(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2013/1679 E. , 2013/4578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.01.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davalı Hazine, taşınmaz üzerindeki 4 katlı yapının 3. kat ve çatı katının 2003 yılından sonra yapıldığı için Hazineye intikal edeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine ve satış parasının tapudaki pay durumu ve 12.07.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre paylaştırılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı ve davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Paydaşlığın(ortaklığın) giderilmesi davaları paylı ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi mallarda paydaşlar veya ortaklar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, birlikte mülkiyetten ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Mahkemece paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının karar yerinde gösterilmesi gerekir. Satış bedelinin, satışına karar verilen taşınmaz paylı mülkiyet hükümlerine konu ise paydaşların tapudaki payları oranında, elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi olması halinde mirasçılık belgesindeki payları oranında hem paylı, hem de elbirliği mülkiyet halinin bir arada bulunması halinde ise tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; davaya konu edilen ve satışına karar verilen taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın ..."a aidiyetini tespit eden ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin Yargıtayca onanan 2010/168 esas-2011/163 sayılı kararı dikkate alınarak muhdesat oranının muhdesat sahibi paydaşa, arz değerinin ise paydaşlara tapudaki payları oranında dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, davalı ... muhdesattan pay verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılması gereken iş; satışına karar verilen 2118 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve bilirkişi tarafından kıymeti belirlenen bina ile ilgili olarak yukarıda açıklandığı şekilde söz konusu muhdesatın taşınmazın toplam değerine oranı konusunda ek rapor alınarak oran kurulmak suretiyle satış bedelinin paylaştırılması sırasında bu oranın nazara alınarak muhdesat oranının muhdesat sahibi paydaşa, arz değerinin de paydaşlara tapudaki hisseleri oranında dağıtılmasına karar vermek olmalıdır.
3- Harçlar Yasasının 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğu halde “harcın hisseleri oranında taraflardan alınmasına” şeklinde hüküm kurularak Hazinenin harçla yükümlü tutulması da doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentler uyarınca davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 26.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.