23. Ceza Dairesi 2015/14993 E. , 2016/4147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli mala zarar verme
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK"nın 152/1-a, 58 ve 53 maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay hapis cezası ile mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Başka bir suçtan hükümlü olarak....K1 Tipi Ceza İnfaz Kurumu"nda kalan sanığın, suç tarihinde, bulunduğu müşahede odasındaki tuvalet kapısının kasalarını söktüğü, duvarları kırdığı ve lavaboyu parçalamak suretiyle zarar verdiği, tanık beyanı, tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, nitelikli mala zarar verme suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz başvurularının reddine, ancak;
1)....K1 Tipi Ceza İnfaz Kurumu infaz koruma memurları tarafından 23.04.2012 tarihinde tutulan, “sanığın iç çamaşırları kalmış halde, Allahuekber şeklinde bağırdığı ve burayı bastılar, her taraftan geliyorlar” şeklinde koğuş içinde bağırdığına yönelik tutanak, sanığın suç tarihinden bir kaç gün evvel infaz koruma memurlarına verdiği “ruhsal bunalıma girdiğini, etrafa zarar verebileceğini, bu nedenle müşahede odasına alınması talebini içerir” dilekçeler, tanık olarak dinlenen infaz koruma memuru ....in “...sanık psikolojik rahatsız olan bir kişiydi, tuhaf konuşmalar yapıyordu...” şeklindeki beyanı ve sanığın kovuşturma aşamasında “...şuurunun kaybolduğuna...” ilişkin savunması karşısında, sanığın suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK"nın 32. maddesi gereğince, akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı yönünde Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi sağlık kurulundan ya da Adli Tıp Kurumu"ndan rapor alınarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Kabule göre de; 28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 65. maddesiyle 5237 sayılı TCK"nın 152/1 maddesinde yapılan değişikliğe göre, öngörülecek ceza miktarının üst sınırının altı yıldan dört yıla indirilmesi ve sanık hakkında hüküm kurulurken alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tertip edilmesi karşısında söz konusu kanun değişikliğine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3) TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması ve ayrıca TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz başvurusu bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06/04/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.