Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu hakkında kira alacağına dayalı olarak yapılan ilamsız takipte, örnek 13 nolu ödeme emrinin, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan “... Çankaya/ANKARA” adresine 19.03.2007 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir. Hükmi şahıslar adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun, Tüzüğün 28. maddesindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedenini araştırması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Bu durumda borçlu şirketin ticaret sicilindeki adresine Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılan tebliğ, usulüne uygun olup, mahkemece şikâyetin reddi yerine yazılı gerekçelerle kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.