Esas No: 2021/2314
Karar No: 2021/400
Karar Tarihi: 03.03.2021
Danıştay 2. Daire 2021/2314 Esas 2021/400 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2314
Karar No : 2021/400
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesince, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 21/03/2016 günlü, E:2015/23725, K:2016/1698 sayılı bozma kararına uyularak verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; İçişleri Bakanlığında hukuk müşaviri olarak görev yapan davacı tarafından, mülki idare amirliği hizmetleri sınıfında fiilen onbeş yılını doldurmadığından bahisle birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmemesine ilişkin … günlü, … sayılı encümen kararı ile bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin 07/02/2014 günlü işlemin iptali, parasal ve özlük haklarında meydana gelen kaybın birinci sınıfa yükseltilmesi gereken tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : ... İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; 4734 sayılı Kanun'un 53. maddesinin (i) bendinde yer alan düzenlemelerden, Kurul başkan ve üyeleri ile personelin Kurulda geçirdikleri süreleri emekliliklerinde makam veya yüksek hakimlik tazminatı ödenmesine gerektiren görevlerde geçmiş sayılırken, görev sürelerinin bitiminde mükteseplerine uygun bir kadroya atanan personel bakımından da Kurulda geçen sürelerin mükteseplerine uygun olarak atandıkları görevlerinde fiilen geçmiş sayılacağının ve bu sürelerin terfi hesabına katılacağının açıklığa kavuşturulduğu, anılan bentte değişiklik yapan 4761 sayılı Yasanın gerekçesinden de Yasa koyucunun bunu amaçladığının anlaşıldığı; dolayısıyla, davacının 13/08/2002 - 13/08/2013 tarihleri arasında Kamu İhale Kurumunda geçen hizmet sürelerinin, mülki idare amirliği hizmetleri sınıfında fiilen geçmiş sayılması ve terfi bakımından bir ayrıma tabi tutulmamasının gerektiği; bu durumda, 14/06/1989 tarihinde kaymakam adayı olarak mesleğe başlayan ve değerlendirmeye alındığı 22/11/2013 tarihi itibarıyla mülki idare amirliği hizmetleri sınıfında fiilen 15 yılını doldurduğu anlaşılan davacının, mülki idare amirliği hizmetleri sınıfında fiilen 15 yılını doldurmadığı gerekçesiyle birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmemesine ilişkin işlem ile yapılan itirazın reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline, davacının bu işlemler nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacının mesleğe kaymakam adayı olarak 14/06/1989 tarihinde başladığı, 13/08/2002 - 13/08/2013 tarihleri arasında 11 yıl boyunca meslekte görev yapmayarak, … Kurumunda … olarak çalıştığı, Bakanlık Müdürler Encümenince mesleğe yeniden döndüğü yıl olan 2013 yılında değerlendirmeye alınarak, meslekte fiilen onbeş yılını tamamlamamış olması nedeniyle birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmediğini, davacının değerlendirmeye alındığı 30/11/2013 tarihi itibarıyla meslekteki fiili hizmet süresinin 13 yıl, 5 ay, 16 gün olduğu, 30/11/2015 tarihinde yapılan değerlendirmede davacının meslekte fiilen 15 yılını tamamlamış olması nedeniyle birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltildiği, Kamu İhale Kanunu'nun 53-i maddesinde, bu kurumda geçen hizmetlerin mülki idare hizmetleri sınıfından sayılacağına dair açık hüküm bulunmadığı, 1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanunu'nun 3/B maddesinde hangi kurumlarda görev alanların hizmet sürelerinin mülki idare amirliği hizmetleri sınıfında geçmiş sayılacağının dğzenlendiği, kamu İhale Kurumunun bu kurumlar arasında yer almadığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K: 2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkün olup, 50. maddesinin dördüncü fıkrasında ise Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
... İdare Mahkemesinin temyize konu kararı; Danıştay Onaltıncı Dairesinin 21/03/2016 günlü, E:2015/23725, K:2016/1698 bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş bir karar olduğundan, usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. ... İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Uyuşmazlık, mesleğe … olarak 14/06/1989 tarihinde başlayan, 13/08/2002 - 13/08/2013 tarihleri arasında … Kurumunda, … olarak çalışan davacının, Bakanlık Müdürler Encümenince mesleğe yeniden döndüğü 2013 yılında değerlendirmeye alınarak, meslekte fiilen onbeş yılını tamamlamamış olması nedeniyle birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmemesi yolunda verilen karar ve bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin işlemlerden kaynaklanmıştır.
1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanunu'nun 2/A maddesinde; İçişleri Bakanlığı memurluklarına intisap ve terfide bu Kanun'da yazılı haller dışında genel hükümlerin uygulanacağı belirlemesi yapılmış, 3/B maddesinde; hangi kurumlarda görev alanların hizmet sürelerinin Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfında geçmiş sayılacağı düzenlenmiş, "Kamu İhale Kurumu" bu kurumlar arasında gösterilmemiştir.
