Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/1723
Karar No: 2021/3017
Karar Tarihi: 03.03.2021

Danıştay 6. Daire 2021/1723 Esas 2021/3017 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/1723
Karar No : 2021/3017

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Valiliği

İSTEMİN ÖZETİ : Gümüşhane İli, Torul İlçesi, ... Köyünde ... İşletmeleri A.Ş. tarafından yapılması planlanan "... Ruhsat Nolu Maden Arama Faaliyeti" projesiyle ilgili Gümüşhane Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen ... tarih ve ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) Gerekli Değildir" kararı (Mahkeme kararında sehven "... Ruhsat Nolu Maden Arama Faaliyeti" projesiyle ilgili verilen ... tarih ve ... sayılı ÇED Gerekli Değildir kararına yer verilmiştir.") ile Gümüşhane İli, Torul İlçesi, ... Köyünde ... İşletmeleri A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Karotlu Maden Arama Faaliyeti (80 Adet)" projesinin ÇED kapsamının dışında olduğuna ilişkin Gümüşhane Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davanın ehliyet yönünden reddi yolunda ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Davacı tarafından, Gümüşhane İli, Torul İlçesi, ... Köyünde yapılması planlanan "... Ruhsat Nolu Maden Arama Faaliyeti" projesiyle ilgili Gümüşhane Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen ... tarih ve ... sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararının iptali istenildiği halde, Mahkeme kararında Gümüşhane İli, Torul İlçesi, ... ve ... Köyünde yapılması planlanan "... Ruhsat Nolu Maden Arama Faaliyeti" projesiyle ilgili verilen ... tarih ve ... sayılı ÇED Gerekli Değildir kararına yer verildiği görülmüş ise de, Mahkeme kararında, davacının proje alanı veya etki alanında taşınmazlarının veya ikametinin bulunmaması nedeniyle davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı belirtildiğinden ve Mahkeme kararında sehven yer verilen projenin de proje alanı veya etki alanının iptali istenilen proje ile ortak olduğu anlaşıldığından, ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı karar ve dayandığı gerekçe bu yönüyle hukuk ve usule uygun olduğu gibi, dava açma ehliyeti değerlendirilirken öznel koşulların dikkate alınması gerektiğinin vurgulandığı Anayasa Mahkemesinin Kemal Çakır ve Diğerleri (B. No:2016/13846) kararı dikkate alındığında, davacı tarafından davanın açılmasındaki öznel koşulların somut bir biçimde ortaya konulamadığı sonucuna varıldığından, bu yönüyle de anılan Mahkeme kararı hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 03/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar "iptal davası" olarak tanımlanmış, 14. maddesinde de; dava dilekçelerinin ehliyet yönünden inceleneceği ve 15/1-b maddesinde; bu hususta Kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükmünün değerlendirilmesinden, yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır.
İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Aksi halde, kişilerin kendisine etkisi bulunmayan, menfaatlerini ihlal etmeyen idari işlemler hakkında da iptal davası açma hakkı doğar ve bu durum idarenin işleyişini olumsuz etkiler.
Bununla birlikte, çevreyi ilgilendiren projelerle ilgili verilen ÇED kararlarının iptali istemiyle açılan davalarda dava açma ehliyeti belirlenirken, adil yargılanma hakkı kapsamında davacıların mahkeme erişim hakkı ile idari istikrar ilkesi arasında adil bir dengenin kurulması gerekmektedir.
Bu nedenle, projelerin yapımının planlandığı yörede ikamet eden ya da o yörede taşınmazları bulunanların, dava açma ehliyetlerinin varlığının kabulü, idari istikrarın sağlanması amacıyla yatırım planlayanların sürekli olarak dava tehdidi ile karşı karşıya kalmamaları bakımından temel ölçüt olmakla birlikte, mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmemesi adına davacıların öznel koşullarının da dikkate alınmasının, adil bir yargılama için gerekli olduğu sonucuna varılmıştır. Öznel koşulların varlığının ise somut olayın niteliğine göre Mahkemelerce takdir edileceği kuşkusuzdur.
Nitekim, Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru üzerine verdiği 05/03/2020 tarih ve Başvuru No:2016/13846 sayılı kararında; davacıların dava konusu ÇED Gerekli Değildir kararının iptalini istemede menfaatlerinin ihlal edilmediği yolundaki idari yargı kararının gerekçesine yönelik olarak, "...davacıların mülklerinin proje sahasına yakın olması veya kullanım amacı gibi öznel koşulları dikkate almaksızın bir proje sahasında mülkü olmayanların -projeye yakın sahada mülkü olsa bile- projeye karşı hiçbir durumda dava açamayacakları yönünde kategorik bir yaklaşım içermektedir. Ancak başvurucuların öznel durumları hakkında bir değerlendirme içermeyen bu kategorik yaklaşım, başvurucular gibi proje kapsamında olmamakla birlikte projeden etkilenme potansiyeli bulunan kişilerin dava açmalarını imkansız hale getirdiğinden başvurucuların mahkemeye erişim hakkına yapılan müdahalenin orantısız olması sonucunu doğurmaktadır..." değerlendirmesine yer verilerek, davacıların öznel koşullarının dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda; davacının her ne kadar proje alanı veya etki alanında ikamet etmediği gibi, kendi adına taşınmazlarının bulunmadığı anlaşılmış ise de, davacının doğum yerinin Yalınkavak Köyü olduğu, proje alanında babasına ait taşınmazların bulunduğu ve yılın belli dönemlerinde bu köyde ikamet edildiği ileri sürüldüğünden, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, davacının Yalınkavak Köyü ile manevi bağı bulunduğu, dolayısıyla, bakılmakta olan davayı açma ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, İdare Mahkemesince çözümü teknik bilgiyi gerektiren konuda keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi