1. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/13911 Karar No: 2011/2297
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13911 Esas 2011/2297 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Daha önce babası tarafından davalıya temlik edilmiş olan bir taşınmazın tapu iptali ile babasının adına tescil edilmesi istenen bir dava açılmıştır. Ancak davacı tarafın aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, bu karara itiraz ederek temyiz etmiştir. Yargılama sırasında babasının oğlu tarafından vasi olarak atanması üzerine vasiye tebligat yapılarak davaya icabeti sağlanmıştır. Ancak mahkeme, hatalı bir değerlendirme sonucu karar vermiştir. Bu nedenle davacının temyiz itirazı yerinde görülerek hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise Türk Medeni Kanunu'nun 462/8, 2659 sayılı Yasanın 7. ve 16. maddeleridir.
Davacı, hukuki ehliyete sahip olmayan babası A.B.tarafından 733 parsel sayılı taşınmazın satış yoluyla davalıya temlik edildiğini, yapılan temliki işlemin ehliyetsizlik ve muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ile babası A. B.adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; davacı İ. babası A.nin, çekişme konusu 733 parsel sayılı taşınmazını davalıya satış suretiyle temlik ettiği 28.2.2008 tarihinde hukuki muamele yapma ehliyetinin bulunmadığını, işlemin geçersiz olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış ve davacı İhsan tarafından yargılama sırasında açılan vesayet davası sonucunda, davacının babası Ali"ye oğlu Erol vasi olarak atanmıştır. Hemen belirtilmelidir ki; davada husumet dava şartıdır. Başlangıçta bulunmayan dava şartının yargılama sırasında tamamlanması halinde, dava ekonomisi yönünden davanın tedvir ve intaç edilmesi zorunludur. Her ne kadar, davanın açıldığı tarihte davacı İ.babası A.nin vasisi değilsede, yargılama sırasında A. oğlu E.vasi olarak atandığına göre, vasiye tebligat yapılarak davaya icabeti sağlandıktan sonra, TMK"nun 462/8 maddesi hükmü uyarınca vesayet makamından izin alınarak davanın sürdürülmesi, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması, davada hukuki ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayanıldığı gözetilerek 2659 sayılı Yasanın 7. ve 16. maddeleri gereğince akit tarihinde ehliyetsiz olduğu iddia edilen A.hakkında, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden A."nin ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ondan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.