2. Hukuk Dairesi 2008/11717 E. , 2009/13756 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Anamur Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ :4.4.2008
NUMARASI :Esas no:2007/263 Karar no:2008/179
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm, duruşmalı inceleme yapılması talebiyle temyiz edilmişse de dosyada duruşma pulu bulunmadığı, duruşma giderinin yatırıldığına ilişkin belge, kayıt dosya gönderme formunda açıklama, tahsilat makbuzu da olmadığından murafaa giderinin yatırılmadığı anlaşılmakla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilerek evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda güven sarsıcı davranışlarda bulunan davalı kadının tamamen kusurlu bulunduğunun anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların müşterek çocuğu 24.09.2007 doğumlu Mustafa anne bakım ve şefkatine muhtaçtır. Davalı annenin müşterek çocuğa yönelik olumsuz bir davranışının varlığı da ispat edilememiştir. Velayetin davacı babaya verilmesi doğru değildir.
3-Davalının nafaka talebinin kısa kararda reddine karar verildiği halde gerekçeli kararda bu yönde hüküm kurulmadığından kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli karardaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerin yukarıda l. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA,temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 13.07.2009 pzt.
KARŞI OY YAZISI
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında nafaka konusunda çelişki yaratılmıştır.
Çekişme nedir?;
Değerli çoğunluğun kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisine rağmen işin esasının diğer yönlerden incelenebileceğine yönelik düşüncesine katılmıyorum. Dairemin formüle edilmiş ilke kararına göre: “...Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlış da olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli kararda aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.” Dikkat edilecek olursa Dairemin formüle edilmiş ilke kararına göre tefhim edilen kararla gerekçeli kararda aykırılık diğer yönler incelenmeden ve tek başına bozma sebebi olur. Kaldı ki kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bir bozma sebebi sayılır. (l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gerekçesi) l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararına göre sonradan yazılan gerekçeli kararın kısa karara uygun olması görüşü konusunda oybirliği vardır. İçtihadı birleştirme kararına göre yerel mahkeme önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle vicdani kanaatine göre karar verebilir. Öyle ki hâkim çelişkiyi gidererek davayı görev yönünden ya da hak düşürücü süreden de reddedebilir.
“Kısa karar ile gerekçeli kararda hükmün herhangi bir bölümü ile ilgili olarak çelişki yaratılması sonucu bozulması, hüküm maddelerinin tümünü ortadan kaldırır. Yeniden verilecek kararda, tüm istek¬ler hakkında yeniden ayrı ayrı karar verilmesini gerektirir. Açıklanan ya¬sal nedenlerle yok hükmünde olan önceki kararın temyiz edilmeyen bölümlerinin kesinleştiğine ilişkin görüş anılan inançları birleştirme kararına aykırıdır.” (Y2HD, 28.4.1999, 1986-4284) Çelişik kararın gerek tamamının gerekse bir bölümünün temyiz incelenmesine konu yapılması bu sebeple olanaksızdır. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibaret olduğundan değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum.