin kaza tarihi olan 19/09/2006 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemini ilişkindir.
Dava konusu olaya ilişkin görülen ceza davasında, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde davalı .... sorumlusu ..."in gerekli güvenlik ve uyarı önlemlerini almaması nedeniyle asli kusurlu olduğu, davacının (katılan) ise olay esnasında alkollü olması ve olay yerindeki kazı çalışmalarının belirli bir süreden beri devam etmesi nedeniyle daha dikkatli davranması gerektiği gerekçesiyle tali kusurlu olduğu belirtilmiş, sanığın mahkumiyetine karar verilmiş, karar Yargıtay 12. Ceza Dairesi"nin kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
Borçlar Kanunu"nun 53.maddesi (6098 S.TBK"nun 74. maddesi) uyarınca, hukuk hakimi ceza mahkemesince belirlenen kusur oranıyla bağlı değil ise de; hukuk hakiminin ceza mahkemesince belirlenen maddi olgu ile bağlı olacağı açıktır.
O halde mahkemece, dosyanın ceza dosyası ile birlikte Karayolları Trafik Fen Heyeti (önceden rapor alınan bilirkişilerden farklı) veya İstanbul Teknik Üniversitesi gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir kusur uzmanı bilirkişi kuruluna tevdii ile olaya ilişkin olarak düzenlenen tutanak, ceza dosyası içeriği, tanık beyanları ve önceki bilirkişi raporları birlikte irdelenerek, oluş şekline göre ve özellikle, davacı sürücünün tali kusurlu olduğunun kesinleşmiş olması gözetilerek yeniden belirlenmesi ve çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik, davalı ... vekili ve davalı .... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ve davalı .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 2.3.2015 gününde Üye ... ve ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Sayın çoğunluğun ceza mahkemesinde davacının "olay anında alkollü olması ve olay yerindeki kazı çalışmalarının belirli bir süreden beri devam etmesi nedeniyle daha dikkatli davranması gerekçesiyle tali kusurlu" olduğunun kesinleşmiş olduğu bu maddi olgu ile bağlı olacağı gerekçesi ile hukuk mahkemesinde alınan ve davacının kusursuz olduğu yolundaki heyet raporu ile çelişki olduğundan bu çelişkiyi giderici "kusur uzmanından" kusur oranlarını gösteren rapor alınması yönündeki bozma gerekçesine katılmıyorum.
HMK 266 (H.U.M.K 275.md.) maddesi hükmüne göre hakim, çözümü özel ve teknik konularda bilirkişi görüşüne başvurmalıdır. Kusur teknik değil hukuki bir konudur. Nelerin kusur (kuralların ihlali) olduğuna Karayolları Trafik Kanunu Yönetmeliği hükümlerine ve olayın meydana geliş şekline göre hakim karar verecektir.
BK 53 (T.B.K 74.md) madde hükmüne göre ise hukuk hakimi maddi olay ile bağlı olup kusur oranı ile bağlı değildir.
Somut olayda kesinleşen maddi olay davacının kazayı yapması ve olay yerinde gerekli işaretlenmenin yapılmaması olgusudur. Yoksa ceza yargılamasında davacının olayda tali kusurlu görülmesi maddi olay değildir. (H.G.K 6.2.2002 tarih 2002/19-16 E, 2002/47 K......)
Ceza yargılamasından hükme esas alınan 9.2.2012 tarihli raporu iş güvenliği uzmanı ve hukukçular hazırlamış ve aracını park etmek için sokağa giren davacıya "kazı çalışmalarını biliyorsun can güvenliğini düşünmedin" gerekçesi ile tali kusur verilmiş olduğu görülmektedir. Halbu ki uygulanması gereken karayolları trafik yasasıdır. Bu yasaya göre kusur durumunun irdelenmesi gerekir.
Diğer yandan davacının olay davacının olay anında alkollü olması (promil belli değil kazanın meydana geliş şekline göre kendisine kusur izafe edilmesini gerektirmez. Nitekim ceza yargılaması aşamasında alınan raporlarda da "alkol 0.50 promil üzerinde ise tali kusurludur" denmiştir. Hukuk mahkemesi (yerel mahkeme) kusurla ilgili rapor almış ve bilirkişi raporu davacının kusursuz olduğunu göstermiş, yerel mahkemede bu rapora itibar etmiştir.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre yerel mahkeme kararının yazılı gerekçelerle bozulması görüşüne karşıyım.