22/1/2002 tarih ve 24648 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 4734 sayılı Kanun'un uyuşmazlıkla ilgili düzenlemeleri incelendiğinde ise;
4734 sayıl Kanun'un 53. maddesinde; Kurum personelinin ücretleri ile diğer malî ve sosyal haklarının, Cumhurbaşkanınca belirlenecek miktar, usul ve esaslar çerçevesinde Kurul tarafından belirleneceği ve Kurum personelinin, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tâbi olduğu kuralı getirildiği;
5434 sayılı Kanun'un, emekli aylıklarının hesabında, personel kanunlarına (657 sayılı Kanun, 399 sayılı KHK vb.) paralel düzenlemeler içerdiği, Kurum personelinin ücretleri ile diğer malî haklarının, genel düzenlemelerden farklı olarak belirlendiği;
5434 sayılı Kanun'un ek 68. maddesinde yer alan" Makam tazminatı ile yüksek hakimlik tazminatı ödenmesini gerektiren görevlerde toplam 2 yıl bulunduktan sonra emekliye ayrılanlara makam veya yüksek hakimlik ve temsil veya görev tazminatları bulundukları en üst görevleri esas alınarak ödenir." hükmü karşısında; 4734 sayılı sayılı Kanun'un 53. maddesi ile Kurul Başkanı ila Kurum Daire Başkanlarına uygulanacak; ek gösterge, makam ve temsil tazminatları görev unvanları sayılan personelin, bu görevlerde geçirilen süreleri, makam tazminatı ve yüksek hakimlik tazminatı ödenmesini gerektiren görevlerde geçmiş sayılacağı kuralı getirilerek, sayılan personelin, emekli olduklarında, makam tazminatı ve yüksek hakimlik tazminatı ödenmesinden yararlanmalarına imkan sağlandığı görülmektedir.
4734 sayılı sayılı Kanun'un yine 53. maddesiyle, Kurul Başkan ve üyeliklerine atananların Kurulda görev yaptıkları süre sona erdiğinde, mükteseplerine uygun bir kadroya atanırken, Kurumda geçirdikleri sürelerin, sadece "makam veya hâkim sınıfından olup da yüksek hâkimlik tazminatını almaya başladıktan sonra" Kurul Başkan ve üyeliğine atananlar için, "asıl görevlerinde görev yapmış gibi" değerlendirilmesi kabul edilmiştir.
Diğer yandan; 4734 sayılı sayılı Kanun'un 53. maddesinde yukarıda sayılan personel dışında, Kurumun görev alanı ile ilgili konularda genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idareler ve kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışanlar kurumlarının, hâkimler ve savcılar ise kendilerinin muvafakatı ile Kurumda görevlendirilebileceği hükme bağlanmış; bu personel, kurumlarından maaşsız izinli sayılıp ve aylık, ödenek, her türlü zam ve tazminatları ile diğer malî ve sosyal hak ve yardımları Kurumla ilgili arasında imzalanacak sözleşmede belirleneceği, izinli oldukları sürece memuriyetleri ile ilgili özlük hakları devam ettiği gibi, bu süreler terfi ve emekliliklerinde hesaba katılacağı, terfileri başkaca bir işleme gerek duyulmadan süresinde yapılacağı kuralı getirilmiştir.
657 sayılı Kanun'a göre ( istisnalar dışında ) ücretsiz izinli sayılanların, kademe ilerlemesi ve derece yükselmeleri yapılmazken, bu personelin terfileri başkaca bir işleme gerek duyulmadan, kanunda öngörülen süreye bağlı terfilerinin yapılacağı ve Kurum personeli, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tâbi olduğundan, çalıştıkları sürenin emekliliklerinde sayılacağı kabul edilmiş olmakla birlikte, kurumda çalıştıkları sürenin asıl görevlerinde görev yapmış gibi değerlendirileceği yönünde bir düzenleme, bu personel için öngörülmemiştir.
Bu durumda, … Kurumunda, … olarak çalışan davacının, bu Kurumdaki çalışma süresinin, Mülkî İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfında görev yapmış gibi değerlendirilmesini mümkün kılan bir kural bulunmadığından, mesleğe yeniden döndüğü yıl olan 2013 yılında değerlendirmeye alınarak, meslekte fiilen onbeş yılını tamamlamamış olması nedeniyle, birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmemesine ilişkin dava konusu işlemlerde mevzuata aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Kaldı ki, birinci sınıf mülkî idare amirliğine yükseltilmesine ilişkin düzenleme, 05/07/2006 tarihinde yürürlüğe girmiş ve Mülkî İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfında; kaymakam adaylığı dahil olmak üzere, fiilen onbeş yılını doldurmuş olma şartı bu tarihten önce mevzuatta yer almamış olduğundan; 22/1/2002 tarihinde yayımlanan, 4734 sayılı Kanun 4734 sayılı sayılı Kanun'un 53. maddesinde yer alan "Kurumda görevlendirilen personelin terfileri başkaca bir işleme gerek duyulmadan süresinde yapılır" kuralının; kanunda öngörülen süreye bağlı olan kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi dışında, emsallerine göre başarılı olma değerlendirilmesi sonucu yapılan "birinci sınıf mülkî idare amirliğine yükseltilme"yi de kapsadığının kabulü mümkün olmadığı gibi, anılan Kanun hükmü, fiilen yapılmayan hizmetin, birinci sınıf mülkî idare amirliğine yükseltilmede dikkate alınmasına, imkan da vermemektedir.
Açıkladığım nedenlerle, Mahkeme kararının bozulması gerekiği oyu ile aksi yöndeki Daire kararına katılmıyorum.