15. Hukuk Dairesi 2017/1430 E. , 2018/2099 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, ödenmeyen iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, davalıya tebligat yapılmaksızın tensiple birlikte mahkemece, iş mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK"nın 114/c maddesi gereğince dava şartı olan “mahkemenin görevli olması” şartı hakkında taraf teşkili sağlanmadan karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Dava, 6100 sayılı HMK"nın yürürlükte olduğu 22.12.2015 tarihinde açılmıştır. 6100 sayılı HMK"da ilk derece yargılamasında yazılı yargılama usulü beş aşamadan oluşacak şekilde düzenleme yapılmıştır. Bunlar; 1-Davanın açılması ve dilekçeler aşaması, (Madde 118,126-136) 2-Ön inceleme, (Madde 137-142) 3-Tahkikat (Madde 143-293) 4-Sözlü yargılama (Madde 184-186) ve 5-Hükümdür (madde 294). Dava şartları ve ilk itirazlar ön incelemede sonuca bağlanır. Ön inceleme ise dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesinden sonra yapılır (HMK. m.137/1, 139/1 ilk cümle). Buna göre, usule ilişkin kararın verilebilmesi için; dava dilekçesinin davalıya tebliği, cevap süresinin (HMK. m. 127/1) beklenmesi, süresi içinde cevap verilmesi halinde davacıya tebliği, onun cevaba cevap verme süresinin (HMK. m.136/1) beklenmesi, davacı dilekçe verdiğinde bunun davalı tarafa tebliği ve davalının ikinci cevap süresinin beklenmesi zorunludur. Mahkemenin, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğini öngören aynı Kanun"un 138. maddesi hükmü, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu hüküm, hakime belirtilen hususlar hakkında gerekmiyorsa ön inceleme duruşması yapmaksızın karar verebilme yetkisi tanır. Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gereklidir. Yasa"nın 137/1. fıkrasında, ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüş olması karşısında, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetileceğine ilişkin 115/1. madde hükmü de bu
hususlarda, davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verilebileceğine izin verir tarzda bir yoruma elverişli değildir.
Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 1086 sayılı Kanun"dan farklı olarak iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi yasağını dava ve cevap dilekçesinin verilmesiyle başlatmamış; bu yasağı, dilekçelerin karşılıklı verilmesinin tamamlanmasına, bazı hallerde ön inceleme duruşmasına kadar ileriye ötelemiştir. Tarafların bu haklarını kullanabilmeleri, dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesini veya bunun için kanunda belirlenen sürelerin geçmesini gerekli kılar. 6100 sayılı HMK"nın 138. maddesi uyarınca dava şartları hakkında dosya üzerinden karar verilebilir ise de; bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekir.
Bu genel anlatımlar ışığında somut olaya gelince; mahkemece davalıya dava dilekçesi tebliğinin yapılmayıp, dilekçeler aşaması tamamlanmadan görevsizlik nedeniyle usulden red kararı verilmesi Anayasa"nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkına aykırıdır.
Bu nedenlerle mahkemece 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeyip dilekçeler aşaması tamamlanmadan görevsizlik nedeniyle usulden red kararı verilmek suretiyle davalının hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranılması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 22.05.2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
- K A R Ş I O Y Y A Z I S I -
Mahkemelerin görevli olması 6100 sayılı HMK"nın 114/1-c maddesine göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK"nın 1. maddesi). HMK"nın 115/1. maddesi hükmünce "Mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her
aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Yasada açıkça dava şartlarının davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden henüz taraflara tebliğ yapılmadan tensip aşamasında dahi mahkemenin görevsiz olması halinde usulden red kararı vermesi mümkündür. HMK"nın 137, 138 ve 140. maddelerindeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikat aşamasına geçilmeden dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu göstermekte olup bu incelemenin en geç yapılması gereken aşamayı belirleyen düzenlemelerdir.
Yerel mahkemece tensiple birlikte görevsizlik kararı verilmesi mümkün ise de; davacı dava dilekçesinde açıklamalar bölümü birinci paragraf son cümlesinde ödenmeyen işçilik alacakları için ayrı bir dava açılacak olup, davalı adına düzenlediği ve uygulamaya geçen fakat bedelleri kendisine ödenmeyen proje bedellerinin tahsili için bu davayı açtıklarını belirterek 5.000,00 TL proje bedelinin tahsilini talep etmiştir. Yapılacak inşaatla ilgili proje çizimi ve uygulaması işi 6098 sayılı TBK"nın 470. maddesinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisidir.
Bu durumda, davacı işçilik alacakları ile ilgili ayrı bir dava açma hakkını saklı tutarak eser sözleşmesinden doğan ve ödenmeyen iş bedeli ile ilgili bu alacak davası açtığını ve davaya bakmakta asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan mahkemece usulü işlemler tamamlanıp işin esası incelendikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi yerine görevsizlik nedeniyle usulden red kararı verilmesinin doğru olmaması sebebiyle yerel mahkeme kararının bozulması düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyoruz.