Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1133
Karar No: 2021/1204
Karar Tarihi: 07.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1133 Esas 2021/1204 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1133
KARAR NO: 2021/1204
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/01/2019
NUMARASI: 2017/1108 Esas - 2019/81 Karar
DAVANIN KONUSU: Çek istirdadı davası (Islah sonucu alacak davası)
Taraflar arasında görülen çek istirdadı davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili şirketin satış personelinin, şirketin ticari ilişkisi sonucunda teslim aldığı ve hamili olduğu, keşidecisi ... Ltd. Şti. olan, ... Cennet Mahallesi Şubesinden verilme, 30/10/2016 keşide tarihli, 12.000,00 TL bedelli, ... nolu çeki hırsızlık suretiyle zayi ettiğini, bu hususta Beylikdüzü Polis Amirliğine ifade verildiğini, çekin iptali için Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/254 esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, yargılama aşamasında ... Genel Müdürlüğünden gelen cevabi yazıda davaya konu çekin son olarak davalı ... Ltd. Şti. tarafından tahsil için takasa ibraz edildiği bilgisi geldiğini beyan ederek, öncelikle çekin icra takibine konulmaması veya konulması halinde icranın durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı şirketin elinde bulunan çekin istirdadına (davalıdan alınıp davacıya verilmesine), davacı şirketin yetkili hamili olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davanın husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin çek keşidecisi olup çeki emrine düzenlediği ... Ltd. Şti’ne (ilk cirantaya) borcuna karşılık çek teslim makbuzu ile verdiğini, huzurdaki istirdat davasının (hataen veya kasten) yanlış yere müvekkiline yöneltildiğini, ...’ın Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderdiği yazıda; “Söz konusu çek ve çeki ibraz eden hamil bilgileri karşı banka nezdindedir” şeklinde bilgi verildiğini, bu durumda çeki ibraz eden hamil bilgilerinin karşı bankadan istenmesi gerektiğini, bu hususun yazıda belirtildiğini, çeki ibraz eden hamilin bu bankadan sorulması gerektiğini, verilecek cevaba göre de çek iptali davasına müdahale eden ve çeki elinde bulundurana karşı işbu istirdat davasının açılması gerektiğini belirterek, dava konusu çekin müvekkilinin elinde olmaması nedeniyle pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 18/01/2018 tarihli ıslah dilekçesinde özetle: davalı şirket vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesindeki hususları kısmen kabul ettiklerini, davalı şirketin karşılıksız kalmış bu çeke istinaden 14/12/2016 tarihinde 5.000,00 TL ödemeyi davacı şirketin banka hesabına yaptığını, bakiye 7.000,00 TL'nin ödenmemiş haliyle müvekkili şirketin davaya konu çeki 12/06/2017 tarihinde zayi ettiğini, 22/06/2017 tarihinde de hasımsız olarak Çorlu 3. Asliye Hukuk mahkemesinde çek iptali davası açıldığını, dava açıldıktan sonra davalı şirketin 08/08/2017 tarihinde davacı şirket hesabına 2.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak muhasebe birimi tarafından kendilerine bilgilendirme yapılmadığını, Çorlu 3. Asliye Hukuk mahkemesinde yargılama aşamasında ... Genel Müdürlüğüne verilen cevabi yazıda davaya konu çekin son olarak davalı tarafından tahsil için takasa ibraz edildiği bilgisinin geldiğini ve bu nedenle mahkemenin kendilerine keşideciye karşı istirdat davası açılması için süre verdiğini, sehven verilen bu ara karar üzerine yasaya aykırı şekilde keşideci davalı şirkete karşı istirdat davası açtıklarını belirtmiştir. Söz konusu çek ile ilgili davacı şirketin hali hazırda 5.000,00 TL alacağı bulunduğunu, davalı şirketin bakiye bedeli halen ödemediğini belirterek, çek istirdat davasını alacak davasına dönüştürmek suretiyle davayı ıslah ettiklerini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Mahkememizce toplanan tüm deliller, Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/254 Esas sayılı dosyası incelendiğinde davacının zayi nedeniyle çek iptali davasının yargılamasında 28/11/2017 tarihli 1 nolu celsenin 2 nolu ara kararı gereği mahkememizde istirdat davası açmış olduğu, davacı yanın Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2 nolu celsede istirdat davası açmış olduklarını ancak istirdat davası şartlarının oluşmadığını beyan ettiği ve ilgili mahkemenin davaya devam ettiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin 22/01/2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 12.000,00 TL dava değeri olan istirdat davasını 5.000,00 TL dava değeri olan alacak davasına dönüştürmesine yönelik dilekçe vermiş olduğu tespit edilmiştir. Alacak davası alacaklının alacağını borçludan tahsil edebilmek adına açtığı davadır. Söz konusu alacak herhangi bir sözlü yada yazılı sözleşmeye, resmi bir evraka dayanabilir. Davacının davaya konu kıymetli evraktan kaynaklı alacağını isterken öncelikle çek iptali davasından karar çıkmış olması ve bu karar neticesinde kendisinin yetkili hamil olduğunun kesinleşmiş olması gerekmektedir. Dava değeri ıslah ile azaltılamaz. Mahkememizce açılan davanın değerinin 12.000,00 TL olduğu göz önüne alındığında ıslahın usulüne uygun yapılmadığı tespit edilmiştir. Çek iptali TTK 818 md.1/s göndermesi ile TTK 757-763. maddeler ile 764. maddenin 1. fıkrasında atıfla düzenlenmiştir. TTK 758/1 de poliçeyi eline geçiren kişi bilindiği takdirde mahkeme dilekçe sahibine iade davası açması için uygun bir süre verir. İade davası TTK. 763 de düzenlenmiş olup elden çıkan poliçe mahkemeye sunulduğu takdirde mahkeme iade davası açılması için dilekçe sahibine uygun bir süre verir. Davacının istirdat davasını keşideciye karşı açması belirtilen kanun maddelerine aykırı olup zayi nedeniyle çek iptali davasının yargılamasında tespit edilecek son hamile karşı açılması gerekmektedir. Davacının zayi nedeniyle çek iptali davası kesinleşmeden alacak davası açmasında hukuki yarar olmadığı gibi istirdat davasını da keşideciye açması usul ve yasaya aykırı olduğu..." gerekçesiyle, davanın HMK. 114/1/h gereği hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, davalının kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Yargılama aşamasında çekin son hamilinin davalı şirket olmadığını ve davalının keşideci şirket olduğunu fark ettiğini, bunun üzerine davalı şirkete karşı açılan davayı ıslah edip alacak davasına dönüştürdüklerini, Davalı şirketin, karşılıksız kalmış bu çeke istinaden 14.12.2016 tarihinde 5.000,00 TL tutarındaki parayı davacı şirketin banka hesabına ödediğini, bakiye 7.000,00 TL ödenmemiş hali ile müvekkili şirketin bu çeki 12.06.2017 tarihinde zayi etmiş olduğunu, 22.06.2017 tarihinde de hasımsız olarak Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde çek iptali davası açıldığını, çek iptal davası açıldıktan davalı şirketin, davaya konu çeke ilişkin 08. 08.2017 tarihinde davacı şirket hesabına 2.000,00 TL ödeme yaptığını,
Mevcut durumda ortada zayi olmuş bir karşılıksız çek bulunduğunu, bu çekin iptali hususunda Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.06.2018 tarih ve 2017 / 254 es-2018 / 298 Kar sayılı gerekçeli kararını sunduklarını, mahkemenin kararında sehven keşideciyi yanlış yazdığını, Söz konusu çek ile ilgili olarak halihazırda davacı şirketin bakiye 5.000,00 TL alacağı bulunduğunu, istirdat davasını ıslah etmek suretiyle alacak davasına dönüştürdüklerini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının meşru hamili olduğunu ileri sürdüğü çekin hırsızlanması neticesi elinden çıktığı iddiasına dayalı olarak açılan çek istirdatı davası iken, ıslah sonucu alacak davasına dönüştürülmüş ve çekin ödenmeyen bakiyesi olan 5000,00 TL'nin tahsili talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. ...'dan gelen müzekkere cevabında, 12.000,00 TL tutarlı çekin 31.10.2016 tarihinde ... Bankası A.Ş. tarafından elektronik takas ortamında ibraz edildiği, ibraz anında hesap bakiyesinin yetersiz olduğundan çek tutarı ödenmeyerek karşılıksız işleme tabi tutulduğu hususları belirtilmiştir. Dosya içerisinde B. Çekmece Başsavcılığına hitaben ... ve ... tarafından müşteki sıfatıyla verilen dilekçe mevcuttur. Söz konusu dilekçenin incelenmesinde, araç içerisine hırsızlık yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin çekin keşidecisi olduğunu, söz konusu çeki emrine düzenlediği ...'in borcuna karşılık çek teslim makbuzu ile ...'e teslim ettiğini, dolayısıyla çeki bankaya ibraz eden hamil konumunda bulunmayan müvekkiline eldeki istirdat davasının yöneltilemeyeceğini, çeki ibraz eden hamil bilgilerinin ilgili bankadan sorulmasını veya çek iptali davasına müdahale eden ve çeki elinde bulundurana karşı söz konusu istirdat davasının yöneltilmesi gerektiğini beyan ederek husumet itirazında bulunmuştur. ... A.Ş.'den gelen cevabı yazıda, dava konusu çekin Hadımköy Ticari Şubesine ... tarafından ibraz edildiği, çek 82 karşılıksız kodu ile çekin iade edildiği belirtilmiştir. Söz konusu çekin incelenmesinde, lehtarın ..., Keşidecinin ... Şti., keşide yerinin İstanbul, keşide tarihinin 30.10.2016, çek tutarının 12.000,00 TL olduğu, lehtarın ilk ciranta ... San. 'de son ciranta olarak gözüktüğü anlaşılmaktadır. Davacı vekili 18.01.2018 tarihli dilekçesiyle, çek iptali davası açıldıktan sonra davalı şirketin 08.08.2017 tarihinde davacı şirkete 2000 TL ödeme yapmış olduğunu beyan ederek çekin ödenmeyen bakiye tutarı olan 5000 TL'nin 30.10.2016 tarihinden itibarin reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesini talep etmiştir. Davalı ikinci cevap ve ıslah dilekçesine karşı beyan dilekçesinde, Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/254 esas sayılı dosyası üzerinde görülmekte olan zayi nedeniyle çek iptali davası sonuçlanıp kesinleşmeden davacının alacak talep edemeyeceği, dolayısıyla davacının eldeki davayı istirdat davası olarak açıp alacak talebine dönüştürmesinde hukuki yararı bulunmadığını, bahsi geçen sebeplerle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. İlk derece mahkemesince davacının zayi nedeniyle çek iptali davası kesinleşmeden alacak davası açmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilerek davalının kötü niyet tazminatı taleplerinin reddi yoluna gidilmiştir. Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir (TTK m.651/1). Hak sahibi olduğunu senetsiz ispat, ancak iptal kararı alınmasıyla mümkün olabilir. İptal karan olmadan doğrudan çek keşidecisi borçluya başvurularak alacak (ifa) istenmesi mümkün değildir. Daya konu çekte davalının keşideci konumunda olduğu, davacınin keşideci konumundaki davalıya müracaat edebilmesi için 6102 sayılı TTK'nın 651. maddesine göre çekin zayi olduğuna dair mahkemeden iptal karan alması gerektigi, daha sonra da TTK'nın 652/1. maddesi gereğince iptal kararı üzerine hak sahibi olarak hakkını senetsiz olarak da ileri sürebileceği veya yeni bir senet düzenlemesini kesideciden isteyebileceği bilinmektedir. Dolayısıyla davacı talebinin ön şartı, zayi nedeniyle iptal kararı alınmış olmasıdır (Yargıtay 11. HD.5.6.2014 -2171/10655) Dosyanın incelenmesinde Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/254 esas sayılı dosyasına ilişkin gerekçeli kararın bulunduğu, söz konusu kararda davacının ... Şti. dava konusu çek iptali davası olduğu, ... Şubesine ait keşidecisinin ..., keşide tarihinin 30.10.2016, bedelinin ise 12.000,00 TL olduğu, dava konusu çekin hırsızlık suretiyle zayi olduğu iddiasına dayalı olarak çek iptali davası açıldığı, davacının davasının 26.06.2018 tarihinde kabulüne karar verildiği, UYAP üzerinden yapılan araştırmada söz konusu kararın halen kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Bahsi geçen sebeplerden ötürü ilk derece mahkemesince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle HMK'nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 07.10.2021
KANUN YOLU: HMK'nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi